Paroles et traduction Zulfu Livaneli - Arhavili İsmail

Arhavili İsmail

Dümende ve baş altlarında insanlar vardı ki
Bunlar uzun eğri burunlu ve konuşmayı şehvetle seven insalardı ki
Sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için
Hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler
Arhaviden Batumdan havara etti kalktı
Pupa yelken giderken cigarasını yaktı
Taka yüklü cephane Trabzona varacak
Düşmana rast gelirse takayı batıracak
(Taka yüklü cephane Trabzona varacak)
(Düşmana rast gelirse takayı batıracak)
Bak Rizeye Rizeye selam olsun gaziye
Elli de sefer ettik Kuvay-ı Milliyeye
Of sürmene arandı biz geldik Trabzona
Bin kaptan kurban olsun Kurtuluş Savaşına
(Of sürmene Araklı biz geldik Trabzona)
(Bin kaptan kurban olsun Kurtuluş Savaşına)
Ve çok uzak çok uzuklardaki İstanbul limanında
Gecenin bu geç vakitlerinde
Kaçak silah ve asker ceketi yükleyen Laz takaları
Hürriyet ve ümit su ve rüzgardılar

Arhavili İsmail

At the wheel and under the headlands were people
These were people with long, hooked noses and a passionate love of conversation
For the victory of the blue mackerel and cornbread
They could die singing a song without waiting for anything from anyone
Hailing from Arhavi, Batum, the Havara got up and left
The sails were full as he lit his cigarette
The boat loaded with ammunition will reach Trabzon
If it encounters an enemy, it will sink the boat
(The boat loaded with ammunition will reach Trabzon)
(If it encounters an enemy, it will sink the boat)
Look at Rize, greetings to Rize the veteran
We've been on fifty missions for the National Forces
Of, Surmene was searched, we came to Trabzon
May a thousand captains be sacrificed to the War of Liberation
(Of, Surmene, Arakli, we came to Trabzon)
(May a thousand captains be sacrificed to the War of Liberation)
And in the far, far away port of Istanbul
At this late hour of the night
The Laz boats loaded with smuggled weapons and military jackets
Freedom and hope were their water and wind