Prozac Cyber - Gri Şehir - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Prozac Cyber - Gri Şehir




Gri Şehir
Grey City
Yağmurun gelmek istemeyeceği şehirden selam olsun
Greetings from the city where rain doesn't want to come
Uydur haydi bir hikaye benim sözlerimde
Come on, make up a story with my words
Efkar ve çığlığımda pes var
There is resignation in my melancholy and my screams
Sana yalvarırım gri şehre var ve biraz renk kat bana
I beg you, grey city, be there and add some color to me
Çünkü duymak istemeyeceğim müthiş ses var
Because there is a terrible sound I don't want to hear
Anca yürürüm artık zimmetli dik yokuşları
I can only walk the steep, confiscated slopes now
Bu gözler nice gönüller gördü içine kin doluşmamış
These eyes have seen many hearts, none of which were filled with malice
Zor yürürüm evime giden dik yokuşları
It's hard for me to walk the steep slopes to my home
Nice orospu gördüm başka birine hiç dokunmamış
I have seen many whores, who never touched another
Tam bi' kinaye. Mahallim alet edevatsız cinayet ve
Just a sarcasm. My neighborhood is full of tool-free murders and
Yaptığım bu ziyaretler bi kalmışlık biçare
These visits I make are a misery of being left behind
Kelime fatihi olsam da etmeyecek kifayet
Even if I were the conqueror of words, it wouldn't be enough
Bu yüzden izin ver yanayım bi zahmet
So let me lean, please
Karşılaştık aynı sokaklarda farklı adımlarla
We met on the same streets, with different steps
Sanırım ağlıcam; hislerimde yanılmazsam
I think I'm going to cry, if my feelings don't lie
Tanıdık esnafların kepenkleri açılmazsa ya da
If the shutters of the familiar shopkeepers don't open, or
Bir koku yüzünden birkaç yüz şey hatırlarsam
If I remember a few hundred things because of a smell
Bugün yağmur etkisindeyim
Today I am under the influence of rain
Bugün bu sözlerimden kaçış yolu dehlizindeyim
Today I am in the maze of escape from these words
Bugün son kez akan gözyaşının zerresindeyim
Today I am in the particle of the last tear that flows
Bana sırt dönmüş hayallerimin ensesindeyim
I am at the back of my dreams that have turned their backs on me
İnan son zamanlar bir sığınak arıyorum da kimse yok
Believe me, lately I've been looking for a refuge, but there is no one
Bu kalbimdeki kamburumu anlayacak kimse yok
No one understands this hump on my heart
Korktuğum başıma geldi, bir şey oldu bana
What I feared happened, something happened to me
Konuşsam ağlayacam, konuşturcak kimse yok
If I speak, I will cry, there is no one to make me speak
Tükendim artık içimdeki heyecan öksüzdür
I'm exhausted, the excitement in me is an orphan
Geziniyorum kervanımda siyah camlı gözlüklü
I walk around in my caravan, wearing black-rimmed glasses
Aşkı tarif dediler tek bi cümle edebildim
They said to describe love, I could only manage one sentence
Gözleri uçurumdu ve intihar özgürlük
Her eyes were a precipice, and suicide was freedom
Bana ait gülüşlerin hırsızıyım artık
I am now the thief of your smiles that belong to me
Birkaç yalan söze başkasının ellerinde kalmış
Left with someone else's words, a few lies
Sence masumiyet miydi sahte baharlara kanmak?
Do you think it was innocence to fall for fake springs?
Bütün kafiyeler sonbahara varmış
All the rhymes have led to autumn
Bütün hayatımdır hayvanlar, annem ve ablam
My whole life is animals, my mother and sister
Ama maalesef ki beni güçlü görenlerden onlar
But unfortunately, they are the ones who see me as strong
Gönül ister ki istediğimi konuşmak ve yazmak
My heart desires to speak and write what I want
Müsaade yok ben ayakta kalmalıyım zorla
There is no permission, I must stand strong, forcefully
O lanet kostümü hiç giymesem de biten bendim
Even though I never wore that cursed costume, I was the one who ended
Hiçbir geçici heyecan içimin sorunlarını gidermezdi
No fleeting excitement could ever solve the problems in my heart
Meğer hayat sarısaçın da dediği gibi ilerlermiş
Apparently, life moves on as your golden hair said
Kendine iyi bak diyenler kafana sıkıp gidenlerdir
Those who say take care of yourself, are the ones who shoot you in the head
Çıkamıyorum son sabahlar yataktan falan
I can't get out of bed these past mornings
Nasıl uçup gittin bu taşradan kanatlanmadan
How did you fly away from this town, without wings?
Bilmem. elimde seni aşacak zaman var fakat
I don't know. I have time to surpass you, but
Hiçbir şey güzel değil seni kafamda abartmak kadar
Nothing is as beautiful as exaggerating you in my head
Korkuyorum kaybederim diye yazarsam sana
I'm afraid I'll lose you if I write to you
Resmen bir şiirsin ve ismini yakarmak sanat
You are literally a poem, and to call your name is an art
Dilimin çarptığı bir hece gibiydi adın, ne kadar zor
Your name was like a syllable my tongue stumbled on, how difficult
Olsa da söylemeyi bırakmıycam yakışmaz bana
Even though it is, I won't stop saying it, it wouldn't suit me






Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.