Текст и перевод песни Rope - Mayıs 3
Kim
anlamış
ki
sen
anlıycaksın,
sen
aşıksın
bi'
kere,
o
değil
ki
Who
would
have
understood
how
you
would
understand,
you're
a
lover,
it's
not
that
Aşk
var
ya,
bu
namussuz
aşk
gülün
dikeni
var
diye
üzülmekten
ziyade
bir
diken
çiçek
açmış
diye
sevinmeye
benzer
Love,
man,
this
wicked
love
is
more
like
being
happy
that
a
thorn
has
blossomed
rather
than
being
sad
that
a
rose
has
thorns
İlk
bakışta
değil
son
bakıştadır
aşk,
yani
ayrılırken
sana
nası
bakıyorsa
o
kadar
sevmiştir
seni
Love
isn't
at
first
sight
but
in
the
last
glance,
I
mean
how
a
person
looks
at
you
as
they
leave,
it's
how
much
they
love
you
Eskiden
gülümsemek
kolaydı
şimdi
ölüm
gibi
It
used
to
be
easy
to
smile,
now
it's
like
death
Bir
zamanlar
sevmediğini
göremiyordu
körün
biri
Once
upon
a
time,
a
blind
man
couldn't
see
that
he
wasn't
loved
Bir
satırda
gel
diyorken,
bir
satırda
git
istiyorum
In
one
line,
it
says
come,
in
another
line,
it
begs
to
go
Bu
Mayıs
zor
geçicek,
yıldızların
sönük
gibi
This
May
will
be
hard,
the
stars
are
like
they're
out
Dışarda
cehennem
var
fakat
hala
üşüyordum
It
was
hell
outside
but
I
was
still
cold
Aklımda
hep
yükselirken,
gözlerimden
düşüyorsun
While
you're
always
rising
in
my
mind,
you're
falling
from
my
eyes
Müsait
bir
yerde
durdur
kaptan
çünkü
ölecek
var
Stop
the
boat
at
a
convenient
place
because
someone
is
going
to
die
Sende
bir
gün
yere
düşersen
tüm
ışıklar
sönecek
bak
If
you
ever
fall
to
the
ground,
all
the
lights
will
go
out
Bu
böyle
devam
etmez,
küllüğümde
yer
kalmadı
It
can't
go
on
like
this,
there's
no
space
left
in
my
ashtray
Komik
olma,
sanki
sen
çok
istedin
de
ben
kalmadım
Don't
be
funny,
as
if
you
really
wanted
me
and
I
didn't
stay
Özgürlüğe
takla
atan
güvercin
gibiydin
aynı
You
were
like
a
dove
trying
to
do
somersaults
for
freedom
Fakat
bende
prangaları
bağlayan
bi'
gardiyanım
But
I
am
a
warden
who
ties
up
the
shackles
Mayıs
ayının
yağmurları
artık
bizi
ıslatamaz
The
May
rains
can't
wet
us
anymore
Hiç
benim
olmamış
birini
başkasından
kıskanamam
I
can't
be
jealous
of
someone
else
for
someone
who
was
never
mine
Mutluluk
bana
teğet
geçer
de,
dertler
hiç
ıskalamaz
Happiness
just
brushes
past
me,
but
troubles
never
miss
Aslında
çok
seviyomuş
"Lan
git
başımdan,
zırvalama"
"Get
lost,
stop
talking
nonsense"
when
you
love
too
much
Bu
belki
son
mektubum,
48
bar,
veda
metni
This
might
be
my
last
letter,
48
bars,
a
farewell
text
Ahirette
karşıma
çıkma
diye
hakkımı
helal
ettim
I
forgave
you
so
that
you
wouldn't
face
me
in
the
afterlife
Bana
yaşattığın
bu
duygu
bilmiyosun
ne
lanetli
You
don't
know
what
a
curse
this
feeling
is
that
you
gave
me
Tam
17'mde
başıma
gelmiş
en
güzel
felakettin
The
most
beautiful
disaster
that
ever
happened
to
me
when
I
was
17
Üç
yıldır
silemediğimi
tek
bi'
günde
unutmamı
mı
bekliyorsun?
Do
you
expect
me
to
forget
in
a
single
day
what
I
couldn't
erase
for
three
years?
(Çok
zor
işte),
o
halde
bekleme
hiç
(It's
too
hard),
then
don't
wait
Üç
Mayıs
biriktin
içimde,
tam
on
yıl
yaşlandım
Three
Mays
accumulated
in
me,
I
aged
ten
years
Söylesene
acı
çekmeye
değecek
bi'
saf
aşk
var
mı?
Tell
me,
is
there
a
pure
love
worth
suffering
for?
Benim
ne
zaman
aklıma
gelsen
gözümden
yaşarıyosun
Every
time
you
come
to
my
mind,
tears
come
to
my
eyes
"Unuttum"
derken
rüyama
girmeyi
nasıl
başarıyosun?
How
do
you
manage
to
enter
my
dreams
when
I
say
"I
forgot"?
Hislerim
aynı
yerdeyken
sorunlarımı
aşamıyorum
I
can't
overcome
my
problems
while
my
feelings
are
the
same
Seni
kalbimde
var
ettim,
aklımdayken
yaşamıyosun
I
created
you
in
my
heart,
but
you're
not
alive
in
my
mind
Sence
özlem
Kurtuluş'ta
bank
başında
beklemek
mi?
Do
you
think
longing
is
waiting
at
a
bench
in
Kurtulus?
Yolları
sana
çıkmayan
bu
Ankara'dan
nefret
ettim
I
hate
this
Ankara
where
the
roads
don't
lead
to
you
Ben
ne
kadar
yaklaştıysam,
sen
o
kadar
uzaklaştın
The
closer
I
got,
the
farther
you
went
Nefretim
hep
hüküm
sürdü,
ben
sevgiye
kuraklaştım
My
hatred
always
reigned,
I
withered
away
from
love
Üstümüzden
çok
sular
akmış,
biz
artık
yabancıyız
A
lot
of
water
has
flown
under
the
bridge,
we
are
strangers
now
Beraber
büyüdük
fakat
başka
aşkın
kazancıyız
We
grew
up
together,
but
we
are
the
winnings
of
another
love
Artık
inanmadığın
sevgimi
doğrudan
sayar
mıyız?
Should
we
count
the
love
I
don't
believe
in
anymore?
Söylesene,
aynı
yalana
tam
on
defa
kanar
mıyız?
Tell
me,
can
we
believe
the
same
lie
ten
times?
(Evet),
işte
tam
bu
yüzden
dibine
kadar
battık
(Yes),
that's
why
we
sank
to
the
bottom
Yine
hayatımıza
giren
tüm
herkesi
kendimiz
sandık
We
thought
everyone
who
came
into
our
lives
was
ourselves
Artık
güneş
yerini
geceye
bıraksın,
yıldızlar
alçalsın
Now
the
sun
should
give
way
to
the
night,
the
stars
should
descend
Sende
sevgi
kalmadıysa
bendekinden
harcarsın
If
there's
no
love
left
in
you,
then
you'll
spend
what's
left
of
mine
Ben
yazdıkça
uzaklaşmalıydım,
neden
sana
taştım?
I
should
have
distanced
myself
as
I
wrote,
why
did
I
insist
on
you?
Biz
bu
kapıyı
hiç
sevmedik
malesef
ki
hayat
açtı
We
never
liked
this
door;
unfortunately,
life
opened
it
Önümde
tonla
engel
var
ve
tüm
yollar
yamaç
artık
There
are
tons
of
obstacles
in
front
of
me
and
all
the
roads
are
slopes
now
Tam
sana
doğru
gelirken
sandalımız
taşa
çarptı
Our
boat
hit
a
rock
just
as
it
was
coming
towards
you
Gözlerin
beyaz
bi'
sayfa,
ben
yazmaya
doyamıyorum
Your
eyes
are
a
white
page,
I
can't
get
enough
of
writing
Sen
yerine
senden
sonra
hiç
kimseyi
koyamıyorum
I
can't
put
anyone
in
your
place
after
you
Bunun
fazla
nedeni
yok,
belki
zamanla
anlayacaksın
There's
no
much
reason
for
this,
maybe
you'll
understand
in
time
İşte
o
gün
çok
geç
olcak,
içimde
hiç
kalmıycaksın
(kalmıycaksın)
By
that
time,
it
will
be
too
late,
you'll
be
gone
from
me
(gone)
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.