Ozbi - Parasetamol - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Ozbi - Parasetamol




Parasetamol
Paracetamol
Yürüyorum, yıllarım hep yol
I walk, my years are all road
Diyorum, "Yine bunun sonu yok"
I say, "This one has no end again"
Masamız kokuyo′ anason
Our table smells of anise
Yazıyorum bu sefer manifesto
This time I'm writing a manifesto
Arıyo' zaten hep bi′ karakol
A police station is already calling
Bense oynuyorum her gün deliloy-loy
And I'm playing crazy every day, loy-loy
Deliloyum, dertlerim bi' ton
I'm crazy, my troubles weigh a ton
Yazıyorum bu sefer manifesto
This time I'm writing a manifesto
Kalbini tut dünyanın, korkma
Hold the world's heart, don't be afraid
Ruhunu tanı
Know your soul
Kibrini yen, kendine sarıl
Conquer your pride, embrace yourself
Ecel âşığıdır canın
Your life is a lover of death
Mesela bi' şiiri geçirerek aklından kır
For instance, break the branch death sits on
Ölümün bindiği dalı
By passing a poem through your mind
Kaderini yapraklarına yaz hayatın
Write your destiny on the leaves of your life
Kapat annenin açtığı falı
Close the fortune your mother opened
Günü Nevroz say, cemreye bak
Consider the day Nawroz, look at the spring buds
Ona varlığının nedenini anlat
Tell them the reason for your existence
Nedenin yoksa bi′ neden bul
If there's no reason, find one
Bilirim, zordur geçmişi yakmak
I know, it's hard to burn the past
Ama artık bi′ neden bulmak
But now it's time to find a reason
Toprağı sarsıp gerçeğe sığmak
To shake the earth and fit into the truth
Korkuların küllerine basıp
Stepping on the ashes of your fears
Yeniden doğmak ne demek?
What does it mean to be reborn?
Kurallarını koymak
To set your own rules
Geceden kalanlarını koymak masaya
To put the leftovers from the night on the table
Yalanlarını bulmak zor değil
It's not hard to find your lies
İçindekine sormak sadece
Just ask what's inside
Adımlarına bakmak
Look at your steps
Nereye götürdüğünü yazmak kafaya
Write down where they lead in your head
Yürektekini almak
Take what's in your heart
Sonra da gerçeğe sığdırmak
And then fit it into the truth
Bunu çamurda yürüyen ruhuma sorduğun yerdeyim
I'm where you asked my soul, walking in the mud
Yalanla boyanan gözler alır ama bilmez gerçeği vermeyi
Eyes painted with lies take but don't know how to give the truth
Bu kafam rüzgâra doğru gider, unutur geri gelmeyi
This mind of mine goes towards the wind, forgets to come back
Beni sevmeyin
Don't love me
Ama hayat ister elbet sizden yüzleşmeyi
But life will surely ask you to face yourself
La-la-layn, ine çıka gidiyo' bu yol
La-la-lay, this road goes up and down
Bana, "Deli gibi konuşuyo′" diyen de kendine buluyo' bi′ son
Those who say, "He talks like crazy" also find an end for themselves
Masamda muhabbeti dolu anason hep
On my table, the conversation is full of anise, always
Gözündeki yağmura sor beni
Ask the rain in your eyes about me
Yüzündeki acılara sor
Ask the pain on your face
Gerçeği kavrayan âşığın hüznüne
Ask the sadness of the lover who grasps the truth
Serserilik bir parasetamol gibi
Rebellion is like a paracetamol
Yok, yok, yok
No, no, no
Sanki bu sözlerin anlamı yok, hıh
As if these words have no meaning, huh
Beklediğin boş laflar acep bu adamda yok, ha?
Are the empty words you're waiting for missing in this man, huh?
Susup da büyüttüğün her şey yoksa kafanda çok?
Is everything you've kept silent and magnified too much in your head?
Belki de yüzünde duran şu maskenin anlamı yok, layn
Maybe the mask on your face has no meaning, layn
Yürüyorum, yıllarım hep yol
I walk, my years are all road
Diyorum, "Yine bunun sonu yok"
I say, "This one has no end again"
Masamız kokuyo' anason
Our table smells of anise
Yazıyorum bu sefer manifesto
This time I'm writing a manifesto
Arıyo′ zaten hep bi' karakol
A police station is already calling
Bense oynuyorum her gün deliloy-loy
And I'm playing crazy every day, loy-loy
Deliloyum, dertlerim bi' ton
I'm crazy, my troubles weigh a ton
Yazıyorum bu sefer manifesto
This time I'm writing a manifesto
Düşün, düşün, azmini yüklen, koş, koş
Think, think, load your determination, run, run
Bazen tatlı, bazen ekşi, bu gönlüm mayhoş
Sometimes sweet, sometimes sour, this heart of mine is tipsy
Bazen çok kızıyorum, evet
Sometimes I get very angry, yes
Olabiliyorum aga nahoş
I can be unpleasant, aga
Bazen iyi yazıyorum, evet
Sometimes I write well, yes
Öylece bakıyo′ la boş boş
He just stares blankly, la
Alter egom ele geçirir ruhumu
My alter ego takes over my soul
Konuşurum onu bunu
I talk about this and that
Bekleme yapma, lan, at konumunu
Don't wait, man, send your location
Gelip suratına yapayım yorumumu
Let me come and give you my opinion to your face
Hadi gel
Come on
Ele alalım senin durumunu
Let's take care of your situation
Maalesef göz boyamak göt yalamak gibidir
Unfortunately, whitewashing is like licking ass
Ama bu da çözmez senin sorununu
But that won't solve your problem either
Bu kafa tabii başka
This mind is different, of course
Biraz ileri ve ağır bu başlar
These heads are a bit advanced and heavy
Anlamadığın için üzülme, cano
Don't be sad because you don't understand, cano
De ki, "N′aptın be Oz başkan?"
Say, "What did you do, Oz boss?"
Aslanın ağzında elim
My hand is in the lion's mouth
Çıkıyo' bu ekmek taştan
This bread comes out of stone
Layn, ama vazgeçmem
Layn, but I won't give up
Gerçeği damıtırım hep gözündeki o yaştan
I always distill the truth from that tear in your eye






Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.