Şiirbaz - Şehir Ve YalnızlıK - Oldskool Remix - перевод текста песни на английский

Текст и перевод песни Şiirbaz - Şehir Ve YalnızlıK - Oldskool Remix




Şehir Ve YalnızlıK - Oldskool Remix
City and Loneliness - Oldskool Remix
Burada kimisi üçlü yapar kimisi üçlü sarar
Here, some indulge in threesomes, others roll threes
Hayat hem kaba hem estetiktir güzel bir kadının küfrü kadar
Life is both vulgar and aesthetic, like a beautiful woman's curse
Akbabalar kendilerine yeni bi düşkün arar
Vultures seek a new devotee for themselves
Neyse ki binlerce müşkül adam var kendini güçlü sanan
Thankfully, there are thousands of troubled men who think they're strong
Bazı sokaklar tenhadır digerlerine nazaran
Some streets are desolate compared to others
Huzuru telaş dolu bu şehrin bi yerlerine yazamam
I can't inscribe peace in any corner of this restless city
Ki her kelime kazanan için kaybeden bu hastaları
For every word, a winner and a loser, these patients
Bu gri havayı doldururken cigerlerine azalan
Filling their lungs with this grey air as it dwindles
Gölgeler çabuk söner sahtelik ve cılızlıktan
Shadows fade quickly from falseness and fragility
Binalar var seni sokmazlar eger kılıksızsan
There are buildings that won't let you in if you're shabby
Sema bir kadın gözleri sırılsıklam
The sky is a woman, her eyes drenched
Yalanlar karmaşık ve süslüdür gerçeklerse çırılçıplak
Lies are complex and adorned, truths are stark naked
Fakat güneş batınca yapar altın vuruşunu
But when the sun sets, it delivers its golden blow
İzlersin bir kadının karanfilde duruşunu
You watch a woman's posture in the carnation's light
Hemde şaraba harcamışken cepteki her kuruşunu
Even when you've spent every penny in your pocket on wine
Neyse bi Kazım Koyuncu şarkısında buluşuruz
Anyway, we'll meet in a Kazım Koyuncu song
Her gün bu yokuşları yendim
Every day I conquered these slopes
Bu benim kendimle derdim (inan)
This is my struggle with myself (believe me)
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Yinede en gerçek halimle geldim
Still, I came with my truest self
Bu şehir dolu zalim ve mermi (dayan)
This city is full of cruelty and bullets (endure)
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Çocukluk hayallerini gasp eder zaman
Time usurps childhood dreams
Ve düzen büyüyen herkes için farklı maskeler satar
And the system sells different masks for everyone who grows up
Kimisi ucuz bi şarap şişesi hapseder sanar tüm acıları
Some think a cheap bottle of wine imprisons all their pain
Ve sabah soguk tenini gazeteler sarar
And in the morning, newspapers wrap their cold skin
Kaç beden kararsız gördügü tüm sahneler çürürken
How many bodies falter as all the scenes they witness decay
Sırtından mutludur ruhunu mahveden sülükler
Leeches that destroy their souls are happy on their backs
Ayaklarını antidepresan ve kahveler sürükler
Antidepressants and coffees drag their feet
Bir imam ve hayat kadını aynı caddeden yürürken
As an imam and a prostitute walk down the same street
Kahreden küfürler verir kadın şehre gül yerine
The woman offers devastating curses to the city instead of roses
Her akşam biraz sabır tıkıştırır südyenine
Every evening, she stuffs a little patience into her bra
Şehir tüm erkekliğiyle izlerken ürperir hep
The city always shivers as it watches with all its masculinity
Sonra dalar hayal meyal mutlu geçen günlerine
Then she drifts into hazy memories of happy days
Ve tanır şehir denen kindar ormanı
And recognizes the spiteful forest called the city
Hayatları cinnettir hayalleride zindan onların
Their lives are madness, their dreams are dungeons
Ve elbet film biter sana karanlık bir salon kalır
And of course, the film ends, leaving you with a dark theater
Dünyaya edilmiş en büyük küfür insan olmalı
The biggest curse upon the world must be being human
Nakarat x2
Chorus x2
Her gün bu yokuşları yendim
Every day I conquered these slopes
Bu benim kendimle derdim (inan)
This is my struggle with myself (believe me)
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Yinede en gerçek halimle geldim
Still, I came with my truest self
Bu şehir dolu zalim ve mermi (dayan)
This city is full of cruelty and bullets (endure)
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Bu şehrin bi suçu yok
This city is not to blame
Esir kendi yolunu çizebilirsin her derdine yazıp
A captive, you can chart your own path, writing to each of your sorrows
Firavunların mezarı kadar mermerli ve basık
As marbled and oppressive as the tombs of the Pharaohs
Ayrılık için erken derken yine Kasım
November again, saying it's too early for farewells
Siz hasımlara şarkı yazın ben kendime hasım (ye!)
You write songs for adversaries, I am my own adversary (eat!)






Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.