Paroles et traduction Sezer Sait Can - Aç Mısın? Tok Musun?
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Aç Mısın? Tok Musun?
Are you hungry? Are you full?
Doksanlarda
bir
barım
ışınladım
sizi
I
beamed
you
to
a
bar
in
the
90s
Daha
çok
var
barım
I
have
more
bars
Kara
mara
yok
görünen
There's
nothing
hidden
Tabi
eskiden
tarım
sanayi
falan
satılmadı
Of
course,
agriculture
and
industry
were
not
sold
back
then
Peşkeş
çekilip
sağa
sola
itilip
de
atılmadı
They
were
not
given
away
to
the
right
and
left,
and
they
were
not
thrown
away
İki
binler
bana
dertlerden
başka
bir
şey
vermedi
The
two
thousands
gave
me
nothing
but
troubles
Üç
binler
gelse
de
günler
bize
rahat
vermeyecek
Even
if
the
three
thousands
come,
the
days
won't
give
us
peace
Açın
oranızı
buranızı
Open
your
area
here
Burası
nasıl
bir
yere
döndü
What
has
this
place
turned
into?
İyice
mekan
oldu
sanki
amaçsızın
It
seems
to
have
become
a
place
for
no
reason
Kaçı
kaçırdı
aklınızı
How
many
people
have
lost
their
minds?
Tabakları
altından
olanların
kaçı
aldı
peki
altınızdan
arabanızı
How
many
of
those
with
golden
plates
took
your
car?
Açı
soran
yok
No
one
asks
if
you
are
hungry
Acı
soğan
çok
There
are
many
bitter
onions
Bakma
dürüst
olan
kalmadı
Don't
look,
honest
people
are
gone
Ülkede
soyan
çok
There
are
many
robbers
in
the
country
Şuan
tok
şovmeni
Now
the
showman
is
full
Duyan
yok
gerçeği
No
one
hears
the
truth
Eleştirdim
kov
beni
I
criticized,
kick
me
out
Çalışmıyor
şofbenim
My
heater
is
not
working
Kutumda
büyük
hissediyorum
bugün
ben
I
feel
big
today
in
my
box
Dön
bir
ülkenin
haline
bak
son
kez
Look
at
the
state
of
the
country
one
last
time
Kutumda
büyük
hissediyorum
bugün
ben
I
feel
big
today
in
my
box
Dön
bir
ülkenin
haline
bak
son
kez
Look
at
the
state
of
the
country
one
last
time
Düşmanı
haç
The
enemy
is
a
cross
İzledi
maç
He
watched
the
match
Gizledi
gerçeği
He
hid
the
truth
Taktı
başına
tac
He
put
a
crown
on
his
head
Aç
mısın
tok
musun
Are
you
hungry?
Are
you
full?
Takmadılar
seni
They
didn't
care
about
you
Sormadılar
halini
hatrını
They
didn't
ask
about
your
condition
Yattığın
buz
gibi
yatağın
varken
yatı
olan
yarım
akıllıya
yenik
düştün
While
you
had
this
icy
bed,
you
fell
for
the
half-witted
one
who
had
a
bed
Düşünü
kurduğun
hayalleri
onlara
verdin
You
gave
them
the
dreams
you
built
Lüks
yaşamalarını
sağladın
ve
seyrettin
You
made
them
live
luxuriously
and
watched
Söylemleri
din
başka
yok
bildiği
Their
words
are
another
religion
Bindiği
rintintin
değil
bizlerdi
It
wasn't
their
rintintin
they
were
riding,
it
was
us
Var
derdim
I
have
a
problem
Nasıl
ezebilir
aynı
ülkede
herkes
birbirini
How
can
everyone
in
the
same
country
crush
each
other?
Kutu
kutu
pense
eskide
kaldı
Box-box
pliers
are
a
thing
of
the
past
Kutu
kutu
paralar
dönüyor
dört
bir
yanda
Box-box
money
is
circulating
everywhere
Topla
içinden
alabildiğin
kadar
al
Take
as
much
as
you
can
from
inside
Doldur
keseye
cahil
boldur
Fill
the
bag,
the
ignorant
are
plentiful
Kutumda
büyük
hissediyorum
bugün
ben
I
feel
big
today
in
my
box
Dön
bir
ülkenin
haline
bak
son
kez
Look
at
the
state
of
the
country
one
last
time
Kutumda
büyük
hissediyorum
bugün
ben
I
feel
big
today
in
my
box
Dön
bir
ülkenin
haline
bak
son
kez
Look
at
the
state
of
the
country
one
last
time
Kuşak
atışması
kuma
gömülü
kafatası
A
generational
struggle,
a
skull
buried
in
the
sand
Kucak
açılmalı
insana
ödülü
kara
tası
One
should
embrace
a
human,
a
dark
cup
is
the
reward
Tazı
gibi
yeri
kazın
Dig
the
ground
like
a
greyhound
Kazın
ayağı
kırık
azın
You
dig,
your
foot
is
broken
Azı
çoğu
yere
yakın
The
few
and
the
many
are
close
Sakın
bundan
kaçmayın
Don't
escape
from
this
Lokma
yokken
boğazında
savunursun
kimi
When
there's
no
food
in
your
throat,
you
defend
someone
Günü
gelince
elbette
sen
de
göreceksin
dibi
When
the
time
comes,
you
too
will
see
the
bottom
Gidilen
yollar
görünürde
dümdüz
ama
The
roads
traveled
seem
straight,
but
İyi
değil
insanın
seyri
Man's
view
is
not
good
Zihinleri
eğri
Their
minds
are
crooked
Aç
mısın
tok
musun
Are
you
hungry?
Are
you
full?
Sağ
mısın
yok
musun
Are
you
okay?
Are
you
not
okay?
Bakıyorum
alınmıyorsun
I
see
you're
not
getting
it
Ha
tabi
kuru
tuzun
Of
course,
dry
salt
Dertlerim
çok
uzun
My
troubles
are
long
Alındın
mı
vah
kuzum
Are
you
offended,
my
dear?
Et
mi
çekti
canın
senin
Did
you
crave
meat?
Al
sana
nah
kuzu
Here
you
go,
lamb
Kışın
yaşar
buzul
The
glacier
lives
in
winter
Kalmadı
huzur
There
is
no
peace
left
Neyse
cahilcim
sen
at
çorbana
tuzu
Anyway,
you
ignorant
one,
throw
the
salt
in
the
soup
Yara
dolu
uzuv
Limb
full
of
wounds
Yaralarım
uzun
My
wounds
are
long
Kol
gibi
faturayı
al
hadi
bu
da
makbuzun
Take
the
bill
like
an
arm,
here
is
your
receipt
300
lira
diyorlar
They
say
300
lira
Ben
inanmadım
ama
diyorlar
I
didn't
believe
it,
but
they
say
it
Muhtemelen
öyledir
It's
probably
like
that
Kamyona
daha
pahalıymış
It's
more
expensive
for
a
truck
Büyük
ya
It's
big,
you
know
Eşek
kadar
As
big
as
a
donkey
Boğaz
köprüsünden
büyük
değil
mi
abi
Isn't
it
bigger
than
the
Bosphorus
Bridge,
bro?
Dünyanın
en
uzun
köprüsüymüş
It's
supposed
to
be
the
longest
bridge
in
the
world
Golden
Gate'den
büyükmüş
It's
bigger
than
the
Golden
Gate
Abi
çalıyor
çırpıyor
da
Bro,
he
steals
and
plunders,
but
Yapıyor
be
He's
building,
you
know
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Sezer Can
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.