Şanışer feat. Sokrat St - Bu Sabah - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Şanışer feat. Sokrat St - Bu Sabah




Bu Sabah
This Morning
Yağmurlara küstüm
I've grown tired of the rain,
Nisanlara düştüm bu sabah
Fallen into Aprils this morning.
Cennetim altım
My heaven lies beneath,
Yıldızlarım üstüm bu sabah
Stars above me this morning.
Geri gelirken hasret
Longing returns,
Beni yerimden azlet bu sabah
Uproots me from my place this morning.
Yağmurlara küstüm
I've grown tired of the rain,
Nisanlara düştüm bu sabah
Fallen into Aprils this morning.
Cennetim altım
My heaven lies beneath,
Yıldızlarım üstüm bu sabah
Stars above me this morning.
Geri gelirken hasret
Longing returns,
Beni yerimden azlet bu sabah
Uproots me from my place this morning.
Bırak şu doğan güneşi
Leave the rising sun alone,
Uykumda kırlarım var
My sleep holds fields of dreams.
Burası beton, bıktım
This concrete, I'm sick of it,
Elin sırtlanından, itinden
Of your hyenas and dogs.
Elim ıslanır yar mürekkebim ver
My hand gets wet, give me my ink,
Hırslanırlar yakarım
They'll get ambitious, I'll burn them.
Yaşanmamış umut dolu yıllarım var
I have years full of unlived hopes.
Yazarım da bi' lafım yer etmez akıllarında
I write, but my words won't stick in their minds.
Yazarım uyanmamak dileğiyle yarın çünkü
I write, wishing not to wake up tomorrow, because
Kimseye yazamıy'cağım hüzünlü sırlarım var
I have sad secrets I can't tell anyone.
Kibirle korunan sınırlarım var, yanarım
I have borders guarded by pride, I burn.
Kimseyi kırmadığımdan elimde iki-üç dost
With only two or three friends, as I haven't hurt anyone,
Yürürüm hayatımı kırk adımda
I walk my life in forty steps.
Yanımda olurlarsa ne âlâ be
If they're with me, great!
Olmazlarsa da sorun yok!
If not, no problem!
Cebimde sırf canım var
I only have my soul in my pocket.
Zaten bu devirde iyi olanı kullanırlar
In this era, they only use the good ones anyway.
Eğer sen yardım etmek için
If you bend down to help, son,
Eğilirsen oğlum, insanlar fırsat
People will see it as a chance
Bilip üstüne tırmanırlar
And climb all over you.
Durduramıyo'sun akacak kanı
You can't stop the blood that will flow.
Dedi içim: "Göle at anahtarı!", yanaşmadım
My inner voice said, "Throw the key in the lake!" I didn't listen.
Dedi: "Duyduklarına inanma, bakarak tanı!
It said, "Don't believe what you hear, know by seeing!
Tanı ki söyleme umut kokan nakaratları!"
Know so you don't sing choruses that smell of hope!"
Yanacak canın!
Your soul will burn!
Yanar canım, yanar, küser
My soul burns, it burns, it sulks,
Çeviririm yüzümü Dünya'ya, ah
I turn my face to the world, ah.
Yağmurlara küstüm
I've grown tired of the rain,
Nisanlara düştüm bu sabah
Fallen into Aprils this morning.
Cennetim altım
My heaven lies beneath,
Yıldızlarım üstüm bu sabah
Stars above me this morning.
Geri gelirken hasret
Longing returns,
Beni yerimden azlet bu sabah
Uproots me from my place this morning.
Yağmurlara küstüm
I've grown tired of the rain,
Nisanlara düştüm bu sabah
Fallen into Aprils this morning.
Cennetim altım
My heaven lies beneath,
Yıldızlarım üstüm bu sabah
Stars above me this morning.
Geri gelirken hasret
Longing returns,
Beni yerimden azlet bu sabah
Uproots me from my place this morning.
Bu sabah geçmişimi tıktım bavuluma
This morning, I packed my past into my suitcase,
Bi' unutkanlık ekledim her adımda
Added a bit of forgetfulness with each step.
Yanımda bi'kaç tane dost; biri "Şer" adında (yeah)
A few friends by my side; one named "Şer" (yeah).
Gri bi' sabah, kangren yarınlar
A gray morning, gangrenous tomorrows,
Üstümde paltom, tren garında
My coat on, at the train station.
Hatıralar sardı her yanımdan
Memories surrounded me from all sides,
Nefret işledim şarkının her bar'ına
I infused hate into every bar of the song.
Ve katıldım defolup da
And joined the caravan
Gidenlerin kervanına (kervanına)!
Of those who left (the caravan)!
Şimdi gel yanıma (gel)
Now come to me (come),
Sırtımda yabancı biri, "dert" adında
A stranger on my back, named "sorrow".
Ben dibe batmak istedim, yer
I wanted to sink to the bottom, the ground
Yarılmak ama savaşmak zorundayım
To split open, but I have to fight
Sonunda canımla, kanımla
With my life, with my blood in the end.
Kim kimin tarafında?
Who's on whose side?
İyilik ve kötülüğün arafında
In the purgatory of good and evil,
28 yıl geçirdim, bur'da iyilik maskesi
I've spent 28 years, there are thousands of political creatures here
Takan binlerce politikacı yaratık var
Wearing masks of kindness.
Kırılmış bi' kolum, kanadım var, insanlara
I have a broken arm, a broken wing, it's as if
Sadece zararım var sanki, hal hatır yok
I only bring harm to people, no greetings, no concern.
Paha biçemediğiniz huzur
The peace you can't put a price on
Benim 20 liralık bi' şarabımda
Is in my 20 lira wine,
Biraz tütün ve kağıdımda
In some tobacco and paper.
"Zirve" dediğin en fazla iki adımda
The "peak" you talk about is just a shithole
Tırmandığın bi' bok çukuru aslında
You climb in two steps.
Bu yüzden benim zirvem yer-
That's why my peak is six floors below the ground!
Altının altı kat altında!
Six floors below!
Yağmurlara küstüm
I've grown tired of the rain,
Nisanlara düştüm bu sabah
Fallen into Aprils this morning.
Cennetim altım
My heaven lies beneath,
Yıldızlarım üstüm bu sabah
Stars above me this morning.
Geri gelirken hasret
Longing returns,
Beni yerimden azlet bu sabah
Uproots me from my place this morning.
Yağmurlara küstüm
I've grown tired of the rain,
Nisanlara düştüm bu sabah
Fallen into Aprils this morning.
Cennetim altım
My heaven lies beneath,
Yıldızlarım üstüm bu sabah
Stars above me this morning.
Geri gelirken hasret
Longing returns,
Beni yerimden azlet bu sabah
Uproots me from my place this morning.





Writer(s): samet gönüllü, sarp palaur


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.