Текст и перевод песни Sagopa Kajmer - Serbest
Bazı
şeyleri
silersen,
onunla
silinir
bazı
şeyler.
If
you
erase
certain
things,
other
things
get
erased
with
them.
Bırak
saatler
oyalansınlar.
Let
the
hours
amuse
themselves.
Sırtına
duvar
arar
insanlar
ki
yaslansınlar.
People
search
for
a
wall
to
lean
on.
Çoğumuz
aslen
deli
ve
dünya
deliler
hastanesi.
Most
of
us
are
inherently
mad,
and
the
world
is
an
asylum.
Hastaların
doktarları
hastaların
kendisi.
The
patients'
doctors
are
the
patients
themselves.
Ben
Sago,
Yunus'un
deli
efendisi.
I
am
Sago,
Yunus's
crazy
master.
Beni
kanarken
görmek
iştah
açıyor
zorbalarda.
Seeing
me
bleed
whets
the
appetite
of
bullies.
Vicdan
hükümsüz
kara
mambaların
toprağında.
Conscience
is
powerless
in
the
land
of
black
mambas.
Tek
başınalık
yolcusu
meçhul
duraklarında.
A
solitary
traveler
at
unknown
stops.
Beni
unuttuğun
yerdeyim
aynen
beni
bıraktığında.
I
am
where
you
forgot
me,
exactly
as
you
left
me.
Arenasında
kör
savaşçı,
karşısında
insan
etinden
aş
yapan
A
blind
warrior
in
the
arena,
facing
a
bunch
of
carnivorous
cooks
who
make
meals
from
human
flesh
ve
kaş
yaparken
göz
çıkaran
bir
deste
etobur
aşçı.
and
screw
things
up
while
trying
to
fix
them.
Bak
bakayım
dediklerim
diyemediğinle
aynı
mı?
Look,
are
the
things
I
say
the
same
as
the
things
you
can't?
"Benden
güzel
var
mı?"
dediğin
beni
gösteren
ayna
mı?
Is
the
mirror
you
look
at,
saying
"Is
there
anyone
more
beautiful
than
me?",
showing
you
me?
Olan
var
mı
itirazı?
Is
there
any
objection?
Eritmeliyim
evet
beni
donduran
o
buzları.
Yes,
I
must
melt
the
ice
that
freezes
me.
O
buzları
eritecek
tek
şey
gözyaşımın
tuzları.
The
only
thing
that
will
melt
that
ice
is
the
salt
of
my
tears.
İki
kaşık
gerçeklik,
bir
kepçe
yalan.
Two
spoons
of
reality,
a
ladle
of
lies.
Kendini
kandır
insan.
Deceive
yourself,
human.
Uyarı
olmak
için
yeter
mi
lisan?
Is
language
enough
to
be
a
warning?
Sen
ve
içinde
güneş
olmayan
bir
haziran.
You
and
a
June
without
sun.
Bu
şaka
değil
ve
tarih
değil
1 nisan.
This
is
no
joke,
and
the
date
is
not
April
1st.
Görmek
istemediklerini
gören
gözler.
Eyes
that
see
what
they
don't
want
to
see.
Duymak
istemediklerini
duyan
kulaklara
ağır
sözler.
Harsh
words
to
ears
that
hear
what
they
don't
want
to
hear.
Varlar
ve
hala
yaşarlar
bende.
They
exist
and
still
live
within
me.
İstemediği
sonlara
katlananlar
var.
There
are
those
who
endure
unwanted
endings.
Bilmediği
başlangıca
hazır
olmayanlar.
Those
unprepared
for
unknown
beginnings.
Silinmeyen,
kalan,
yıkıcı
hatıralar...
Unfading,
lingering,
destructive
memories...
Varlar,
yaşarlar
bende.
They
exist,
they
live
within
me.
Çok
bakmışım,
az
görmüşüm...
I've
looked
so
much,
yet
seen
so
little...
Çok
bakmışım
az
görmüşüm...
I've
looked
so
much,
yet
seen
so
little...
Kulaklarını
dudaklarımdan
dökülenlerden
çek!
Pull
your
ears
away
from
the
words
that
fall
from
my
lips!
Günlerini
haftalarımdan
arındır.
Cleanse
your
days
of
my
weeks.
Dün
bitti,
hedef
yarındır.
Yesterday
is
over,
the
goal
is
tomorrow.
Önüne
çıkan
öfkemin
sopası
kalındır.
The
stick
of
my
anger
that
comes
before
you
is
thick.
Anlamak
akıllının,
kanmaksa
safındır.
Understanding
belongs
to
the
intelligent,
being
deceived
to
the
naive.
Safları
sıklaştır.
Close
the
ranks.
Anla
gürültülü
bir
gerçeğim,
sır
gibi
içime
sinmedim
ve
onlara
söyle
Understand,
I
am
a
loud
truth,
I
haven't
sunk
into
myself
like
a
secret,
and
tell
them
henüz
bir
yere
gitmedim.
I
haven't
gone
anywhere
yet.
Sarıldım
bana
defalarca,
dedim
"-Üzülme!
Sür
I
hugged
myself
repeatedly,
said
"-Don't
be
sad!
It
mez
dakikalarca
ama
unutma
silinemez
won't
last
for
minutes,
but
remember,
it
won't
be
erased
for
yıllarca.Sakin
ol,
rahatla."
years.
Calm
down,
relax."
Saldırganlığımı
serbest
bıraktım.
I
unleashed
my
aggression.
Hipopotam
çamur
sıçratmaya
başladı.
The
hippopotamus
began
to
splash
mud.
Çekil
önümden,
önüne
bak!
Get
out
of
my
way,
look
ahead!
Şakam
yok
söyledim
baştan,
kalbim
sanki
şu
an
kırılmaz
bir
taştan.
I
told
you
from
the
beginning,
no
kidding,
my
heart
is
like
an
unbreakable
stone
right
now.
Denedim
inan,
elimden
geleni
ardıma
koymadım
yine
de
olmadı.
Believe
me,
I
tried,
I
did
my
best,
but
it
still
didn't
work.
Gül
solmaktan
yılmadı.Ben
sulamaktan
o
batmaktan
bıkmadı
(bıkmadım)
The
rose
didn't
tire
of
wilting.
I
didn't
tire
of
watering,
it
didn't
tire
of
sinking.
Ben
kanamaktan
bıkmadım,
o
kanatmaktan
caymadı.
I
didn't
tire
of
bleeding,
it
didn't
give
up
on
hurting.
Vakit
kalmadı.
Time
is
up.
Görmek
istemediklerini
gören
gözler.
Eyes
that
see
what
they
don't
want
to
see.
Duymak
istemediklerini
duyan
kulaklara
ağır
sözler.
Harsh
words
to
ears
that
hear
what
they
don't
want
to
hear.
Varlar
ve
hala
yaşarlar
bende.
They
exist
and
still
live
within
me.
İstemediği
sonlara
katlananlar
var.
There
are
those
who
endure
unwanted
endings.
Bilmediği
başlangıca
hazır
olmayanlar.
Those
unprepared
for
unknown
beginnings.
Silinmeyen,
kalan,
yıkıcı
hatıralar...
Unfading,
lingering,
destructive
memories...
Varlar,
yaşarlar
bende.
They
exist,
they
live
within
me.
Çok
bakmışım,
az
görmüşüm...
I've
looked
so
much,
yet
seen
so
little...
Çok
bakmışım
az
görmüşüm...
I've
looked
so
much,
yet
seen
so
little...
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: sagopa kajmer, yunus özyavuz
Альбом
Serbest
дата релиза
20-06-2018
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.