Текст и перевод песни Volkan Konak - Memleketim
Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Memleketim,
memleketim,
memleketim
My
country,
my
country,
my
country
Ne
kasketim
kaldı
senin
ora
işi
I
don't
have
any
cap
left
for
your
business
Ne
yollarını
taşımış
ayakkabım
My
shoes
have
walked
your
roads
Son
mintanın
da
sırtımda
paralandı
çoktan
My
last
coat
tore
long
ago
Şile
bezindendi
It
was
made
of
canvas
Sen
şimdi
saçımın
akında
Now
you
are
in
my
gray
hair
Enfarktında
yüreğimin
In
my
heart's
infarction
Ve
alnımın
çizgilerindesin
And
in
the
lines
of
my
forehead
Memleketim,
memleketim,
memleketim
My
country,
my
country,
my
country
Yine
cisil
cisil
mi
yağıyor
yağmur
uzun
sokağın
taşlarına?
Is
the
rain
still
falling
shimmering
on
the
stones
of
your
long
street?
Ganita'nın
kayıklarında
martılar
gizliden
gizliye
öpüşüyorlar
mı?
Are
the
gulls
kissing
secretly
on
Ganita's
boats?
Deniz
kokulu
kentimi
düşünüyorum
Orhan
Veli'nin
İstanbul'una
inat
I
am
thinking
of
my
sea-scented
city,
in
defiance
of
Orhan
Veli's
Istanbul
Anıların
şehrini
düşünüyorum
ayrılıkların
ötesinde
bir
yerden
I
am
thinking
of
the
city
of
memories,
from
a
place
beyond
parting
Taşbaşı'nın
dar
sokağından
denize
inen
simitçinin
ve
The
voice
of
the
simit
seller
descending
from
the
narrow
street
of
Taşbaşı
to
the
sea
Hamsicinin
sesi
geliyor
And
the
voice
of
the
hamsi
seller
is
coming
Tavada
cızır
cızır
öten
tereyağının
kokusuna
To
the
smell
of
butter
sizzling
in
the
pan
Meydanındaki
limoncunun
tablasına
bir
hoş
olmuşum
I
have
come
to
the
lemon
seller's
stand
in
the
square
Deniz
kokulu
kentimi
düşünüyorum
Orhan
Veli'nin
İstanbul'una
inat
I
am
thinking
of
my
sea-scented
city,
in
defiance
of
Orhan
Veli's
Istanbul
Varsın
yağsın
yağmur
cisil
cisil
üstüne
Let
the
rain
fall
shimmering
on
it
Ellerin
cebinde
ya,
yürüyorsun
ya
o
şehrin
sokaklarında
You
have
your
hands
in
your
pockets,
you
are
walking
the
streets
of
that
city
Yağmurdan
sana
ne?
What
do
you
care
about
the
rain?
Yürüyüp
gitmeli
limana
You
must
walk
to
the
harbor
Oradan
da
mendireğe,
ta
ucuna
kadar
From
there
to
the
breakwater,
all
the
way
to
the
end
Ve
çökmeli
bir
taşın
üstüne
And
sit
down
on
a
stone
Ama
karayel
patlamış,
fırtına
varmış
But
the
northerly
wind
has
blown,
there
is
a
storm
Dalgalar
adam
boyuna
geliyorlarmış,
ıslanıyormuşsun
The
waves
are
coming
up
to
a
man's
height,
you
are
getting
wet
Vakit
de
akşamlardan
bir
akşammış,
sana
ne?
And
the
time
is
an
evening,
one
of
many
evenings,
what
do
you
care?
Kalkanoğlu'nun
pilavını,
Mehmet
Salih'in
çayını
I
crave
Kalkanoğlu's
pilav,
Mehmet
Salih's
tea
Bodos'un
meyhanesini,
Gülbahçe'nin
dönerini
Bodos'
tavern,
Gülbahçe's
döner
Ve
pazar
sabahlarının
vazgeçilmez
peynirlisini
çekiyor
canım
And
the
indispensable
cheese
of
Sunday
mornings
Deniz
kokulu
kentimi
düşünüyorum
Orhan
Veli'nin
İstanbul'una
inat
I
am
thinking
of
my
sea-scented
city,
in
defiance
of
Orhan
Veli's
Istanbul
Yeşilin
bin
tonunu
koynunda
barındıran
That
beautiful
city,
where
the
green
holds
a
thousand
shades
Yüce
karlı
dağların
bile
selam
durduğu
o
güzelim
şehre
Where
even
the
towering
snowy
mountains
stand
in
salute
İstanbul'un
soğuk
ve
çirkin
akşamlarından
binlerce
sevgi
A
thousand
loves
from
Istanbul's
cold
and
ugly
evenings
Meydandan
kalktık
mıydı
saate
varmaz
Hamsiköy'deyiz
If
we
leave
the
square,
we'll
be
in
Hamsiköy
in
no
time
Konakoğlu'nda
oturur,
baş
başa
sütlaç
yeriz
We'll
sit
in
Konakoğlu
and
eat
sütlaç
together
Nara
Burnu'ndan
eser
bir
rüzgâr,
olur
içimiz
tertemiz
A
breeze
will
blow
from
Nara
Burnu,
and
our
hearts
will
be
cleansed
Bu
sene
gidemiyorum,
seneye
birlikte
gideriz
I
can't
go
this
year,
we'll
go
together
next
year
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Mehmet Nazim Ran, Samim Erhan Guleryuz
Альбом
Efulim
дата релиза
04-02-1993
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.