Ne Anlar Onlar - Şanışer traduction en anglais

Ne Anlar Onlar

Yeter lan!
Tutturmuşsun bi' gidice'm de gidice'm
Ne bok yice'n gidip?
Kafanı çevirdiğinde sorunlar yok mu olacak sanıyo'sun?
Sen buradan siktir olup gittiğinde umurunda olmayacak mı sanıyo'sun doğduğun ülke?
Ne kadar şanslı olduğunun farkında mısın sen?
Yine de gidice'm diyorsa inan
Daha başka ne diyebilirim ki sana?
Biliyorum haklısın, üzgünüm
Çok yorgunum

"Yoruldum" diyorsun, "artık yeter"
Göçmek istiyorsun uzaklara
Sürekli kavga, hep hüzün keder
Sürekli dünya ile münakaşa

Aklında umutsuz düşünceler
İçinde yepyeni bi' kargaşa
Tam da düzelmiştin hayatını
Dönmek istemiyordun bi' daha başa

Şimdi "gidice'm" diyorsun bu ülkeden
Ardına bakmadan, gün ağarmadan
Böylesine umutsuz değildin sen
Sığınmazdın korkakça vedalara

Kaçıp gitmek bi' şey değiştirmez
Gül aksini söyleyen nidalara
Kendine çiçek al keyifsizsen
Yetmezse anneni bi' daha ara

Bak açıyo' yine gelincikler
Güneşe sığın hadi bi' yaz daha
Yaşlandı maalesef artık kedin
Vakit varken onunla ol biraz daha

Vazgeçme, güç al sevincinden
Dertlerin olsa da bir dağ kadar
Kaç kışı savaşarak geçirdin sen
Nedir ki gelmeyen bi'kaç bahar?

Yüzünde yenilginin izleri
Peşinde kurşun askerler
Barıştır gönlündeki küsleri
Gitme

Düşsen bile cennetten, vazgeçme direnmekten
Çıkar bi' gün elbet güne yollar
Başını eğmemekten, yalana değmemekten
Sevmekten ne anlar onlar?

Düşsen bile cennetten, vazgeçme direnmekten
Çıkar bi' gün elbet güne yollar
Başını eğmemekten, yalana değmemekten
Sevmekten ne anlar onlar, ne anlar onlar?

Bak, sen istediğinde defolup gidebilecek o şanslı azınlığın içindesin
Bu yüzden bunu yapamayacak yüz binlerce insan için kalıp savaşmalısın
Savaşmak zorundasın!
Sence ben bunları bilmiyo' muyum?
Ben anlatamıyorum galiba, yoruldum

Sen yağmuru istersin, ateşi yakarlar
Yükün üstüne kaderi katarlar
"Seninleyiz" diyo'lar ya inanma
Çoğunun kavgası hasedi kadar Sarp

İçindeki kin yetmez
Sevginle savaşmadın yeteri kadar
Bak nefretin ülkeler kadar büyük
Sevginse sadece göğsünün kafesi kadar var

İnsan gittiği her yere kendini de götürür
Bu yüzden döne döne aradığın o iç huzuru bulman imkansız
Avrupa'da, Amerikalarda
Hadi gittin diyelim, baş başa kaldığında kaleminle yaranla
Ya ahmet kaya haklı çıkarsa, memleket hasreti ya seni sararsa

(Ya beni sararsa)
Zaten gidemezsin, bırakmazsın arkanda Samet'i falan da

Düşsen bile cennetten, vazgeçme direnmekten
Çıkar bi' gün elbet güne yollar
Başını eğmemekten, yalana değmemekten
Sevmekten ne anlar onlar?

Düşsen bile cennetten, vazgeçme direnmekten
Çıkar bi' gün elbet güne yollar
Başını eğmemekten, yalana değmemekten
Sevmekten ne anlar onlar, ne anlar onlar?

What Do They Understand?

Enough, woman!
You keep saying you're going to leave, you're going to leave.
What the hell are you going to eat when you leave?
Do you think the problems will disappear when you turn your head?
Do you think you won't care about the country you were born in when you get the hell out of here?
Do you realize how lucky you are?
If you still say you're leaving, believe me,
what else can I say to you?
I know you're right, I'm sorry.
I'm so tired.

You say "I'm tired," "enough is enough."
You want to migrate far away.
Constant fighting, always sadness and grief.
Constant arguing with the world.

Hopeless thoughts in your mind.
A brand new chaos within you.
You had just fixed your life.
You didn't want to go back to square one.

Now you're saying you're "leaving" this country.
Without looking back, before daybreak.
You weren't this hopeless.
You wouldn't resort to cowardly farewells.

Running away won't change a thing.
Laugh at the cries that say otherwise.
Buy yourself flowers if you're down.
If that's not enough, call your mother again.

Look, the poppies are blooming again.
Take refuge in the sun, one more summer.
Your cat has gotten old, unfortunately.
Spend some more time with her while you can.

Don't give up, draw strength from your joy.
Even if your troubles are as big as a mountain.
You've fought through so many winters.
What's a few springs that haven't come yet?

Traces of defeat on your face.
Tin soldiers after you.
Make peace with the grudges in your heart.
Don't go.

Even if you fall from heaven, don't give up resisting.
One day, the roads will surely lead to the sun.
From not bowing your head, from not touching lies.
What do they understand about loving?

Even if you fall from heaven, don't give up resisting.
One day, the roads will surely lead to the sun.
From not bowing your head, from not touching lies.
What do they understand about loving, what do they understand?

Look, you're among the lucky few who can just leave whenever they want.
That's why you have to stay and fight for the hundreds of thousands who can't.
You have to fight!
Don't you think I know these things?
I guess I can't explain, I'm tired.

You want rain, they light a fire.
They add fate to your burden.
They say "We're with you," but don't believe them.
Most of their fight is as much as their envy, Sarp.

The hatred inside you is not enough.
You haven't fought with your love enough.
Look, your hatred is as big as countries.
Your love is only as big as your rib cage.

A person takes themselves wherever they go.
That's why it's impossible for you to find that inner peace you're constantly searching for.
In Europe, in the Americas.
Let's say you went, when you're alone with your pen and your wound.
What if Ahmet Kaya turns out to be right, what if homesickness grips you?

(What if it grips me?)
You can't leave anyway, you wouldn't leave Samet and the others behind.

Even if you fall from heaven, don't give up resisting.
One day, the roads will surely lead to the sun.
From not bowing your head, from not touching lies.
What do they understand about loving?

Even if you fall from heaven, don't give up resisting.
One day, the roads will surely lead to the sun.
From not bowing your head, from not touching lies.
What do they understand about loving, what do they understand?