Yürüdüm - Feridun Düzağaç перевод на английский

Yürüdüm

Yürüdüm adım adım
Masallardan ışık aldım
Güleç yüzüm, mahcup kalbim
Kıpkırmızı yürüdüm
Yürüdüm aşık oldum
Yürüdüm kaşif oldum
Öğrenmekle geçmiyor hayat
Ağırlaştım yürüdüm
Yürüdüm babam öldü
Yürüdüm kızım oldu
Bazen baht, bazen kara kış
Sızım oldu yürüdüm
Yürüdüm evsiz kaldım
Yürüdüm sensiz kaldım
Hiç gitmez sanıyordum
Sevgi gitti yürüdüm
Yürüdüm alev aldım
Yürüdüm kül olup kaldım
Gül bahçelerinden geçtim
Dikenlerde yürüdüm
Yürüdüm oyun oldum
Gerçeğim oyun oldu
Ardımda bir çocuk kaldı
Dönüp baktım, yürüdüm
Yürüdüm avaz avaz
Yürüdüm çığlık çığlık
Boğazımda yaşlı bir hıçkırık
Yutkunarak yürüdüm
Yürüdüm savaş oldum
Yürüdüm yarış oldum
Kaybolmaktan korkutuğum dünya
Bir karış oldu, yürüdüm
Yürüdüm, dur dedi tanrı
Yaşanacak neler kaldı?
Anlat dedi ne anladın?
Siyah beyaz yürüdüm
Gözümün önünden geçip gittin bulutlara
Yürüdüm

I Walked

I walked step by step
I took light from fairy tales
My smiling face, my shy heart
I walked blushing red
I walked, I fell in love
I walked, I became an explorer
Life doesn't pass by learning
I grew weary, I walked
I walked, my father died
I walked, my daughter was born
Sometimes fortune, sometimes harsh winter
My pain became my walk
I walked, I became homeless
I walked, I became without you
I thought it would never go away
Love left, I walked
I walked, I caught fire
I walked, I turned to ash
I passed through rose gardens
I walked on thorns
I walked, I became a game
My reality became a game
A child was left behind me
I turned and looked, I walked
I walked at the top of my lungs
I walked with screams
A weeping sob in my throat
I swallowed hard and walked
I walked, I became a war
I walked, I became a race
The world I feared losing
Became a span, I walked
I walked, God said stop
What is left to live for?
Tell me, what did you understand?
I walked in black and white
You passed before my eyes into the clouds
I walked