Ahmet Kaya - Gururla Bakıyorum Dünya'ya - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Ahmet Kaya - Gururla Bakıyorum Dünya'ya




Gururla Bakıyorum Dünya'ya
I Look at the World with Pride
Birer birer biner biner biner ölürüz
We die one by one, thousand by thousand, thousand by thousand
Yana yana ahh döne döne yine geliriz ay canım
Burning, oh, turning and turning, we come back again, my dear
Biz dostu da düşmanı da elbet biliriz
We know both friend and foe, of course
Vurulup düşenler canım darda kalmasın ay gülüm
Those who fall, my dear, let them not be in trouble, my rose
çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı
Because the flag of rebellion is the pain piercing my chest
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum
Because I mix my mortar with anger and faith
Ve kederin
And the sorrow
Ve solgun yüzlü işçilerin üzerine
And on the pale-faced workers
Dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden.
The wildness of the mountaintops is scattering from me.
çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin
Because the hatred that keeps me upright with its fire
çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak
Because the dawn that burns in my pupils
Miting afişleri
Rally posters
Cesur pankartlar
Brave banners
Ve binlerce militan
And thousands of militants
Derin denizlerin aydınlığı
The brightness of the deep seas
Zorlu sabahlar
Difficult mornings
Gökyüzü ve lâle
The sky and the tulip
Sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata.
We enter life like a clenched fist.
Birer birer biner biner biner ölürüz
We die one by one, thousand by thousand, thousand by thousand
Yana yana ahh döne döne yine geliriz ay canım
Burning, oh, turning and turning, we come back again, my dear
Biz dostu da düşmanı da elbet biliriz
We know both friend and foe, of course
Vurulup düşenler canım darda kalmasın ay gülüm
Those who fall, my dear, let them not be in trouble, my rose
çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı
Because the flag of rebellion is the pain piercing my chest
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum
Because I mix my mortar with anger and faith
Ve kederin
And the sorrow
Ve solgun yüzlü işçilerin üzerine
And on the pale-faced workers
Dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden.
The wildness of the mountaintops is scattering from me.
çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin
Because the hatred that keeps me upright with its fire
çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak
Because the dawn that burns in my pupils
Miting afişleri
Rally posters
Cesur pankartlar
Brave banners
Ve binlerce militan
And thousands of militants
Derin denizlerin aydınlığı
The brightness of the deep seas
Zorlu sabahlar
Difficult mornings
Gökyüzü ve lâle
The sky and the tulip
Sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata.
We enter life like a clenched fist.
çünkü ben sevdiğim kızı
Because the girl I love
Yaşamak gibi
Like living
Ki şiirini yazamayan
And like my people who cannot write their poems
Ve türküsünü söyleyemeyen halkım gibi
And cannot sing their songs
Binlerce ve binlerce kurşunlanan halkım gibi
Like my people who are shot by thousands and thousands
Zincirlere vurulan
Chained
Savaşlara yollanan
Sent to wars
Vergilere bağlanan halkım gibi
Bound to taxes, like my people
Felç olmuş yalnızlıklara bırakarak
Leaving them in paralyzed loneliness
Büyük acıların ve gözyaşının içine bırakarak
Leaving them in the midst of great pain and tears
şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı
Where my poems shine like a knife
Devrim türkülerini
The revolutionary songs
Ve başkaldırmayı öğreten dudaklarını
And her lips that teach rebellion
Bir kere olsun öpemeden
Without kissing them once
Bir kere olsun tutamadan kaygısızca
Without holding them carefree once
Serin bir yaz gecesi gibi ürperen ellerini
Her hands that tremble like a cool summer night
Hatta boynunu ve ayak bileklerini
Even her neck and ankles
Bilemeden bilemeden bilemeden
Without knowing, without knowing, without knowing
Vurdum yüreğimi şanlı kavgaya
I hit my heart to the glorious fight
Barışın ve özgürlüğün dağlarına yürüyorum işte
I am walking to the mountains of peace and freedom
Yiğitsen uslandır beni
If you are brave, tame me
Ey yasakların
Oh protector of prohibitions
Kahpeliğin
Of treachery
Ve soygunların koruyucusu
And of plunder
Türkü çağıran kızlarımı sustur
Silence my daughters who sing songs
Ve kahraman oğullarımı,
And my heroic sons,
Mezar kaza kaza kederli, kızgın
Digging graves, grieving, angry
Tohum serpe serpe hünerli
Sowing seeds, skillful
Ve sömürüle sömürüle bomboş
And exploited, exploited, empty
Ve açlığın
And the traces of hunger
Ve zulmün izlerini
And of oppression
Derin uçurumlarında taşıyan ellerimi
In their deep abysses, my hands
Nacaklara ve tırpanlara sarılan ellerimi
My hands that cling to pickaxes and scythes
Mavzerlere sarılan ellerimi
My hands that cling to mausers
Zincirlere vur gücün yeterse.
Chain them if you have the power.
Ama adına yaşamak dersen
But if you call it living
Re-zil-ce
Dis-grace-fully
çatlayan tomurcuğun
Without hearing the cry of the bursting bud
Doğan çocuğun çığlığını duymadan
The cry of the newborn child
Gül benizli sevgilinin
The rose-cheeked lover's





Авторы: Ahmet Kaya, Orhan Kotan


Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.