Paroles et traduction Siirbaz feat. Nasir - Yürüyen Sırt Çantaları 2
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Yürüyen Sırt Çantaları 2
Walking Backpacks 2
Bu
akşam
mesainin
bitmesini
beklemedim
This
evening
I
didn't
wait
for
the
end
of
my
shift
Ceketimi
alıp
da
dışarıdaki
kıyamete
katılmak
için
To
grab
my
jacket
and
go
outside
to
join
the
havoc
Cüzdan
içinde
bir
kuruş
param
yok
There
isn't
a
penny
in
my
wallet
Sanırım
helak
olmak
dahi
zenginlerin
fantazisi
I
suppose
even
dying
is
the
rich
people's
fantasy
Bu
Tanrılaşmaya
başlayan
endüstri
çağında
In
this
industrial
era
which
is
increasingly
being
divinized
Kalabalıklar
içindeydi
yalnızlıkla
tanışmam
My
acquaintance
with
loneliness
happened
in
a
crowd
İnanışlarla
aramı
açtığımdan
beri
Since
I
have
a
gap
in
my
faith
Zihnim
hiç
olmadığı
kadar
özgür
ve
korkunç
şekilde
darmadağınık
bak
My
mind
is
more
free
than
ever
and
horribly
unfocused,
see
Başa
dönüp
de
istemiyorum
uyku
haplarından
medet
ummak
I
don't
want
to
turn
back
and
seek
help
from
sleeping
pills
Bu
içten
telef
olmak
This
silent
wasting
away
Huzuru
ankesörlü
telefonların
başında
unuttuk
We
forgot
peace
when
we
hung
up
the
payphones
Zaten
ahizeyi
kaldıran
herkesi
tutup
kolundan
içeri
attılar
birader
They
grabbed
anyone
that
lifted
the
receiver
and
threw
them
inside,
my
friend
Çevremi
daima
rahatsız
eder
hikayem
My
tale
always
bothers
those
around
me
Sanırım
Mecit
ve
Salih
çıkmalı
dört
I
think
Mecit
and
Salih
must
leave
the
backgammon
game
Duvarın
arasından
düzelsin
diye
şirazem
So
that
they
come
out
from
behind
the
wall
and
patch
up
my
mind
Sokaklar
neden
bu
kadar
gri
Why
are
the
streets
so
gray?
Sanki
tüm
şehir
bir
fabrika
ve
As
if
the
whole
city
were
a
factory
and
Huzur
bir
işçinin
üç
aç
çocuğundan
biri
Peace
is
one
of
a
worker's
three
starving
children
Önümde
satıh
silik
The
asphalt
in
front
of
me
is
blurry
Birer
birer
geçerken
yanımdan
hayatlar
As
lives
pass
me
by
one
by
one
Tüm
ağırlığımın
giderek
silindiğini
gördüm
I
saw
all
my
weight
gradually
fading
away
Bir
çift
geçip
böldü
önümden
rüyamı
A
couple
walked
past
and
cut
my
dream
off
Bir
ben
miyim
böyle
deyip
döndüm
I
turned
and
thought,
is
it
just
me?
Renkli
caddelerin
ilüzyonuna
gömdüm
öykümü
ki
I
buried
my
tale
in
the
illusion
of
colorful
avenues
so
that
Kime
ne
anlatacaksın
gösterirken
saat
sabahın
dördü
Who
will
you
tell
it
to
when
you
show
it
at
four
in
the
morning?
Kimsenin
gördüğünü
sanmıyorum
benim
I
don't
think
anyone
sees
what
I
do
Gözümden
bu
şehrin
kirliliğini
böylesine
The
dirt
of
this
city
so
clearly,
through
my
eyes
Bu
kadar
hızlı
hareket
eden
kalabalığın
Within
this
fast-paced
crowd
İçinde
bir
yere
ait
olma
ihtiyacı
doğar
öylesine
The
need
to
belong
somewhere
emerges
so
suddenly
Ne
var
ki
anlamı
yok
But
it
means
nothing
Günden
güne
sürüklenirken
beynim
As
my
brain
drifts
day
by
day
Hayatların
değeri
nedir
kavramıyor
It
doesn't
grasp
the
value
of
lives
Zihnen
hiç
kimse
yeryüzüne
ait
değilken
Even
though
mentally
no
one
belongs
on
Earth
Üzerinde
sonsuzluğu
bulmuşçasına
davranıyor
They
act
as
if
they've
found
eternity
on
it
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.