Zeus Kabadayı feat. Okan Akar - Sonbahar - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Zeus Kabadayı feat. Okan Akar - Sonbahar




Sonbahar
Autumn
Sonbahar gibi yüzüne bakamadım (bakamadım)
Like autumn, I couldn't look at your face (couldn't look)
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Sonbahar gibi yüzüne bakamadım (bakamadım)
Like autumn, I couldn't look at your face (couldn't look)
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Duramadım duramadım
I couldn't, I couldn't
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Donuyo bak ellerimin kenetlenmesine dair herşeyi gördüm
I see everything about the interlocking of my cold hands
Bu hayatın ceremesini çektikçe dert kuyusuna derince daldım ben
The more I face the consequences of this life, the deeper I sink into this well of worries
Yüzümün eskidik derileri kadir olduğunu söyledi zalim kader
My facial skin is aging, indicating that my fate is cruel
Sevdikçe sevilmemeyi öğretti aslını gördüm buymuş meğer
You taught me not to be loved as I loved, I saw the reality and it turned out to be this
Hala kahroluyor çoçukluğumdan geri kalan tüm hatıralar
My childhood memories that remain still cause me sorrow
Tuttuğum her daldan güvenim sarsılıyor bağlandı pırangalar
With every branch I cling to, my trust is shaken and fetters are attached
Dilime etki etmiyor kalemi elime aldığımda resmediyorum
My words are ineffective, when I pick up my pen, I draw
Düşündükçe deliye dönüyorum avuçlarımda süren sızlamalar
I'm going crazy as I think about the lingering pains in my palms
Bir haberini aldığımda bin kere öldürür sevgi denen gerçek
The so-called love kills me a thousand times when I hear news of you
Bunu kendine hazır etmeyi sürüklesin varsın yolumu karanlıktan yana seçtim
Prepare yourself for this, let it drag you down, I have chosen my path in the darkness
Evet eskisi gibi değilim insanların istediği bi adam olamadım ben
Yes, I'm not the man people want me to be
Sonuna vardıkça maruz kaldım
As I reach the end, I have been exposed
Düştükçe kalkmayı öğrendim
I have learned to get up after falling
Kalktıkça kimsemin olmadığını
That no one is there to support me as I rise
Özledikçe hırsımın esiri oldum
I became a prisoner to my yearning
Ölüme olan tutsaklığıma sıkıça sarıldım
I clung tightly to my captivity of death
Birbirek sevdi etrafımı gurbet elimde
Loved and left in a foreign land
Eli namluda
With a gun in hand
Yine gün doğdu oturduğum yerde sayarken safağı
Another day has dawned, I'm counting down the hours, waiting for dawn
Sonbahar gibi yüzüne bakamadım (bakamadım)
Like autumn, I couldn't look at your face (couldn't look)
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Sonbahar gibi yüzüne bakamadım (bakamadım)
Like autumn, I couldn't look at your face (couldn't look)
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Duramadım duramadım
I couldn't, I couldn't
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Keşkelerle doldu ömrümün baharlarından güz mevsimi bak
My life is filled with regrets from the springtime to the autumn season
1500km ötesinden gülsün kalbimin sahibi
May the love of my life smile from 1500 km away
En güzel hediyesi tanrının
The most beautiful gift from God
Dokundukça yaşatır elleri
Hands that bring life with every touch
Nur içinde yatsın acıların
May your pains rest in peace
Evet öğreniyorum sabretmeyi
Yes, I am learning to be patient
Buna neden olan herşeye sonsuz şükranları sunuyorum bütün olanları görüyorum
I am eternally grateful for everything that has happened, I see it all
Bir ağacım ben hüzünle haykırıyorum
I am a tree, crying out in sadness
İyiliğin marazından çekiyorum
Suffering from the disease of kindness
Dünyanın acımasızlığına tecrübemle katıla katıla gülüyorum
I laugh with experience at the cruelty of the world
Zamanın en has şairiyim ben şiirlerimi içtikçe yaşıyorum
I am the most beloved poet of time, living my poems as I drink them
Bugün benim herşeyden dahada zor oluyor yeltenmem
Today, it is harder than ever to turn away from you
Aklıma kazıyorum hatırlarımı düşle kalbimden
I carve my memories into my mind, recalling them from my heart
Hala sürüyor can çekişlerim umutlarım geçemez senden
My agony still lingers, my hopes cannot get past you
Özlüyorum çarezliğin içinde bu son demden
I miss you in this despair, from this final moment
Sonbahar gibi yüzüne bakamadım (bakamadım)
Like autumn, I couldn't look at your face (couldn't look)
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Sonbahar gibi yüzüne bakamadım (bakamadım)
Like autumn, I couldn't look at your face (couldn't look)
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Duramadım duramadım
I couldn't, I couldn't
Evine yenik duramadım
I couldn't bear to give up on your home
Write by Terri
Write by Terri






Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.