Paroles et traduction Şanışer - Vatanım Issız
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Vatanım Issız
My Homeland is Desolate
Ruhum
akıbet
sorar,
ben
vardım
en
sona
My
soul
questions
its
fate,
I
was
there
until
the
very
end
(Wagner,
Wagner,
Wagner,
Wagner)
(Wagner,
Wagner,
Wagner,
Wagner)
Çaldı
çellolar,
aklım
lenfoma
Cellos
played,
my
mind
a
lymphoma
Arttı
stres,
zor
ama
tarzım
Nemfoman
Stress
increased,
difficult
but
my
style
is
nymphomaniac
Aynı
bok
satar
hep
farklı
restoran
The
same
shit
is
sold
by
every
different
restaurant
Be
mic'ım
ses
dolar,
duy!
(Duy!)
Be
my
mic,
fill
with
sound,
listen!
(Listen!)
Ağzım
Rap
kokar,
aynı
şehir,
aynı
cadde
My
mouth
smells
of
Rap,
same
city,
same
street
Aynı
gece;
kar,
şimşek,
boran
Same
night;
snow,
lightning,
blizzard
Dilimde
manifestolar,
boş
sokaklarda
yankı
tez
kopar
Manifestos
on
my
tongue,
echoes
erupt
quickly
in
empty
streets
Hüzün
bi'
kartel
ve
biliyo'sun
aga
benim
şanım
Escobar
Sadness
is
a
cartel
and
you
know,
bro,
my
reputation
is
Escobar
Yüreğim
verir
hesabı,
dilim
deli
ve
sadık
My
heart
gives
account,
my
tongue
is
crazy
and
loyal
Kanım'
içip
iki
yumruğumu
tenime
sardım
I
drank
my
blood
and
wrapped
my
two
fists
around
my
flesh
Para
için
şerefini
yedirdin
insan
be
eline
sağlık
You
made
people
sell
their
honor
for
money,
good
job
Elim
bütün
kara
gecelere
kelime
dağ'tır
My
hand
is
a
mountain
of
words
for
all
the
dark
nights
Güneş
olur,
gece
ışık
olur
sesime
tanrı
The
sun
becomes,
the
night
becomes
light,
God
to
my
voice
Sürekli
kaybettim,
çünkü
iyi
kalpli
içimdeki
gerizekalı
I
kept
losing
because
the
retard
inside
me
was
kind-hearted
Yeni
mekanım
ölüm,
acılarımı
düşünüp
yarama
saldım
My
new
place
is
death,
I
thought
about
my
pains
and
attacked
my
wound
O
an
yaram
azaldı
At
that
moment,
my
wound
lessened
Benim
dünyamda
para
masaldı,
yanamam
artık
In
my
world,
money
was
a
fairy
tale,
I
can't
lean
anymore
Acı
çevir
bana
yanağını
Pain,
turn
your
cheek
to
me
Umutlarım
bulut
olup
çölün
ayazında
havaya
dağılır
My
hopes
turn
into
clouds
and
scatter
in
the
air
in
the
desert's
frost
"Hayat
güzel"
diyebilirsin,
güzeldir,
ama
yalandır
"Life
is
beautiful"
you
can
say,
it
is
beautiful,
but
it's
a
lie
Kara
yazıldı
bahtım
My
fate
was
written
in
black
Bu
karanlığı
almadı
aklım,
gel
My
mind
couldn't
take
this
darkness,
come
Hangi
güne
doğsam
battım,
battım
No
matter
what
day
I
woke
up
to,
I
sank,
I
sank
Kızdım
güne,
yaktım,
tanıdım
gidenleri
I
got
mad
at
the
day,
burned
it,
recognized
those
who
left
Geceme
sızdım,
yere
düştüm,
taşıdım
bedenleri
I
infiltrated
my
night,
fell
to
the
ground,
carried
bodies
Vatanım
ıssız,
beni
vurma,
hep
ıssız
beni
vurma,
inan,
yar
My
homeland
is
desolate,
don't
shoot
me,
always
desolate
don't
shoot
me,
believe
me,
love
Kızdım
güne,
yaktım,
tanıdım
gidenleri
I
got
mad
at
the
day,
burned
it,
recognized
those
who
left
Geceme
sızdım,
yere
düştüm,
taşıdım
bedenleri
I
infiltrated
my
night,
fell
to
the
ground,
carried
bodies
Vatanım
ıssız,
beni
vurma,
hep
ıssız
beni
vurma,
inan
My
homeland
is
desolate,
don't
shoot
me,
always
desolate
don't
shoot
me,
believe
me
Kara
görünüyo'
inceden
It
looks
black
subtly
Sırtımda
tümceler
var
There
are
sentences
on
my
back
Yağmur
göğüs
kafesime
kin
çeper
Rain
builds
hatred
on
my
ribcage
Çekinir,
iç
çeker
yel
The
wind
hesitates,
sighs
Adaletin
huzurunda
tabi
kıldan
ince
her
tel
Every
strand
thinner
than
hair
is
subjugated
in
the
presence
of
justice
İnsanlar
tereddüt
etmez
kendinden
güçsüzü
linç
ederken
People
don't
hesitate
when
lynching
someone
weaker
than
themselves
Bir
neden
ver,
düşüyorum
ölüm
dolu
zirvelerden
Give
me
a
reason,
I'm
falling
from
peaks
full
of
death
Yanıma
o
yapmacık
tavrını
giymeden
gel!
Come
to
me
without
wearing
that
artificial
attitude!
Elinde
ziyan,
belinde
silah
Loss
in
your
hand,
gun
on
your
waist
Benimle
viranı
gez,
seç
acı
bin
kederden
Walk
the
ruins
with
me,
choose
pain
from
a
thousand
sorrows
Sistem
"Ya
dişlim
ol
yaşa
ya
da
bi'
köşede
git
geber"
der
bana,
bana
The
system
tells
me,
"Either
be
my
cog
and
live
or
go
die
in
a
corner",
to
me
Ne
kadar
torpil
o
kadar
para
The
more
connections,
the
more
money
Ne
kadar
politika
o
kadar
yalan
The
more
politics,
the
more
lies
Ne
kadar
mal,
mülk
o
kadar
haram,
o
kadar
zarar
The
more
possessions
and
property,
the
more
forbidden,
the
more
harm
Ben
yazıyorum
inat
edip
bok
atanlara
I
keep
writing
to
those
who
stubbornly
throw
shit
Biliyorum
boşa
tantana
I
know
it's
a
waste
of
fuss
Kimi
sokakta
kovalar
para
Some
chase
money
on
the
streets
Kimi
kocaman
sarayında
siktirir
ülkeyi
kodomanlara
Some
in
their
huge
palaces
let
butlers
fuck
up
the
country
Çok
yaram
var,
isteme
merhem
olamam
sana
I
have
many
wounds,
don't
ask
for
balm,
I
can't
be
that
for
you
Yağmur,
kar,
kış,
felaket
dolar
ambara
Rain,
snow,
winter,
disaster
fills
the
barn
Bir
zamanlar
güneş
erken
doğardı
geceden
yol
alanlara
Once
upon
a
time,
the
sun
rose
early
for
those
who
set
out
from
the
night
Şimdi
her
yer
karanlık,
ses
ver;
Now
everywhere
is
dark,
speak
up;
Dönemez
miyiz
o
zamanlara?
Can't
we
go
back
to
those
times?
Kara
yazıldı
bahtım
My
fate
was
written
in
black
Bu
karanlığı
almadı
aklım,
gel
My
mind
couldn't
take
this
darkness,
come
Hangi
güne
doğsam
battım,
battım
No
matter
what
day
I
woke
up
to,
I
sank,
I
sank
Kızdım
güne,
yaktım,
tanıdım
gidenleri
I
got
mad
at
the
day,
burned
it,
recognized
those
who
left
Geceme
sızdım,
yere
düştüm,
taşıdım
bedenleri
I
infiltrated
my
night,
fell
to
the
ground,
carried
bodies
Vatanım
ıssız,
beni
vurma,
hep
ıssız
beni
vurma,
inan,
yar
My
homeland
is
desolate,
don't
shoot
me,
always
desolate
don't
shoot
me,
believe
me,
love
Kızdım
güne,
yaktım,
tanıdım
gidenleri
I
got
mad
at
the
day,
burned
it,
recognized
those
who
left
Geceme
sızdım,
yere
düştüm,
taşıdım
bedenleri
I
infiltrated
my
night,
fell
to
the
ground,
carried
bodies
Vatanım
ıssız,
beni
vurma,
hep
ıssız
beni
vurma,
inan
My
homeland
is
desolate,
don't
shoot
me,
always
desolate
don't
shoot
me,
believe
me
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): sarp palaur
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.