Yüzyüzeyken Konuşuruz - Kalabalık - traduction des paroles en anglais

Kalabalık - Yüzyüzeyken Konuşuruztraduction en anglais




Kalabalık
Crowded
Söyleyeceklerim var benim de
I have things to say too
Dinleyeceklerin var
You have things to hear
Üçünde gitmek zorundayım ayın
I have to go on the 3rd of the month
105 gün boyunca
For 105 days
Rüyaya karışınca
When I entered the dream
Geldi uyandırdı dayım
My uncle came and woke me up
Yine kalabalık kalabalık evin içi
The house is crowded again
Kaçamadık kaçamadık bi' gün için
We couldn't escape even for a day
İzin ver sana geleyim ben
Let me visit you
Yine kalabalık kalabalık evin içi
The house is crowded again
Kaçamadık kaçamadık bi' gün için
We couldn't escape even for a day
İzin ver sana geleyim ben
Let me visit you
İzin ver sana geleyim ben
Let me visit you
Saçların bulutlar içinden
Your hair is from the clouds
Buharlaşmış bir biçimden
From an evaporated form
Su olup yağmasaydı çok hastaydım
I would be so sick if it hadn't rained
Ceketin cebinde kalınca
When it got stuck in your jacket pocket
Üstüne arayan sen olunca
When you called to pick it up
Telefon çalmasaydı banyodaydım, banyodaydım, banyodaydım
I would have been in the bathroom if the phone hadn't rung
Yine kalabalık kalabalık evin içi
The house is crowded again
Kaçamadık kaçamadık bi' gün için
We couldn't escape even for a day
İzin ver sana geleyim ben
Let me visit you
Yine kalabalık kalabalık evin içi
The house is crowded again
Kaçamadık kaçamadık bi' gün için
We couldn't escape even for a day
İzin ver sana geleyim ben
Let me visit you
İzin ver sana geleyim ben
Let me visit you





Writer(s): Kaan Boşnak


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.