Paroles et traduction Zulfu Livaneli - Sürü

Sürü

Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın.
Tavşan kanı, kınalı - berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri...

Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı
Gözlerin hani?

"To be or not to be" değil.
"Cogito ergo sum" hiç değil...
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.

İçmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?

Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellad,
Kemendi...

Duymak,
Gözlerinde duymak üç - ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi...
Gözlerin hani?

The Flock

You bloomed,
In my solitude
Blue and green,
You bloomed.
Hare's blood, henna - transparent.
I would overcome the pain, the malice...

To go,
To go into exile in your eyes.
To lie,
To lie in the dungeon of your eyes
Where are your eyes?

"To be or not to be" is not.
"Cogito ergo sum" is not at all...
The real task is to understand the inevitable,
The unstoppable avalanche
The endless stream.

To drink,
To drink the moonlight in your eyes.
To reach,
To reach the talisman of life in your eyes.
Where are your eyes?

In the secret of my soul you were a life
Our love was not blood that flowed into the night,
The executioner tightened,
The noose...

To hear,
To hear the three - trees in your eyes
To be silent,
To be silent in your eyes,
Like a razor...
Where are your eyes?