Halit Bilgiç - Ölmedik - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Halit Bilgiç - Ölmedik




Ölmedik
We Didn't Die
Sevdaları bıraktık dağlar ardında
We left our loves behind the mountains
Özgürlüğe yürüdük son kanımızla
We walked towards freedom with our last blood
Sevdaları bıraktık dağlar ardında
We left our loves behind the mountains
Özgürlüğe yürüdük son kanımızla
We walked towards freedom with our last blood
Barış deyip döküldük tüm sokaklara
We poured into the streets calling for peace
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die
Bazen darağacında üç fidan olduk
Sometimes we were the three saplings on the gallows
Bazen Rüstem bazen Çiçek, Alişer olduk
Sometimes we were Rüstem, sometimes Çiçek, Alişer
Bazen Roboski'de kaçakçı olduk
Sometimes we were smugglers in Roboski
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die
Bazen darağacında üç fidan olduk
Sometimes we were the three saplings on the gallows
Bazen Berçem bazen Medya, İbrahim olduk
Sometimes we were Berçem, sometimes Medya, İbrahim
Bazen Zonguldak'ta madenci olduk
Sometimes we were miners in Zonguldak
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die
Ceylan olup dağlarda hep gezeceğiz
We will always wander the mountains as gazelles
Uğur olup yüreklere su serpeceğiz
We will sprinkle water on hearts as Uğur
Ceylan olup dağlarda hep gezeceğiz
We will always wander the mountains as gazelles
Uğur olup yüreklere su serpeceğiz
We will sprinkle water on hearts as Uğur
Ahmet olup türküleri söyleyeceğiz
We will sing the folk songs as Ahmet
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die
Bazen darağacında üç fidan olduk
Sometimes we were the three saplings on the gallows
Bazen Rüstem bazen Çiçek, Alişer olduk
Sometimes we were Rüstem, sometimes Çiçek, Alişer
Bazen Roboski'de kaçakçı olduk
Sometimes we were smugglers in Roboski
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die
Bazen darağacında üç fidan olduk
Sometimes we were the three saplings on the gallows
Bazen Berçem bazen Medya, İbrahim olduk
Sometimes we were Berçem, sometimes Medya, İbrahim
Bazen Zonguldak'ta madenci olduk
Sometimes we were miners in Zonguldak
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die
Munzurun berrak suyundan kana kana içtim de geldim
I drank deeply from the clear waters of Munzur and came
Fırata Dicle'ye sor beni
Ask the Euphrates and Tigris about me
Madımak tanıktır diri diri yakılışıma
Madımak is a witness to my burning alive
Dersim yastadır ve hüzünlüdür
Dersim is a pillow and is sorrowful
Maraş'ı sorma dili tutkundur o günden beri
Don't ask about Maraş, her tongue has been tied since that day
Halepçe'de katledilen annelerin babaların ve bebeklerin bedeniyim
I am the body of the mothers, fathers, and babies massacred in Halabja
Amed koşuyolunu unuttum sanma, her biri koynunda yatar
Don't think I've forgotten the Amed death road, each one lies in its bosom
Ceylan'ın ceylan gözleri karşımdadır ve saklıdır zulamda
Ceylan's gazelle eyes are before me and hidden in the darkness
Uğur'un bedenindeki on üç kurşun yarasıyım
I am the thirteen bullet wounds in Uğur's body
Şehza'nın kalemi, Aydın'ın silgisiyim ve onların boş sıralarıyım şimdi
I am Şehza's pen, Aydın's eraser, and their empty desks now
Mavi buzul bir gecenin çırılçıplak koynunda ölümcül vadilerden geldim
I came from deadly valleys in the bare bosom of a blue ice night
Bir sabah yağdı bombalar üstüme, her yanım paramparça
One morning bombs rained down on me, I was shattered
Kayalıklar arasında, bir lokma sıcak tandır uğruna düşüverdim yollara
Among the rocks, for a morsel of warm tandoor bread, I fell on the roads
Tuzaklara meyyal bir garip coğrafyanın fukara evladıyım
I am the poor son of a strange geography prone to traps
Yetim kalmış çoçukların çığlığı, gözü yaşlı annelerin kaderi
The cry of orphaned children, the fate of mothers with tears in their eyes
Ve çaresiz babaların sessiz isyanıyım şimdi
And now I am the silent rebellion of helpless fathers
Güneşin ve barışın çoçuklarına binlerce kez selam olsun
A thousand greetings to the children of the sun and peace
Annelerin çığlıklarını, feryatlarını ve gözyaşlarını görmemezlikten gelenlere
To those who turn a blind eye to the screams, cries, and tears of mothers
Binlerce kez lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun
A thousand curses, curses, curses
Ölmedik ölmedik ölmeyeceğiz
We didn't die, we didn't die, we will not die





Авторы: Halit Bilgiç


Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.