Текст и перевод песни Fatih Kısaparmak - Demek Gidiyorsun
Demek Gidiyorsun
So You're Leaving
Demek
gidiyorsun
So
you're
leaving
Ben
bunu
haketmedim
I
didn't
deserve
this
Ne
varsa
aşka
ve
çesarette
dair
Everything
about
love
and
courage
Sırtlayıp
o
büyük
yangınınla
gidiyorsun
demek
You're
taking
it
all
with
your
great
fire,
it
seems
Oysa
oysa
sen
öğretmen
çıktığın
yıl
Yet,
oh
yet,
the
year
you
became
a
teacher
Vurup
alnıma
kavgayı
Striking
my
forehead
with
conflict
Simsiyah
bir
süt
gibi
Like
a
jet-black
milk
Yaprak
dökmüştü
darağacım
My
gallows
had
shed
its
leaves
Akşamlarım
olmuştu
ve
kuduz
gecelerim
My
evenings
had
become,
and
my
rabid
nights
Gözyaşlarım
ağlarken
My
tears
as
I
wept
Bir
uzun
yolculuk
düşmüştü
peşime
A
long
journey
had
fallen
upon
me
O
gün
bügündür
tetikte
bir
ömrün
son
kurşunusun
Since
that
day,
you've
been
the
last
bullet
of
a
life
on
alert
Hiç
aklıma
gelmezdi
gülüm
It
never
crossed
my
mind,
my
rose
Bu
da
bana
ders
olsun
Let
this
be
a
lesson
to
me
Bu
da
bana
ders
olsun
Let
this
be
a
lesson
to
me
Demek
gidiyorsun
So
you're
leaving
Böyle
olsun
istemezdim
oysa
I
wouldn't
have
wanted
it
this
way
Hazin
ve
dağların
bu
baş
dönmesi
The
sorrow
and
the
dizziness
of
these
mountains
Cellat
kırmızısı
bir
hüsrandı
yollarda
A
desolate
red,
like
an
executioner,
on
the
roads
Sen
öğretmen
çıktığın
yıl
The
year
you
became
a
teacher
Çırıl
çılgın
bir
ağaca
soyunmuştu
işlemler
Processes
had
stripped
bare
to
a
wild,
frenzied
tree
Esmer
bir
ağda
bir
eylemişsem
If
I've
ever
been
ensnared
in
a
dark
trap
Cinnetin
ucunu
yakmışsam
bir
kez
If
I've
ignited
the
tip
of
madness
once
Cehenemin
nizamiye
kapısındaysam
If
I'm
at
the
orderly
gate
of
hell
Ateşden
bir
nehre
dönen
bu
isyan
This
rebellion,
turning
from
fire
to
a
river
Hep
o
gül
yangınına
kanat
çırpar
ve
en
korsan
şarkılar
Always
flaps
its
wings
to
that
rose
fire,
and
the
most
pirate
songs
Yüzünü
şarapla
yıkar
Wash
their
faces
with
wine
Gidiyorsun
demek
So
you're
leaving
Ben
bunu
haketmedim
I
didn't
deserve
this
Ne
varsa
aşka
ve
cesarette
dair
Everything
about
love
and
courage
Sırtlayıp
o
büyük
yangınınla
git
Take
it
all
with
your
great
fire
and
go
Hadi
durma
Come
on,
don't
linger
Geçliğimin
vebalini
ve
sevgisiz
hayatımızın
bedelini
ödemeden
git
Go
without
paying
the
price
for
the
sin
of
my
youth
and
our
loveless
life
Bu
şiiri
sana
armağan
ettim
I
dedicate
this
poem
to
you
Yanına
almayı
unutma
sakın
Don't
forget
to
take
it
with
you
Issız
gecelerde
okur
ağlarsın
You'll
read
it
on
lonely
nights
and
cry
Kimseler
görmese
de
kanarsın
gülüm
Even
if
no
one
sees,
you'll
bleed,
my
rose
Neler
çektigimi
o
gün
anlarsın
You'll
understand
what
I've
been
through
Son
bahar
yağmuruyla
ıslandım
sokaklarda
I
got
drenched
in
the
last
spring
rain
on
the
streets
Ağladım
ikimize
I
cried
for
both
of
us
Senden
çok
uzaklarda
Far
away
from
you
Şimdi
hüzün
makamında
bütün
şarkılar
Now
all
the
songs
in
the
melancholic
makam
Bu
yorgun
ses
This
tired
voice
Bu
kör
lamba
This
blind
lamp
Bu
ateşi
sönmüş
soba
This
stove
with
its
extinguished
fire
Tanığıdır
yanlızlığın
Are
witnesses
to
loneliness
Pişmanlığın
tanığıdır
They
are
witnesses
to
regret
Çünkü
çünkü
benim
kitabımda
Because,
because
in
my
book
Aşk
bir
defa
yaşanır
Love
is
experienced
only
once
Demek
gidiyorsun
git
So
you're
leaving,
go
Bir
yanda
ölümün
anlındaki
ter
On
one
side,
the
sweat
on
death's
forehead
Bir
yanda
suya
düşen
sardunya
On
the
other,
a
geranium
falling
into
the
water
Ve
sabahın
saçlarındaki
kırağı
kadar
üşüyorsun
And
you're
as
cold
as
the
frost
on
morning's
hair
Hadi
durma
Come
on,
don't
linger
Sırtlayıp
o
büyük
yangının
vebalini
ve
sevgisiz
bir
hayatın
Take
the
burden
of
that
great
fire
and
the
price
of
a
loveless
life
Bedelini
ödemeden
git
And
go
without
paying
Bilirsin
gecenin
en
karanlık
olduğu
an
You
know,
the
darkest
hour
of
the
night
Sabahın
en
yaklaştığı
zamandır
ve
hiçbir
şey
hakkında
Is
when
morning
is
closest,
and
everything
Bildiğimiz
her
şey
aslında
yalandır
Everything
we
think
we
know
is
actually
a
lie
Demiştim
ya
sen
öğretmen
çıktığın
yıl
I
told
you,
the
year
you
became
a
teacher
Vurup
alnıma
kavgayı
Striking
my
forehead
with
conflict
Simsiyah
bir
süt
gibi
Like
a
jet-black
milk
Yaprak
dökmüştü
darağacı
My
gallows
had
shed
its
leaves
Hüzün
sarısı
yapraklarını
Its
sorrow-yellow
leaves
Akşamlarım
olmuştu
ve
kuduz
gecelerim
My
evenings
had
become,
and
my
rabid
nights
Gözyaşlarım
ağlamıştı
My
tears
had
wept
Bir
uzun
yolculuk
düşmüştü
peşime
A
long
journey
had
fallen
upon
me
Çırıl
çılgın
bir
ağaca
soyunmuştu
işlemler
Processes
had
stripped
bare
to
a
wild,
frenzied
tree
Demek
gidiyorsun
git
So
you're
leaving,
go
Bu
şiiri
sana
armağan
ettim
I
dedicate
this
poem
to
you
Yanına
almayı
unutma
Don't
forget
to
take
it
with
you
Belki
soban
sönmüş
Maybe
your
stove
has
gone
out
Kitabın
bitmiş
Your
book
has
ended
Belki
dizlerindeki
battaniye
Maybe
the
blanket
on
your
knees
Yanlızlığın
iç
çekişini
duyarsın
You'll
hear
the
sigh
of
loneliness
Paketteki
son
sigaran
ve
titrek
bir
mum
alevi
hüznüyle
With
the
sadness
of
the
last
cigarette
in
the
pack
and
a
trembling
candle
flame
Geçmişe
dalarsın
You'll
delve
into
the
past
Kimseler
görmese
de
kanarsın
gülüm
Even
if
no
one
sees,
you'll
bleed,
my
rose
Sen
de
yanarsın
You'll
burn
too
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Inconnu Compositeur Auteur, Osman Ismen
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.