Indigo - Boş Boş - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Indigo - Boş Boş




Boş Boş
Empty Talk
İyi gözlemledim sabredip izledim uzun süre
I observed patiently and watched for a long time
Tek tek klasör açtım kafamda herkes için bir tek
I opened folders in my mind, one for everyone
Nokta vardı ortak olan izlediğim tüm deneklerde
There was a common point in all the subjects I observed
O da hangi şartta olursa olsun ben diyebilmek
That is, to be able to say "I", no matter the conditions
Genelde izlediğim kadınlardı bence işin aslı
Usually, I observed women; that's the truth
Dergilerde yazdığı gibi değil yok detay merakı
Not like it's written in magazines, no curiosity for details
Yüzeyseldi kendine çok güvenen görünenler
They were superficial, so confident
Baba şefkatini özler dominant geçinenler
They yearned for fatherly affection, acting dominant
Tek bir konu açılıyor ve statüsüne göre sıra
One topic was brought up, and the order was determined by their status
Oluşmuş her gün kurulan sıradan ortamlarda
In ordinary environments built every day
Başlıyor herkes anlatmaya en favori anısını
Everyone started telling their favorite memory
Nezaketen gül aktardı anında tüm tasasını
Out of politeness, a smile was offered, and all their worries were instantly swept away
Anlatmazsın sorunun nedir diye sorar
You don't tell me, what's your problem, you ask
Dener şansını anlatırsın kurduğun kusursuz mantığı
You try your luck, you tell your flawless logic
Reddeder ve üste çıkıp hele bir de derse ki
She rejects it, comes out on top, and even says
Bunu ben de düşünmüştüm, yer elimin tersini
I had thought of that too, and I slap her with the back of my hand
Konuşmuyoz zaten anlatıyoz boş boş
We're not really talking, we're just blabbing on
Problemin temeli dinlemememiz
The root of the problem is our lack of listening
İletişim kurma böyle bir şey değil
Communication isn't like this
Sağır etti kendi kelimelerimiz
Our own words have deafened us
Kafamızdan geçenleri kimle neden paylaşırız
Who do we share our thoughts with, and why?
Çözemedim olanları dinlemeden paslaşırız
I can't figure it out; we pass each other by without listening
Sohbet değil ürün tanıtımı tadında muhabbetler
Conversations are more like product presentations
Anlatımı gerçekçi kılmak için tuhaf jestler
Strange gestures to make the story seem real
Fark ettiğimden beri bunu korkutuyor kalabalık
Since I noticed it, crowds have been scaring me
Olsa bile içlerinden birçoğu çok cana yakın
Even though many of them are really friendly deep down
Farklı olduğundan algılar
They perceive it as different
İlla ters düşüp yaşayacaksın sorun çakışınca yargılar
You'll clash, you'll experience problems, and judgments will form
Ve sanırım dünyanın her yerinde bu böyle
And I think it's like this everywhere in the world
Hem Sydney'de hem de Arjantin'de küçük bir köyde
In Sydney, in Argentina, in a small village
O zaman değişmeyecek tek şey yalnızlık
Then loneliness will be the only thing that doesn't change
Onu da beceremez kimse artık arada kalmıştır
No one can succeed at that anymore; it's stuck in the middle
Asosyal kişilik bozukluğu bozuk değil aslen
Asperger's isn't a disorder; it's genuine
Peki ya yanlış olan herkesse suçlu masumsa
So is everyone wrong, and the innocent guilty?
Neden bu zıplatıp uyandıran puslu kabuslar
Why do these foggy nightmares jolt me awake?
Konuşmuyoz zaten anlatıyoz boş boş
We're not really talking, we're just blabbing on
Problemin temeli dinlemememiz
The root of the problem is our lack of listening
İletişim kurma böyle bir şey değil
Communication isn't like this
Sağır etti kendi kelimelerimiz
Our own words have deafened us





Writer(s): Tevfik Koçak


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.