Canfeza - Kör - перевод текста песни на английский

Kör - Canfezaперевод на английский




Kör
Blind
İlk cümlesi güzel olan her şiir yazılır
Every poem that starts with a beautiful sentence gets written
Güzel vurur tele dizine yatırabilen sazını
Plays beautifully on the instrument, can put you to sleep with a melody
Aklından silinmeyecek, geçmeyecek yazınım
I won't be able to erase you from my mind, won't go away
Sisli bir ormanda unuttum cancağızımı
I forgot my heart in a foggy forest
Arıyorum, bulamıyorum, arıyorum tegrar
I search, can't find, I search again
Yoruluyorum haliyle sayılmam da pek rahat
I get tired, of course, I'm not that comfortable
Durmam benim yatağımda ayılana dek baht
Don't stop on my bed until I wake up
Ruhum senin, bedenimden çek yat
My soul is yours, get out of my body
Ruhum tarafından terk edildim
I have been abandoned by my soul
İlacım sendekiydi, ilaç sandım bendekini
My remedy was with you, I thought my remedy was with me
Herşeyimi aldın seni o yüzden halâ seviyorum
You took everything, that's why I still love you
Sende öfkem, sende bütün nefretim ve kinim
My anger, all my hatred and grudge are with you
Benim sahip olmadığım herşeye sahipsin, aşkım hariç
You have everything that I don't, except love
Aşkın sahipsiz
Love is homeless
Biz aşkı olanlar aslında herşeye sahibiz
Those of us with love actually have everything
Aşkın hariç, aşkım tarifsiz
Apart from love, my love is indescribable
Kara bi' kutunun içine hapsedilmiş yıldızlar
Stars trapped in a black box
Seni çekip çıkardım içlerinden cımbızla
I pulled you out of them with tweezers
Gök ışıksız kaldı, bu durum yakışıksız
The sky is dark, this situation is unbecoming,
Dünya sahipsiz, ortada dımdızlak
The world is homeless, naked in the middle
Dinlediğin bölüm beş, masal bir
You are listening to episode five, a fairy tale
Tecavüz sahnelerinin aranan ismi oldu kalbim
My heart became the sought-after name for rape scenes
Hiç bir gösterim yasal değil
No show is legal
Sen olmasan çekilmez sezon sonu yapımcının vaadi
If you weren't here, the producer's promise at the end of the season would be unbearable
İhtiyacı var canımın muhkem ilaçlarına
My soul needs your strong drugs
Hapsetmişsin kudretini başka dil altlarına
You have imprisoned your power under other tongues
Seni hatırda tutmak için herşeyi unuttum
I forgot everything in order to remember you
Sınadıkça beni keder, yaşarım inatlarına
I live for your stubbornness, as I test it with sorrow
İlacımın yan etkisi yaşayamamak
The side effect of my medication is not being able to live
Tenime bulaşmışken aşk yaşayamam ak
I can't live love when it's on my skin
Sensizlik varken yaş ayan ama
You don't age, but
Sensizlik varken seninle yaşayan ahmak
The idiot who lives with you without you
Herkesin doğruları varmış, doğru birdir
Everyone has their truth, the truth is one
Öyle sanıyorsun da belki doğru değil bildiğin
You think so, but maybe what you know isn't true
Vermeden alamazsın dediler, varımı yoğumu verdim
They said you can't take without giving, I gave everything I had
Birini geriye alamadım, hayat bu denli pinti
I couldn't get one back, life is that stingy
Senden alır, benden alır, ondan alır
Takes from you, takes from me, takes from him
Sana vermez, bana vermez ondan alıp
Doesn't give to you, doesn't give to me, takes from him
Senden bardak, benden halı, ondan anı
A cup from you, a carpet from me, a memory from him
Eğlenir bizimle sofrasında büyük rakı
Amuses itself with us at its table with great raki
Zayıf yönlerimiz meze masasında
Our weaknesses on the aperitif table
Göz boyayan bir ışık sızar asasından
A dazzling light leaks from its staff
Erdem ve dürüstlük yoktur yasasında
There is no virtue or honesty in its law
Dünya adaleti daha da az azından
The world's justice is even less
Masamda bir sen eksiksin, sigara yaksan alev alırım
I don't have you at my table, I would catch fire if you lit a cigarette
Ateş olurum bir harlarım ki kızıla çalar sarın
I become fire, I burn so fiercely that my yellow turns to red
Yüzün gider, közün kalır
Your face goes away, your coal remains
Özün gözümü alır, gönül gözün sağır
Your essence amazes me, my heart's eye is deaf
Görülecek bi'şey yok, duyamaz da
Nothing to see, can't hear either
Sanıyor musun ki körler uyumazlar?
Do you think the blind don't sleep?
Göremiyorum, duyamıyorum, tadamıyorum, koku yok
I can't see, I can't hear, I can't taste, no smell
Dokunamam, biraz fazla beş duyum azdan
I can't touch, my five senses are a little scarce
Yokluyorum duvarları, karanlıkta yuvarlanıp
I feel the walls, rolling in the dark
Duyamıyor ve göremiyorken önemi yok kuralların
Not able to hear or see, the rules don't matter
Biliyorum bir son var, bildiğimi bilmiyorum
I know there's an end, I don't know what I know
Hepimiz için şeytani planlar kurar yarın
Makes devilish plans for all of us tomorrow
Önümüzde koca bir ömür, koca görünür
A whole life ahead of us, seems huge
Bir dünya içinde yok çeşit hazine gömülü
Various treasures are buried in a world within
Görebilirsen önünü, duyabilirsen gönlüm
Try hard for love if you can see in front of you, hear with your heart
Çalış telaşla aşk için
Work hard for love
Omuzlarında saten önlük parlıyorsun güneş gibi, güneş ne ki?
You shine with a satin apron on your shoulders like the sun, what is the sun?
Güneş bu ateşte kir, ateşte kim?
The sun is dirt in this fire, who is in the fire?
Güneşi ya da ateşi, ısıyı ateşteki
Can you carry with your hand the sun or the fire, the heat in the fire?
Kalbinde taşıdıklarını elinle taşıyabilir misin?
Can you carry with your hand what you carry in your heart?






Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.