Onlar,
tutsak
düştüler...
vatan
ki
boylu
boyunca
bir
uzun
hava...
bırakmazlar
toprak
su
içsin...
bir
damla
soluğa
dadanmışlar.
ondaki
hayata
almaya...
They
were
taken
prisoner...
the
homeland
that
is
a
long
song
throughout
its
length...
they
won't
let
the
land
drink
water...
they
have
taken
to
a
drop
of
breath.
to
take
the
life
in
it...
Sokaklarda
koşan
her
çığlığa
ölüm
toplanırdı.
hangi
anaya
varsan
oğul
oğul
ak...
bir
ırmağın
başına
oturmuş
gözlerini
yıkar.
Death
would
gather
for
every
cry
that
ran
through
the
streets.
whichever
mother
you
go
to,
son
after
son
...
sitting
at
the
head
of
a
river,
washing
your
eyes.
Kurşun
ışığını
yakmış;
can
arıyordu...
The
light
of
the
bullet
had
been
lit;
it
was
looking
for
a
life...
"Sevdan
onurumdur,
eğilmez"
dediler...
has,
harbi,
yalansızdı
sevdaları...
üstlerini,
başlarını
yokladılar...
sessizce
çıkarıp
ömürlerini,
toprağa
içirdiler...
vatanın
özgürleşmesi
için,
gençliklerinin
tam
ortasında,
ömürlerinden
indiler;
ölüm
orucu'na
girdiler...
"My
love
is
my
pride,
it
will
not
bow,"
they
said...
their
love
was
real,
genuine,
without
lies...
they
searched
their
tops,
their
heads...
silently
taking
out
their
lives,
making
the
earth
drink...
in
order
for
the
homeland
to
be
liberated,
right
in
the
middle
of
their
youth,
they
dismounted
from
their
lives;
they
went
on
a
hunger
strike...