Ege Çubukçu - Era - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Ege Çubukçu - Era




Era
Era
Aha
Aha
Aha
Aha
Derya
Derya
Son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgârla dans ediyorum
Lately, I've been dancing with the wind like an empty bag
Son zamanlarımda boş bir kaset gibi sessiz ve çok durgunum
Lately, I've been silent and still like an empty cassette
Son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgârla dans ediyorum
Lately, I've been dancing with the wind like an empty bag
Son zamanlarımda boş bir kaset gibiyim...
Lately, I've been like an empty cassette...
Duvarlarımda dört dönüyorum
I pace around within my walls
Belki Dünya düz, bildiğin her şey yalan
Maybe the world is flat, everything you know is a lie
Belki dönüyor aynı kafam gibi; kaskatı
Maybe it's spinning like my head; rigid
Çat kapı; davetsiz bi' afet, ucuz bi' roman
Suddenly; an uninvited disaster, a cheap novel
Odaya dolup gidiyo'
It fills the room
O-o-o, kolaya kaçıp geliyo'
O-o-o, it takes the easy way in
Söyle yine, yine mi eriyor Dünya?
Tell me again, is the world melting again?
Maymunlar gibi yaşarken cehennemi
Living like monkeys in hell
Bir parti evinde
At a house party
Devamı çekilen bir film; elim belinde
A movie sequel; my hand on my waist
Umurumda değil. Cevapsız kalsın daha iyi
I don't care. Better left unanswered
Nasılsa yeni, deli sorular gelir
New, crazy questions will come anyway
Değer verip meğer deyip ederler içinde kederlenip
They value, they bargain, they do, and grieve inside
Dinlerdik sebeplenip içerken beyaz gelin
We would listen, get inspired, while drinking white bride
Aktıkça içten derin gerilir davul gibi akar beyin
As it flows from deep within, the brain stretches and flows like a drum
Sanki senin değil...
As if it's not yours...
Yaşarken bildiğin her şeyin bir hayal ürünü olduğunu öğrendiğin;
When you learn that everything you know while living is a figment of your imagination;
Era, bi' evre, bi' evrim, bi' devrim, bi' kendim
Era, a phase, an evolution, a revolution, a self
Yarattım dünyayı, dizaynı, siz aynı hayatı yaşarken;
I created the world, the design, while you live the same life;
Ben hareket etmekteyim
I am in motion
Gözümü her kapattığımda başka bir memleketteyim
Every time I close my eyes, I'm in another country
Çayımı demlemekte, kendimi dinlemekteyim
I'm brewing my tea, listening to myself
Süper bi' güç lazım sana? Kaybol ortadan!
Do you need some super power? Get lost!
Kimselere sormadan
Without asking anyone
Arkana bakmadan
Without looking back
Yerinden kalkmadan
Without getting up
Yollar senin
The roads are yours
Yıllar seni yollar geri...
The years will lead you back...
Son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgârla dans ediyorum
Lately, I've been dancing with the wind like an empty bag
Son zamanlarımda boş bir kaset gibi sessiz ve çok durgunum
Lately, I've been silent and still like an empty cassette
Son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgârla dans ediyorum
Lately, I've been dancing with the wind like an empty bag
Son zamanlarımda boş bir kaset gibiyim...
Lately, I've been like an empty cassette...
Sahne tozunu yutmuş bir aktör, bir aktris gibi çevremde rolünü kabullenmiş bir ton artist var!
Like an actor, an actress who has swallowed the dust of the stage, there is a tone artist around me who has accepted his role!
Her yerde sahte gülüş
Fake smiles everywhere
Herkeste maske
Masks on everyone
Bi' tek ben miyim kafeste, ha (ha)?
Am I the only one in a cage, huh (huh)?
Samimi olana dek, bulamam sana bi' renk
Until it's sincere, I can't find a color for you
Kalırım yine de tek, rakı gibi sek
I'll stay alone again, straight like rakı
Yanımda köstek, önümde tümsek
A shackle beside me, a hump in front of me
Yok ettim tek tek
I destroyed them one by one
Çemberimi daraltmakla başladım
I started by narrowing my circle
Hissettiğim ağırlığını eteğindeki taşların
The weight I felt of the stones in your skirt
Zor zamanlarımda kuma gömülen başların
Heads buried in the sand in my hard times
Kendileriyle övünen aşkları
Loves that boast about themselves
Dünya dönerken yavaşladım
I slowed down as the world turned
Elini bulaştırmaktan korkma; kirlenmek güzel...
Don't be afraid to get your hands dirty; getting dirty is good...
Temiz kalmak da bazen kirli bir düzen
Staying clean is sometimes a dirty system
Alamayıp kana bulamayı, her şey mubah dersin?
Do you think everything is permissible if you can't get it but find it in blood?
Arada derede yaşadığın hayat verdi dersi?
Did the life you lived in between give you the lesson?
Ateşli bi' sohbetin içinde bulduk kendimizi
We found ourselves in a heated conversation
Dinlerken derdimizin kirli anılarında kaybolduk
We got lost in the dirty memories of our troubles while listening
Yakışmaz ki beni dinleyene fanboy'luk
It doesn't suit the listener to be a fanboy
"Kral benim!" diyen karakterler hâlâ toyluk evresinde
Characters who say "I am the king!" are still in the toy stage
Benim içinse yeni bi' era, bi' evre, bi' evrim, bi' devrim, bi' kendim
For me, it's a new era, a phase, an evolution, a revolution, a self
Yarattım dünyayı, dizaynı, siz aynı hayatı yaşarken arındım
I created the world, the design, while you lived the same life, I purified myself
Hakan'ım gibi kendime sarıldım
I hugged myself like my Hakan
Sarıldım kendime
I hugged myself
Sarıldım kendime
I hugged myself
Bükemediler belimi
They couldn't bend my waist
Uzattım yine de elimi
I still extended my hand
İçimdeki gerilimin sebebi
The reason for the tension inside me
Bu şehrin delileri
The madmen of this city
Dev aynasında yaşar birileri
Someone lives in the giant mirror
Zarar verir...
It hurts...
En çok da zihni sinir yargılardan zarar gelir...
Most of all, mental nerves are damaged by judgments...
Bizimse karnımız tok
We have our bellies full
Oyun zamanımız yok
We don't have time to play
Yola devam! (yola devam, yola devam)
Keep going! (keep going, keep going)





Авторы: Ege çubukçu, Selim Siyami Sümer


Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.