Paroles et traduction Yılmaz Erdoğan - Kızım Berfin'e
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Kızım Berfin'e
My Daughter Berfin
Içimin
güler
yüzü
The
cheerful
face
of
my
heart
Yaşanılası
iklimim
hoşgeldin
Welcome
to
my
realm,
a
pleasant
climate
to
live
in
Adımın
çapraz
yazılması
kimin
umrunda
Who
cares
if
my
name
is
spelled
backwards?
Denize
düşen
yılana
öykünür
biraz
da
Like
a
snake
that
fell
into
the
sea,
I
shall
embrace
my
transformation
Bir
aralık
sızıverdin
işte
You
slipped
in
during
December
ömrümüzün
en
gevrek
zamanı
the
most
brittle
time
of
our
lives
çıt
diyor
kırılıyoruz
We
are
like
glass,
easily
broken
öfke
kadar
saydamız
o
zamanlar
As
transparent
as
anger
back
then
Ve
kırılgan
And
as
fragile
Kızım
demeyi
öğrettiğin
için
For
teaching
me
what
it
means
to
be
called
dad
O
tanrısal
kokun
For
your
divine
scent
Ve
gülüşündeki
baban
için
And
for
the
piece
of
me
in
your
smile
Ki
hala
zillleri
çalıp
kaçmak
istiyorduk
We
still
wanted
to
ring
doorbells
and
run
away
Yarım
yamalak
aşk
kırıntıları
Crumbs
of
half-baked
love
Tabakta
bırakılmış,
yazık
atılacak
bir
sevda
Abandoned
on
the
plate,
a
love
that
deserved
to
be
cherished
Hatta
el
değmemiş
delilikler
istiyorduk
We
even
desired
to
commit
harmless
acts
of
madness
çocuktuk
daha
We
were
children
then
Büyümeye
direniyorduk
Resisting
adulthood
Iş
toplantılarında
lolipop
zamanlar
Lollipop
days
in
business
meetings
Düşlüyorduk
We
were
dreamers
Ama
sızı
verdin
işte
But
you
slipped
in
Ya
üç
yeşil
gevrek
rokaydık
We
were
three,
unripe,
green
almonds
Mayışmamıza
bir
limon
yetecekti
A
lemon
could
have
ripened
us
Biz
garsonu
bekliyorduk
We
were
waiting
for
the
waiter
Sen
çıkageldin
And
then
you
arrived
Hoşgeldin
Berfinim
Welcome,
my
Berfin
Kızım
kızgınlığım
My
darling
daughter
Bilmiyorduk
daha
We
did
not
know
yet
Objektıflerin
objektif
olmadığını
That
lenses
are
not
objective
Ikimize
yeter
sanıyorduk
ikimizin
toplamı
We
thought
that
our
sum
was
enough
for
both
of
us
Meğer
doyurmak
zormuş
içimizdeki
hayvanı
But
feeding
the
beast
within
is
hard
Habersiz
geldin,
kusura
bakma
You
came
unannounced,
I
apologize
Ortalık
biraz
dağınıktı
The
place
was
a
little
messy
şimdi
hemen
toplarız
sanıyorduk
We
thought
we
could
clean
it
up
quickly
Olmamıştık
daha
We
were
not
ready
yet
Işin
zor
kızım
It
will
be
hard
for
you,
my
daughter
Hem
büyüyecek
You
will
grow
Hem
bizi
büyüteceksin
And
make
us
grow
Baban
mı
var,
derdin
var
kızım
You
will
have
your
father's
temper,
my
daughter
Hoşgeldin
kızım
Welcome
my
daughter
Içimin
güler
yüzü,
hoşgeldin
The
cheerful
face
of
my
heart,
welcome
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Anonim
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.