Paroles et traduction Zulfu Livaneli - Saat Dört Yoksun
Saat Dört Yoksun
When You're Away
Saat
dört,
yoksun
Four
o'clock,
you're
not
here
Saat
beş,
yok.
Five
o'clock,
you're
gone.
Altı,
yedi,
ertesi
gün,
daha
ertesi
Six,
seven,
the
next
day,
and
the
day
after
that
Saat
dört,
yoksun
Four
o'clock,
you're
not
here
Saat
beş,
yok.
Five
o'clock,
you're
gone.
Altı,
yedi,
ertesi
gün,
daha
ertesi
Six,
seven,
the
next
day,
and
the
day
after
that
Ve
belki
kim
bilir?
And
maybe,
who
knows?
Kitap
okurum
I
read
a
book
İçinde
sen
varsın
You're
in
it
Şarkı
dinlerim
içinde
sen
I
listen
to
a
song,
you're
in
it
Oturdum
ekmeğimi
yerim
I
sit
down
to
eat
my
bread
Karşımda
sen
oturursun
You
sit
down
across
from
me
Çalışırım,
karşımda
sen
I
work,
you're
across
from
me
Oturdum
ekmeğimi
yerim
I
sit
down
to
eat
my
bread
Karşımda
sen
oturursun
You
sit
down
across
from
me
Çalışırım,
karşımda
sen
I
work,
you're
across
from
me
En
güzel
deniz,
The
most
beautiful
sea,
Henüz
gidilmemiş
olandır
Is
the
one
that
has
yet
to
be
sailed
En
güzel
çocuk
The
most
beautiful
child
Henüz
büyümedi,
büyümedi
Is
the
one
who
has
yet
to
grow
up,
to
grow
up
En
güzel
günlerimiz
Our
most
beautiful
days
Henüz
yaşamadıklarımız
Are
the
ones
we
have
yet
to
live
Ve
sana
söylemek
And
to
tell
you
İstediğim
en
güzel
söz,
en
güzel
söz
I
want
the
most
beautiful
word,
the
most
beautiful
word
Henüz
söylememiş
olduğum
sözdür,
olduğum
sözdür
Is
the
one
I
have
yet
to
say,
to
say
O
şimdi
ne
yapıyor?
What
is
she
doing
now?
Şu
anda
şimdi,
şimdi
Right
now,
now,
now
Evde
mi,
sokakta
mı?
Is
she
at
home,
in
the
street?
Çalışıyor
mu,
uzanmış
mı,
ayakta
mı?
Is
she
working,
lying
down,
standing
up?
Kolunu
kaldırmış
olabilir,
hey
gülüm
She
might
have
raised
her
arm,
oh
my
darling
Beyaz
kalın
bileğini
nasıl
da
çırçıplak
eder
bu
hareketi
How
her
white,
thick
wrist
becomes
so
naked
with
this
movement
O
şimdi
ne
yapıyor
What
is
she
doing
now?
Şu
anda
şimdi,
şimdi
Right
now,
now,
now
Belki
dizinde
bir
kedi
yavrusu
var,
okşuyor
Maybe
she
has
a
kitten
on
her
knee,
and
is
stroking
it
Belki
de
yürüyordur,
adımını
atmak
üzeredir
Maybe
she
is
walking,
and
is
about
to
take
a
step
Her
kara
günümde
onu
bana
In
every
dark
day
of
mine
she
brings
Tıpış
tıpış
getiren
sevgili
To
me,
pitter-patter
Canımın
içi
ayaklar
My
sweetheart's
feet
Ve
ne
düşünüyor,
beni
mi?
And
what
is
she
thinking,
about
me?
Yoksa
ne
bileyim
Or,
who
knows
Fasülyanın
neden
bir
türlü
pişmediğini
mi?
Why
the
beans
are
taking
forever
to
cook?
Yahut
insanların
çoğunun
neden
böyle
bedbaht
olduğunu
mu?
Or
why
most
people
are
so
miserable?
O
şimdi
ne
düşünüyor?
What
is
she
thinking
now?
Şu
anda
şimdi,
şimdi
Right
now,
now,
now
Saat
dört,
yoksun
Four
o'clock,
you're
not
here
Saat
beş,
yok.
Five
o'clock,
you're
gone.
Altı,
yedi,
ertesi
gün,
daha
ertesi
Six,
seven,
the
next
day,
and
the
day
after
that
Saat
dört,
yoksun
Four
o'clock,
you're
not
here
Saat
beş,
yok.
Five
o'clock,
you're
gone.
Altı,
yedi,
ertesi
gün,
daha
ertesi
Six,
seven,
the
next
day,
and
the
day
after
that
Ve
belki
kimbilir?
Kim
bilir?
And
maybe,
who
knows?
Who
knows?
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Omer Zulfu Livaneli, Nazim Hikmet
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.