Hapisten Çıktıktan Sonra - Live - 
                                        Fazıl Say
                                
                                перевод на французский
                            
                        
                     
                    
                            
                            
                            
                                
                                    
                                        
                                        
                                            Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
                                            
                                         
                                        
                                     
                                 
                             
                     
                 
                
                
                
                    
                    
                        
                            Hapisten Çıktıktan Sonra - Live
Après la prison - Live
                         
                        
                            
                                        Uyandın 
                                        ner'desin? 
                            
                                        Tu 
                                        te 
                                        réveilles, 
                                        où 
                                        es-tu? 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Alışamadın 
                                        hala 
                                        uyanır 
                                        uyanmaz 
                                        evinde 
                                        olmaya 
                            
                                        Tu 
                                        n'as 
                                        toujours 
                                        pas 
                                        l'habitude 
                                        de 
                                        te 
                                        réveiller 
                                        chez 
                                        toi 
                            
                         
                        
                            
                                        On 
                                        üç 
                                        yıl 
                                        hapiste 
                                        kalmanın 
                                        sersemliklerinden 
                                        biri 
                                        de 
                                        bu 
                            
                                        C'est 
                                        l'un 
                                        des 
                                        étourdissements 
                                        causés 
                                        par 
                                        treize 
                                        ans 
                                        de 
                                        prison 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Yanında 
                                        yatan 
                                        kim? 
                            
                                        Qui 
                                        dort 
                                            à 
                                        côté 
                                        de 
                                        toi? 
                            
                         
                        
                            
                                        Yalnızlık 
                                        değil 
                                        karın 
                            
                                        Pas 
                                        la 
                                        solitude, 
                                        mais 
                                        ton 
                                        ventre 
                            
                         
                        
                            
                                        Uyuyor 
                                        melekler 
                                        gibi 
                                        mışıl 
                                        mışıl 
                            
                                        Il 
                                        dort 
                                        comme 
                                        un 
                                        ange, 
                                        paisiblement 
                            
                         
                        
                            
                                        Yaraştı 
                                        hatuna 
                                        gebelik 
                            
                                        Une 
                                        grossesse 
                                        au 
                                        bord 
                                        de 
                                        l'accouchement 
                            
                         
                        
                            
                                        Saat 
                                        kaç? 
                            
                                        Quelle 
                                        heure 
                                        est-il? 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Demek 
                                        akşama 
                                        kadar 
                                        emniyettesiniz 
                            
                                        Donc, 
                                        vous 
                                        êtes 
                                        au 
                                        poste 
                                        de 
                                        police 
                                        jusqu'à 
                                        ce 
                                        soir 
                            
                         
                        
                            
                                        Çünkü 
                                        teamüldendir 
                            
                                        Parce 
                                        que 
                                        c'est 
                                        la 
                                        coutume 
                            
                         
                        
                            
                                        Polis 
                                        ev 
                                        basmaz 
                                        güpe 
                                        gündüz 
                            
                                        La 
                                        police 
                                        ne 
                                        fait 
                                        pas 
                                        irruption 
                                        en 
                                        plein 
                                        jour 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Hapisten 
                                        çıkmışın 
                            
                                        Tu 
                                        es 
                                        sorti 
                                        de 
                                        prison 
                            
                         
                        
                            
                                        Çıkar 
                                        çıkmaz 
                                        da 
                                        gebe 
                                        koymuşun 
                                        karını 
                                        takmışın 
                                        koluna 
                                        geziyorsun 
                                        akşamüstü 
                                        mahallede 
                            
                                        Dès 
                                        que 
                                        tu 
                                        es 
                                        sorti, 
                                        tu 
                                        as 
                                        engrossé 
                                        ta 
                                        femme, 
                                        tu 
                                        l'as 
                                        prise 
                                        par 
                                        le 
                                        bras 
                                        et 
                                        tu 
                                        te 
                                        promènes 
                                        dans 
                                        le 
                                        quartier 
                                        en 
                                        fin 
                                        d'après-midi 
                            
                         
                        
                            
                                        Karnı 
                                        burnunda 
                                        hatunun 
                            
                                        Ta 
                                        femme 
                                        enceinte 
                            
                         
                        
                            
                                        Nazlı 
                                        nazlı 
                                        taşıyor 
                                        mukaddes 
                                        yükünü 
                            
                                        Porte 
                                        son 
                                        précieux 
                                        fardeau 
                                        avec 
                                        tendresse 
                            
                         
                        
                            
                                        Sen 
                                        saygılı 
                                        ve 
                                        kibirlisin 
                            
                                        Tu 
                                        es 
                                        respectueux 
                                        et 
                                        fier 
                            
                         
                        
                            
                                        Hava 
                                        serin 
                                        üşümüş 
                                        bebek 
                                        elleri 
                                        gibi 
                            
                                        L'air 
                                        est 
                                        frais, 
                                        froid 
                                        comme 
                                        les 
                                        mains 
                                        d'un 
                                        bébé 
                            
                         
                        
                            
                                        Bir 
                                        serinlik 
                                        avuçlarına 
                                        alıp 
                                        onu 
                                        ısıtasın 
                                        gelir 
                            
                                        Une 
                                        fraîcheur 
                                        vient 
                                        te 
                                        prendre 
                                        les 
                                        mains 
                                        pour 
                                        la 
                                        réchauffer 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Mahallenin 
                                        kedileri 
                                        kasabın 
                                        kapısında 
                            
                                        Les 
                                        chats 
                                        du 
                                        quartier 
                                        sont 
                                        devant 
                                        la 
                                        boucherie 
                            
                         
                        
                            
                                        Üst 
                                        katta 
                                        kıvırcık 
                                        karısı 
                            
                                        La 
                                        femme 
                                        aux 
                                        cheveux 
                                        bouclés 
                                            à 
                                        l'étage 
                            
                         
                        
                            
                                        Yerleştirmiş 
                                        pencerenin 
                                        pervazına 
                                        memelerini 
                                        akşamı 
                                        seyrediyor 
                            
                                            A 
                                        placé 
                                        ses 
                                        seins 
                                        sur 
                                        le 
                                        rebord 
                                        de 
                                        la 
                                        fenêtre, 
                                        regardant 
                                        le 
                                        soir 
                            
                         
                        
                            
                                        Alacaaydınlık 
                                        tertemiz 
                                        gökyüzü 
                            
                                        Crépuscule, 
                                        ciel 
                                        limpide 
                            
                         
                        
                            
                                        Duruyor 
                                        orta 
                                        yerinde 
                                        çoban 
                                        yıldızı 
                            
                                        L'étoile 
                                        du 
                                        berger 
                                        se 
                                        tient 
                                        au 
                                        milieu 
                            
                         
                        
                            
                                        Bir 
                                        bardak 
                                        su 
                                        gibi 
                                        pırıl 
                                        pırıl 
                            
                                        Pure 
                                        comme 
                                        un 
                                        verre 
                                        d'eau 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Bu 
                                        yıl 
                                        uzunca 
                                        sürdü 
                                        pastırma 
                                        yazı 
                            
                                        L'été 
                                        de 
                                        la 
                                        viande 
                                        séchée 
                                            a 
                                        duré 
                                        longtemps 
                                        cette 
                                        année 
                            
                         
                        
                            
                                        Dut 
                                        ağaçları 
                                        sarardıysa 
                                        da 
                            
                                        Bien 
                                        que 
                                        les 
                                        mûriers 
                                        aient 
                                        jauni 
                            
                         
                                
                        
                            
                                        İncirler 
                                        hala 
                                        yeşil 
                            
                                        Les 
                                        figues 
                                        sont 
                                        encore 
                                        vertes 
                            
                         
                        
                            
                                        Mürettip 
                                        Refikle 
                                        sütçü 
                                        Yorgin'in 
                                        ortanca 
                                        kızı 
                                        çıkmışlar 
                                        akşam 
                                        piyasasına 
                            
                                        Refik 
                                        le 
                                        typographe 
                                        et 
                                        la 
                                        fille 
                                        aînée 
                                        de 
                                        Yorgin 
                                        le 
                                        laitier 
                                        sont 
                                        sortis 
                                        pour 
                                        la 
                                        soirée 
                            
                         
                        
                            
                                        Parmakları 
                                        birbirine 
                                        dolanmış 
                            
                                        Leurs 
                                        doigts 
                                        entrelacés 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Bakkal 
                                        karabetin 
                                        ışıkları 
                                        yanmış 
                            
                                        Les 
                                        lumières 
                                        de 
                                        l'épicerie 
                                        de 
                                        Karabetin 
                                        sont 
                                        allumées 
                            
                         
                        
                            
                                        Affetmedi 
                                        bu 
                                        Ermeni 
                                        vatandaş 
                            
                                        Ce 
                                        citoyen 
                                        arménien 
                                        n'a 
                                        pas 
                                        pardonné 
                            
                         
                        
                            
                                        Kürt 
                                        dağlarında 
                                        babasının 
                                        kesilmesini 
                            
                                        L'assassinat 
                                        de 
                                        son 
                                        père 
                                        dans 
                                        les 
                                        montagnes 
                                        kurdes 
                            
                         
                        
                            
                                        Fakat 
                                        seviyor 
                                        seni 
                                        çünkü 
                                        sen 
                                        de 
                                        affetmedin 
                            
                                        Mais 
                                        il 
                                        t'aime 
                                        parce 
                                        que 
                                        toi 
                                        non 
                                        plus 
                                        tu 
                                        n'as 
                                        pas 
                                        pardonné 
                            
                         
                        
                            
                                        Bu 
                                        karayı 
                                        sürenleri 
                                        Türk 
                                        halkının 
                                        alnına 
                            
                                        Ceux 
                                        qui 
                                        ont 
                                        imposé 
                                        ce 
                                        deuil 
                                        au 
                                        peuple 
                                        turc 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Mahallenin 
                                        veremlileri 
                                        yataklara 
                                        düşenler 
                            
                                        Les 
                                        tuberculeux 
                                        du 
                                        quartier, 
                                        ceux 
                                        qui 
                                        sont 
                                        alités 
                            
                         
                        
                            
                                        Bakıyor 
                                        camların 
                                        arkasından 
                            
                                        Regardent 
                                        par 
                                        la 
                                        fenêtre 
                            
                         
                        
                            
                                        Çamaşırcı 
                                        huriyenin 
                                        işsiz 
                                        oğlu 
                            
                                        Le 
                                        fils 
                                        sans 
                                        emploi 
                                        de 
                                        Huriyen 
                                        la 
                                        blanchisseuse 
                            
                         
                        
                            
                                        Omuzlarında 
                                        keder 
                                        kahveye 
                                        gidiyor 
                            
                                        Le 
                                        cœur 
                                        lourd, 
                                        se 
                                        rend 
                                        au 
                                        café 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Ajans 
                                        haberlerini 
                                        veriyor 
                                        radyosu 
                                        Rahmi 
                                        Bey'lerin 
                            
                                        La 
                                        radio 
                                        de 
                                        Monsieur 
                                        Rahmi 
                                        diffuse 
                                        les 
                                        informations 
                                        de 
                                        l'agence 
                            
                         
                        
                            
                                        Uzak 
                                        Asya 
                                        da 
                                        bir 
                                        memleket 
                            
                                        Un 
                                        pays 
                                        d'Extrême-Orient 
                            
                         
                        
                            
                                        Sarı 
                                        ay 
                                        yüzlü 
                                        insanlar 
                            
                                        Des 
                                        gens 
                                        au 
                                        visage 
                                        de 
                                        lune 
                                        jaune 
                            
                         
                        
                            
                                        Beyaz 
                                        bir 
                                        ejderhayla 
                                        dövüşmekteler 
                            
                                        Combattent 
                                        un 
                                        dragon 
                                        blanc 
                            
                         
                        
                            
                                        Gönderildi 
                                        seninkilerden 
                                        dört 
                                        bin 
                                        beş 
                                        yüz 
                                        tane 
                                        Memet 
                            
                                        Quatre 
                                        mille 
                                        cinq 
                                        cents 
                                        de 
                                        tes 
                                        compatriotes, 
                                        des 
                                        Mehmet, 
                                        ont 
                                        été 
                                        envoyés 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Kardeşlerini 
                                        katletmeye 
                            
                                        Pour 
                                        massacrer 
                                        leurs 
                                        frères 
                            
                         
                        
                            
                                        Kızarıyor 
                                        yüzün 
                                        öfkeden 
                                        ve 
                                        utançtan 
                            
                                        Ton 
                                        visage 
                                        rougit 
                                        de 
                                        colère 
                                        et 
                                        de 
                                        honte 
                            
                         
                        
                            
                                        Ve 
                                        öyle 
                                        umumiyetle 
                                        filan 
                                        değil 
                                        sırf 
                                        sana 
                                        ait 
                                        eli 
                                        kolu 
                                        bağlı 
                                        bir 
                                        hüzün 
                            
                                        Et 
                                        ce 
                                        n'est 
                                        pas 
                                        une 
                                        tristesse 
                                        générale, 
                                        c'est 
                                        une 
                                        tristesse 
                                        qui 
                                        t'appartient, 
                                        qui 
                                        te 
                                        lie 
                                        les 
                                        mains 
                            
                         
                        
                            
                                        Karını 
                                        arkadan 
                                        itip 
                                        yere 
                                        yuvarlamışlar 
                                        da 
                            
                                        Comme 
                                        si 
                                        on 
                                        avait 
                                        poussé 
                                        ta 
                                        femme 
                                        par 
                                        derrière 
                                        et 
                                        qu'elle 
                                        était 
                                        tombée 
                            
                         
                        
                            
                                        Düşürmüş 
                                        gibi 
                                        çocuğunu 
                            
                                        Faisant 
                                        tomber 
                                        ton 
                                        enfant 
                            
                         
                        
                            
                                        Yahut 
                                        karakoldaymışın 
                                        da 
                                        karakolda 
                                        gene 
                                        dövülüyormuş 
                                        gibi 
                            
                                        Ou 
                                        comme 
                                        si 
                                        tu 
                                        étais 
                                        au 
                                        poste 
                                        de 
                                        police 
                                        et 
                                        qu'on 
                                        te 
                                        battait 
                                        encore 
                            
                         
                        
                            
                                        Köylü 
                                        jandarmalara 
                                        köylüler 
                            
                                        Les 
                                        villageois, 
                                        les 
                                        gendarmes, 
                                        les 
                                        villageois 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Ansızın 
                                        bastırdı 
                                        gece 
                            
                                        Soudain, 
                                        la 
                                        nuit 
                                        est 
                                        tombée 
                            
                         
                        
                            
                                        Bitti 
                                        akşam 
                                        gezintisi 
                            
                                        La 
                                        promenade 
                                        du 
                                        soir 
                                        est 
                                        terminée 
                            
                         
                        
                            
                                        Bir 
                                        polis 
                                        jipi 
                                        saptı 
                                        sizin 
                                        sokağa 
                            
                                        Une 
                                        jeep 
                                        de 
                                        police 
                                        s'est 
                                        engagée 
                                        dans 
                                        votre 
                                        rue 
                            
                         
                        
                            
                                        Karın 
                                        fısıldadı 
                            
                                        Ta 
                                        femme 
                                            a 
                                        murmuré 
                            
                         
                        
                        
                        
                            
                                        Masanın 
                                        örtüsü 
                                        mavi 
                                        basma 
                            
                                        La 
                                        nappe 
                                        est 
                                        en 
                                        tissu 
                                        imprimé 
                                        bleu 
                            
                         
                        
                            
                                        Üstünde 
                                        yalansız, 
                                        güleryüzlü, 
                                        cesur 
                                        kitaplarımız 
                                        durur 
                            
                                        Dessus 
                                        se 
                                        trouvent 
                                        nos 
                                        livres, 
                                        honnêtes, 
                                        joyeux, 
                                        courageux 
                            
                         
                        
                            
                                        Esirlikten 
                                        dönmüşüm 
                                        anacığım 
                            
                                        Je 
                                        suis 
                                        de 
                                        retour 
                                        de 
                                        captivité, 
                                        ma 
                                        mère 
                            
                         
                        
                            
                                        Kendi 
                                        memleketimde 
                                        düşman 
                                        kalesinden 
                            
                                        De 
                                        la 
                                        forteresse 
                                        ennemie, 
                                        dans 
                                        mon 
                                        propre 
                                        pays 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Gecenin 
                                        saat 
                                        biri 
                            
                                        Il 
                                        est 
                                        une 
                                        heure 
                                        du 
                                        matin 
                            
                         
                        
                            
                                        Lambayı 
                                        söndürmedik 
                            
                                        Nous 
                                        n'avons 
                                        pas 
                                        éteint 
                                        la 
                                        lumière 
                            
                         
                        
                            
                                        Yanımda 
                                        karım 
                                        yatar 
                            
                                        Ma 
                                        femme 
                                        dort 
                                            à 
                                        mes 
                                        côtés 
                            
                         
                        
                            
                                        Karım 
                                        beş 
                                        aylık 
                                        gebeliğinde 
                            
                                        Dans 
                                        sa 
                                        grossesse 
                                        de 
                                        cinq 
                                        mois 
                            
                         
                        
                            
                                        Etim 
                                        etine 
                                        değen 
                                        de 
                            
                                        Sa 
                                        chair 
                                        contre 
                                        la 
                                        mienne 
                            
                         
                        
                            
                                        Elimi 
                                        karnına 
                                        koyan 
                                        da 
                            
                                        Ma 
                                        main 
                                        sur 
                                        son 
                                        ventre 
                            
                         
                        
                            
                                        Bebek 
                                        kıpır 
                                        kıpır 
                                        kıpırdar 
                            
                                        Le 
                                        bébé 
                                        bouge, 
                                        bouge, 
                                        bouge 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Dalda 
                                        yaprak, 
                                        suda 
                                        balık 
                            
                                        Feuille 
                                        sur 
                                        la 
                                        branche, 
                                        poisson 
                                        dans 
                                        l'eau 
                            
                         
                        
                            
                                        Rahimde 
                                        insan 
                                        yavrusu 
                            
                                        Un 
                                        enfant 
                                        dans 
                                        le 
                                        ventre 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Yavrumun 
                                        pembe 
                                        yünden 
                                        zıbını 
                                        anası 
                                        ördü 
                            
                                        Sa 
                                        mère 
                                            a 
                                        tricoté 
                                        la 
                                        brassière 
                                        en 
                                        laine 
                                        rose 
                                        de 
                                        mon 
                                        enfant 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Bedeni 
                                        benim 
                                        karışımla 
                                        bir 
                                        karış 
                                        kolları 
                                        şu 
                                        kadarcık 
                            
                                        Son 
                                        corps 
                                        est 
                                        petit, 
                                        ses 
                                        bras 
                                        minuscules, 
                                        mélangés 
                                        au 
                                        mien 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Kız 
                                        olursa 
                                        tepeden 
                                        tırnağa 
                                        anasına 
                                        benzesin 
                                        istiyorum 
                            
                                        Si 
                                        c'est 
                                        une 
                                        fille, 
                                        je 
                                        veux 
                                        qu'elle 
                                        ressemble 
                                            à 
                                        sa 
                                        mère 
                                        de 
                                        la 
                                        tête 
                                        aux 
                                        pieds 
                            
                         
                        
                            
                                        Oğlan 
                                        olursa 
                                        boyu 
                                        posu 
                                        bana 
                            
                                        Si 
                                        c'est 
                                        un 
                                        garçon, 
                                        qu'il 
                                        me 
                                        ressemble 
                                        en 
                                        taille 
                                        et 
                                        en 
                                        stature 
                            
                         
                        
                            
                                        Kız 
                                        olursa 
                                        ela 
                                        ela 
                                        baksın 
                            
                                        Si 
                                        c'est 
                                        une 
                                        fille, 
                                        qu'elle 
                                        ait 
                                        un 
                                        regard 
                                        tendre 
                            
                         
                        
                            
                                        Oğlan 
                                        olursa 
                                        maviş 
                                        maviş 
                            
                                        Si 
                                        c'est 
                                        un 
                                        garçon, 
                                        qu'il 
                                        ait 
                                        des 
                                        yeux 
                                        bleus 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Kız 
                                        olsun, 
                                        oğlan 
                                        olsun 
                            
                                        Fille 
                                        ou 
                                        garçon 
                            
                         
                        
                            
                                        Kaç 
                                        yaşında 
                                        olursa 
                                        olsun 
                            
                                        Quel 
                                        que 
                                        soit 
                                        son 
                                        âge 
                            
                         
                        
                            
                                        Yavrum 
                                        düşmesin 
                                        istiyorum 
                                        hapislere 
                            
                                        Je 
                                        ne 
                                        veux 
                                        pas 
                                        que 
                                        mon 
                                        enfant 
                                        aille 
                                        en 
                                        prison 
                            
                         
                        
                            
                                        Güzelden, 
                                        haklıdan, 
                                        barıştan 
                                        yana 
                                        diye 
                            
                                        Pour 
                                        avoir 
                                        défendu 
                                        la 
                                        beauté, 
                                        la 
                                        justice, 
                                        la 
                                        paix 
                            
                         
                        
                            
                                        Fakat 
                                        malum, 
                                        kızım 
                                        yahut 
                                        oğlum 
                            
                                        Mais 
                                        tu 
                                        sais, 
                                        ma 
                                        fille 
                                        ou 
                                        mon 
                                        fils 
                            
                         
                        
                            
                                        Gecikirse 
                                        suların 
                                        ışıması 
                                        dövüşeceksin 
                            
                                        Si 
                                        les 
                                        eaux 
                                        tardent 
                                            à 
                                        venir, 
                                        tu 
                                        devras 
                                        te 
                                        battre 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Yani 
                                        haylice 
                                        müşkül 
                                        zanaatmış 
                                        bizde 
                                        bugün 
                                        babalık 
                                        zanaatı 
                                        da 
                            
                                        C'est-à-dire 
                                        que 
                                        le 
                                        métier 
                                        de 
                                        père 
                                        est 
                                        un 
                                        métier 
                                        difficile 
                                        de 
                                        nos 
                                        jours 
                            
                         
                                
                        
                            
                                        Gecenin 
                                        saat 
                                        biri, 
                                        lambayı 
                                        söndürmedik 
                            
                                        Il 
                                        est 
                                        une 
                                        heure 
                                        du 
                                        matin, 
                                        nous 
                                        n'avons 
                                        pas 
                                        éteint 
                                        la 
                                        lumière 
                            
                         
                        
                            
                                        Belki 
                                        yarım 
                                        saat 
                                        sonra, 
                                        belki 
                                        sabaha 
                                        karşı 
                            
                                        Peut-être 
                                        dans 
                                        une 
                                        demi-heure, 
                                        peut-être 
                                        demain 
                                        matin 
                            
                         
                        
                            
                                        Gene 
                                        basılabilir 
                                        evim 
                                        alıp 
                                        beni 
                                        götürürler 
                            
                                        Ils 
                                        pourraient 
                                        encore 
                                        faire 
                                        irruption 
                                        chez 
                                        moi 
                                        et 
                                        m'emmener 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Kitaplarımızla 
                                        beraber 
                            
                                        Avec 
                                        nos 
                                        livres 
                            
                         
                        
                            
                                        Yanımda 
                                        birinci 
                                        şubeninkiler 
                                        dönüp 
                                        bakarım 
                            
                                        Avec 
                                        ceux 
                                        de 
                                        la 
                                        première 
                                        section, 
                                        je 
                                        me 
                                        retournerai 
                                        et 
                                        regarderai 
                            
                         
                        
                            
                                        Durur 
                                        kapıda 
                                        karım 
                                        eşiğin 
                                        üzerinde 
                            
                                        Ma 
                                        femme 
                                        se 
                                        tiendra 
                                        sur 
                                        le 
                                        seuil 
                            
                         
                        
                            
                                        Uçar 
                                        entarisi 
                                        sabah 
                                        rüzgarında 
                            
                                        Sa 
                                        robe 
                                        flottera 
                                        dans 
                                        le 
                                        vent 
                                        du 
                                        matin 
                            
                         
                        
                            
                                        Yüklü 
                                        ağır 
                                        karnında 
                                        bebek 
                                        kıpır 
                                        kıpır 
                                        kıpırdar 
                            
                                        Le 
                                        bébé 
                                        bougera 
                                        dans 
                                        son 
                                        ventre 
                                        lourd 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Anası 
                                        bir 
                                        oğlancık 
                                        doğurdu 
                                        bana 
                            
                                        Ma 
                                        femme 
                                            a 
                                        donné 
                                        naissance 
                                            à 
                                        un 
                                        petit 
                                        garçon 
                            
                         
                        
                            
                                        Sarı, 
                                        kaşsız 
                                        bir 
                                        oğlan 
                            
                                        Un 
                                        garçon 
                                        blond, 
                                        sans 
                                        sourcils 
                            
                         
                        
                            
                                        Masmavi 
                                        kundağında 
                                        yatan 
                                        bir 
                                        nur 
                                        topu 
                            
                                        Une 
                                        boule 
                                        de 
                                        lumière 
                                        dormant 
                                        dans 
                                        ses 
                                        langes 
                                        bleus 
                            
                         
                        
                            
                                        Üç 
                                        kilo 
                                        ağırlığında 
                            
                                        Pesant 
                                        trois 
                                        kilos 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Benim 
                                        oğlan 
                                        dünyaya 
                                        geldiği 
                                        zaman 
                                        çocuklar 
                                        doğdu 
                                        Kore'de 
                            
                                        Quand 
                                        mon 
                                        fils 
                                        est 
                                        né, 
                                        des 
                                        enfants 
                                        sont 
                                        nés 
                                        en 
                                        Corée 
                            
                         
                        
                            
                                        Sarı 
                                        ay 
                                        çiçeğine 
                                        benziyorlardı 
                            
                                        Ils 
                                        ressemblaient 
                                            à 
                                        des 
                                        tournesols 
                                        jaunes 
                            
                         
                        
                            
                                        Makartır 
                                        kesti 
                                        onları 
                            
                                        MacArthur 
                                        les 
                                            a 
                                        tués 
                            
                         
                        
                            
                                        Gittiler 
                                        ana 
                                        sütüne 
                                        bile 
                                        doymadan 
                            
                                        Ils 
                                        sont 
                                        partis 
                                        sans 
                                        même 
                                        avoir 
                                        eu 
                                        leur 
                                        content 
                                        de 
                                        lait 
                                        maternel 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Benim 
                                        oğlan 
                                        dünyaya 
                                        geldiği 
                                        zaman 
                                        çocuklar 
                                        doğdu 
                                        Yunan 
                                        zindanlarında 
                            
                                        Quand 
                                        mon 
                                        fils 
                                        est 
                                        né, 
                                        des 
                                        enfants 
                                        sont 
                                        nés 
                                        dans 
                                        les 
                                        prisons 
                                        grecques 
                            
                         
                        
                            
                                        Babaları 
                                        kurşuna 
                                        dizilmiş 
                            
                                        Leurs 
                                        pères 
                                        ont 
                                        été 
                                        fusillés 
                            
                         
                        
                            
                                        Bu 
                                        dünyada 
                                        ilk 
                                        görülecek 
                                        şey 
                                        diye 
                                        demir 
                                        parmaklığı 
                                        gördüler 
                            
                                        La 
                                        première 
                                        chose 
                                        qu'ils 
                                        ont 
                                        vue 
                                        dans 
                                        ce 
                                        monde, 
                                        ce 
                                        sont 
                                        les 
                                        barreaux 
                                        de 
                                        fer 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Benim 
                                        oğlan 
                                        dünyaya 
                                        geldiği 
                                        zaman 
                                        çocuklar 
                                        doğdu 
                                        Anadolu'da 
                            
                                        Quand 
                                        mon 
                                        fils 
                                        est 
                                        né, 
                                        des 
                                        enfants 
                                        sont 
                                        nés 
                                        en 
                                        Anatolie 
                            
                         
                        
                            
                                        Mavi 
                                        gözlü, 
                                        kara 
                                        gözlü, 
                                        elâ 
                                        gözlü 
                                        bebeklerdi 
                            
                                        Des 
                                        bébés 
                                        aux 
                                        yeux 
                                        bleus, 
                                        aux 
                                        yeux 
                                        noirs, 
                                        aux 
                                        beaux 
                                        yeux 
                            
                         
                        
                            
                                        Doğar 
                                        doğmaz 
                                        bitlendiler 
                            
                                        Ils 
                                        sont 
                                        morts 
                                            à 
                                        la 
                                        naissance 
                            
                         
                        
                            
                                        Kim 
                                        bilir 
                                        kaçı 
                                        sağ 
                                        kalır 
                                        mucize 
                                        kabilinden 
                            
                                        Qui 
                                        sait 
                                        combien 
                                        survivront 
                                        par 
                                        miracle 
                            
                         
                        
                        
                            
                                        Benim 
                                        oğlan 
                                        benim 
                                        yaşıma 
                                        geldiği 
                                        zaman 
                            
                                        Quand 
                                        mon 
                                        fils 
                                        aura 
                                        mon 
                                        âge 
                            
                         
                        
                            
                                        Ben 
                                        bu 
                                        dünyada 
                                        olmayacağım 
                            
                                        Je 
                                        ne 
                                        serai 
                                        plus 
                                        de 
                                        ce 
                                        monde 
                            
                         
                        
                            
                                        Ama 
                                        harikulâde 
                                        bir 
                                        beşik 
                                        olacak 
                                        dünya 
                            
                                        Mais 
                                        le 
                                        monde 
                                        sera 
                                        un 
                                        berceau 
                                        merveilleux 
                            
                         
                        
                            
                                        Siyah, 
                                        beyaz, 
                                        sarı 
                            
                                        Noir, 
                                        blanc, 
                                        jaune 
                            
                         
                        
                            
                                        Bütün 
                                        çocukları 
                                        sallıyan 
                            
                                        Berçant 
                                        tous 
                                        les 
                                        enfants 
                            
                         
                        
                            
                                        Mavi 
                                        atlas 
                                        döşekli 
                                        bir 
                                        beşik 
                            
                                        Un 
                                        berceau 
                                        au 
                                        matelas 
                                        d'atlas 
                                        bleu 
                            
                         
                    
                    
                    
                        Оцените перевод 
                        
                        
                        
                            
                                
                                    
                                    
                                        Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
                                        
                                     
                                    
                                 
                             
                         
                     
                    
                            
                                
                                
                            
                            
                                
                                
                            
                    
                
                
                
                    
                        Авторы: Fazıl Say, Nâzım Hikmet
                    
                    
                
                
                Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.