Текст и перевод песни Karaçalı feat. Cem Adrian & Melis Danişmend - Sesindeki Yalnızlık
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Sesindeki Yalnızlık
The Loneliness in Your Voice
Gözlerinde
buz
parçaları
izler
sessizlik
Traces
of
ice
shards
in
your
eyes,
silence
reigns
Ve
sessiz
bir
sitem
olarak
kalkar
yıldızları
izler
And
as
a
silent
reproach,
you
rise
and
watch
the
stars
Aşk
yok,
markaların
kalbinde
yatan
yalnızlık
var
No
love,
only
loneliness
residing
in
the
hearts
of
brands
Ben
yokum,
aynada
biriken
uzayan
yalnızlıklar
I
am
not
here,
only
elongating
loneliness
accumulating
in
the
mirror
Size
acı,
içki
ve
unutuş
eğer:
aşk
Pain,
liquor,
and
oblivion
to
you,
if
that's
love
Batma,
ölüm
ve
hiçlik
ise
dayatılan
rol
desem?
Sinking,
death,
and
nothingness,
if
I
call
it
the
imposed
role?
Bu
sürgülü
ve
keçeleşmiş
kirpiklerin
ne
anlamı
var?
What's
the
meaning
of
these
sliding,
matted
eyelashes?
Size
gösterilen
bir
veda
ve
yol
desem?
If
I
call
it
a
farewell
and
a
path
shown
to
you?
Ve
kan
ve
hayat
ve
duygular
bana
mutluluk
biraz,
ne
zan!
And
blood,
and
life,
and
emotions,
a
bit
of
happiness
for
me,
what
a
thought!
Ne
sana
dair
kırık
bir
ati
konu
miras
No
broken
future
concerning
you,
a
legacy
Üzgünüm,
denedim
her
versiyonunu
üzgünlüğün
I'm
sorry,
I
tried
every
version
of
sadness
Kaybetmek
korkularıydı
odama
giren
mavi
duman
The
blue
smoke
entering
my
room
was
the
fear
of
losing
O
sesler
de
kayıp,
içim
bomboş
artık
Those
voices
are
lost
too,
I'm
empty
inside
now
Daha
mı
yalnızım?
Hayır!
Am
I
more
alone?
No!
Mutsuzluk
uyuşturuyor,
umudun
kıyısız
tarafındayım
Unhappiness
is
intoxicating,
I'm
on
the
boundless
side
of
hope
Ben
asla
ağlamam,
sadece
gözlerim
dayanıksız
I
never
cry,
it's
just
my
eyes
that
are
fragile
Hayvan
yangısı,
yılgın
çiçek
çelenkleri
gönderdim
cenazeme
Animal
fire,
I
sent
weary
flower
wreaths
to
my
funeral
Şimdi
gündelikçi
akşamlara
kon
Now
settle
into
mundane
evenings
Hatırlat
bana
uzak
ve
yakınlığın
sarıldığı
bankı
Remind
me
of
the
bench
where
distance
and
closeness
embraced
Hatırlat,
nasıl
başlamalıydı
dinlediğimiz
ilk
şarkı?
Remind
me,
how
was
the
first
song
we
listened
to
supposed
to
begin?
Hatırlat
başak
saplarını
dik
tutan
gölgemi
Remind
me
of
my
shadow
that
kept
the
wheat
stalks
upright
Hatırlat
efkârı,
deliren
gezegenimi
ve
öfkemi
Remind
me
of
the
melancholy,
my
maddened
planet,
and
my
anger
Hatırlat,
nasıl
yenilirdi
güneş?
Çiçekleri
delip
geç
Remind
me,
how
could
the
sun
be
defeated?
Piercing
through
the
flowers
Hatırlat
bana
benzediğin
şehri,
gerçekten
sevince
Remind
me
of
the
city
you
resembled,
when
you
truly
loved
Yalnızlık,
yalnızlık
Loneliness,
loneliness
Saklandığın
o
küçük
delikte
buluyor
seni
It
finds
you
in
that
little
hole
where
you
hide
Yalnızlık,
yalnızlık
Loneliness,
loneliness
Seviştiğin
o
kalpsiz
bedende
uyuşturuyor
seni
It
numbs
you
in
that
heartless
body
you
make
love
to
Bir
yağmura
başlar
gibi,
bir
koşuda
yavaşlar
gibi
Like
the
start
of
rain,
like
slowing
down
in
a
run
Şaşkın
ve
atılgan,
ataerkil
ve
kıvrak
Confused
and
daring,
patriarchal
and
agile
Bir
ismin
arasına
kıstırılmış
sonsuzluk
gibi
aşk
Love,
like
an
eternity
squeezed
between
a
name
Nasıl
yol
alır
sayısız
dudaklarından?
How
does
it
navigate
through
your
countless
lips?
Gel
kıyılarına
yüzümün,
yüzme
öğret
can
çekişen
balıklarına
Come
to
the
shores
of
my
face,
teach
swimming
to
its
gasping
fish
Gel
o
kumun
dakikalarına
kumrallığını
uzat
Come
to
those
minutes
of
sand,
extend
your
goldenness
Ve
biraz
sakalımın
kokusunu
al,
götür
ört
yastığına
And
smell
my
beard
a
little,
take
it
and
cover
your
pillow
Bir
oğul
doğur
ve
beni
unut,
hatıralarımı
yak
Give
birth
to
a
son
and
forget
me,
burn
my
memories
Şimdi
hiç
görmedim
o
son
seviştiğin
yabancıyı
Now,
I've
never
seen
that
last
stranger
you
made
love
to
Alışırım
konuk
oyuncu
olup
kaçınılmaz
sonlarıma
I'll
get
used
to
being
a
guest
actor
in
my
inevitable
endings
Mutluluk
üzerine
bahis
yapma
zamanlarımızdı,
hatırlarım
I
remember,
those
were
our
times
of
betting
on
happiness
Ansızın
kente
ve
yüreğime
doğrulttuğun
tabancayı
The
gun
you
suddenly
pointed
at
the
city
and
my
heart
Zamansız
ve
Fransız,
kör
makas,
kesik
rızk
Timeless
and
French,
blind
scissors,
cut
sustenance
Kahveyle
dirilen
hücre,
bunlar
bizim
merhabalarımız
Cells
revived
by
coffee,
these
are
our
hellos
Nikotinle
gönenen
sabah,
bunlar
günaydınımız
Mornings
thriving
on
nicotine,
these
are
our
good
mornings
Bir
unutuşun
ortasındayız,
bunlar
elvedalarımız
We
are
in
the
midst
of
oblivion,
these
are
our
goodbyes
Şimdi
seni
gasp
edecekler
bir
yüzük
ve
müstakil
evle
Now
they
will
rob
you
with
a
ring
and
a
detached
house
Benim
bütün
takım
elbiselerime
pişmanlık
sıçrayacak
Regret
will
splash
onto
all
my
suits
O
zaman
çöküp
bir
sigara
yakabilirim
bu
kentte
Then
I
can
collapse
and
light
a
cigarette
in
this
city
Yağmurlar
yağdırabilirim
taze
simit
kuyruklarına
I
can
make
it
rain
on
the
fresh
bagel
queues
Gidişine
korunamadığım
gibi,
dönüşünü
de
savunamam
Just
as
I
couldn't
protect
your
departure,
I
can't
defend
your
return
Yokluğuna
dayanabilirim
ancak
sade
bir
fotoğraf
olarak
I
can
only
endure
your
absence
as
a
simple
photograph
Köprüler
de
ayrılabiliyor,
nehirler
de
sevgilim
Bridges
can
separate
too,
my
love,
and
so
can
rivers
Hayat
böyle
bir
yerden
sonra,
ne
kadar
karışsan
da
kalabalıklara
Life
is
like
this
after
a
certain
point,
no
matter
how
much
you
blend
into
the
crowds
Yalnızlık,
yalnızlık
Loneliness,
loneliness
Saklandığın
o
küçük
delikte
buluyor
seni
It
finds
you
in
that
little
hole
where
you
hide
Yalnızlık,
yalnızlık
Loneliness,
loneliness
Seviştiğin
o
değersiz
bedende
uyuşturuyor
seni
It
numbs
you
in
that
worthless
body
you
make
love
to
Yalnızlık,
yalnızlık
Loneliness,
loneliness
Saklandığın
o
küçük
delikte
buluyor
seni
It
finds
you
in
that
little
hole
where
you
hide
Yalnızlık,
yalnızlık
Loneliness,
loneliness
Seviştiğin
o
değersiz
bedende
uyuşturuyor
seni
It
numbs
you
in
that
worthless
body
you
make
love
to
Öldürüyor
seni
It
kills
you
Öldürüyor
ve
beni
It
kills
you
and
me
Öldürüyor
seni
It
kills
you
Öldürüyor
ve
beni
It
kills
you
and
me
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Ozan Erdoğan, Serkan Karaçay
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.