Текст и перевод песни Karaçalı - Sefalet Expresi
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Sefalet Expresi
Sefalet Express
Günlerim
hep
son
baharmı
söyle
My
days
are
like
the
fall,
tell
me
çektim
attım
acıları
kapandı
kapılar
I
threw
away
the
pain,
the
doors
closed
Kum
saati
kırılmış
The
hourglass
is
broken
Zamanın
bütün
sahili
akıvermiş
masaya
All
the
time
on
the
beach
poured
over
the
table
ölümün
ıslanan
mavisiyle
With
the
wet
blue
of
death
Perdelerden
damlayan
hangi
okyanus
hiç
bilen
varmı?
Which
ocean
drips
from
the
curtains,
does
anyone
know?
Yaş
halının
üzerinde
meneveşlenmiş
büyüsüyle
sararan
On
the
wet
carpet,
blooming
with
its
yellow
spell
Takvim
yapraklarından
koptu
zaman
Time
has
broken
from
the
calendar
leaves
Baştan
başa
tahribat
açtı
Widespread
devastation
Boş
odalara
yayılan
ansızlığın
Suddenness
that
spreads
through
the
empty
rooms
Ruhuma
devrilen
tuğlalar
The
bricks
that
toppled
over
my
soul
Sureta
tebessümlerini
sırtımda
taşıyamam
çok
ağırlar
I
cannot
carry
their
smiles
on
my
back,
they
are
too
heavy
Tuttuğum
elimde
kalıyor
bırak
dağınık
kalsın
My
hand
is
in
yours,
let
it
stay
cluttered
Kimine
göre
farklı
Different
for
some
Gerçek=hata
Truth=mistake
Bende
vakit
çok
geç
aşkım
It's
too
late
for
me,
my
love
Ben
beni
ben
yapan
canavarıma
küstüm
I've
fallen
out
with
the
monster
that
made
me
who
I
am
Artık
bulutlar
suskun
The
clouds
are
silent
now
Alem
yaz
matem
havasına
bürünsün
Let
the
world
be
shrouded
in
mourning
Kayıp
şehrime
kafa
tutan
körpe
söyle
Tell
me,
young
one,
who
defies
my
lost
city
Deli
raporuyla
masana
sunulan
hüzünde
In
the
sadness
presented
to
your
table
with
a
crazy
report
Belki
birkaç
asırlık
öfke
bulursun
Perhaps
you
will
find
some
centuries-old
anger
Yarının
adını
bugünden
koydum
I
named
tomorrow
today
Kusursuz
inşa
edilmiş
hayatın
film
şeritleri
hep
tıkalı
The
perfectly
built
film
strips
of
life
are
always
jammed
Ve
ara
sokaklar
aşkıma
katliam
And
the
back
streets
are
a
massacre
for
my
love
Baş
rolüm
sahnede
tek
sufle
sesin
My
leading
role
on
stage,
your
voice
is
the
only
cue
Aramalarıma
kapalı
Closed
to
my
searches
Meramı
anlamsız,
kara
bela
ortasında
selamsız
Meaningless
intent,
ungreeted
amidst
the
black
plague
Ince
yapılı
küçük
harflerden
kurduğum
cümlelerde
In
the
sentences
I
build
from
the
delicate
small
letters
Dilim
sürçer
hatıralara
My
tongue
slips
into
memories
Gözüm
gider
rüyalara
My
eyes
go
into
dreams
Leşime
tuz
dök
çünkü
kokar
cesetim
Pour
salt
on
my
carcass
because
my
body
stinks
Sakalıma
dokunma
çünkü
sefalete
tek
vesayetim
Don't
touch
my
beard
because
it's
my
only
testament
to
poverty
Işte
gitti
gidiyor
expresim
Here
it
goes,
my
express
Ruhum
peşine
düştü
My
soul
has
followed
it
Hava
soğuk
ve
gözleri
donuk
bu
şairin
The
air
is
cold
and
the
eyes
of
this
poet
are
frozen
Bir
yandan
da
karanlığın
kanlı
nefesi
On
the
one
hand,
the
bloody
breath
of
darkness
Sefalet
yatağımdan
öylece
kalktım
I
got
up
from
my
bed
of
misery
Etrafa
bakındım
I
looked
around
Gün
doğmuş
kervan
göçmüş
The
day
has
dawned,
the
caravan
has
left
Akbabalar
musallat
olmuş
evime
Vultures
have
taken
over
my
house
Soysuz
ahaliyle
dolmuş
mabedine
Filled
with
a
wicked
people
in
the
temple
Teala
fil
kitabihil
kerim'
le
son
binen
oldum
ekspresine
In
the
noble
book
of
God,
I
was
the
last
to
board
the
express
Ayaklarım
dolaşır
durur
My
feet
keep
getting
tangled
Bazen
basarım
kendi
gölgeme
Sometimes
I
step
on
my
own
shadow
Bazen
bir
kandil
simiti
kadar
saf
niyetliyim
Sometimes
I
am
as
pure
as
a
simit
bread
Ben
doğduğum
ilk
günden
ahirete
biletliyim
From
the
day
I
was
born,
I
have
a
ticket
to
the
hereafter
Eneaniyet
hiç
yapmadım
I
have
never
been
arrogant
Ben
mülteciyim
I
am
a
refugee
Sen,
puslu
gözlerinde
amansız
bir
hırsın
kurbanı
You,
a
victim
of
ruthless
ambition
in
your
misty
eyes
Sen,
şirke
düşmüş
rezil
rusba
tohumusun
You,
are
you
the
offspring
of
a
despicable
apostate?
Gel,
bende
merhamet
yüzde
bir
Come,
I
have
one
percent
compassion
Gel
sende
sür
yüzüne
Come,
wipe
it
on
your
face
Bu
tükrük
kutsal
su
This
spit
is
holy
water
Ver
elini
ama
okuyamam
Give
me
your
hand,
but
I
can't
read
it
Hayat
çizgin
silik
bir
yol
Your
life
line
is
a
faint
road
Dönüşü
yok
There
is
no
return
Sılan
da
meçhul
Sılan
is
also
unknown
Sende
kendi
tenhalarında
kaybol
You
too
get
lost
in
your
own
loneliness
Yer
çıkmaz
sokak
The
place
is
a
dead
end
Aşka
kapalı
her
yol
Every
road
to
love
is
closed
Nerde
bilmem
ölümsüzlüğün
iksiri
Where,
I
do
not
know,
the
elixir
of
immortality
Bu
mabed
benim
This
temple
is
mine
Zengin
olarak
doğmak
kader
kısmet
işi
keza
Being
born
rich
is
a
matter
of
destiny,
likewise
Gönlü
zengin
olmak
kadir
erdem
işidir
Being
rich
in
heart
is
a
matter
of
virtue
and
honor
Maksat
ahkam
olsun
diye
laf
konuşmam
zira
I
do
not
speak
for
the
sake
of
uttering
words,
because
Sözü
arif
olmak
mecliste
adil
işi
To
be
wise
in
words
and
just
in
assembly
is
a
matter
of
honor
Kimse
kalemi
kırık
zatı
şerif
No
one,
you,
the
honorable
man
with
a
broken
pen
En
müspet
kişi
The
most
positive
person
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.