Текст и перевод песни Yener Çevik, Hayki & Eypio - Tablo (feat. Eypio Hayki)
Tablo (feat. Eypio Hayki)
Picture (feat. Eypio Hayki)
Yener
Çevik,
Eypio,
Hayki
Yener
Çevik,
Eypio,
Hayki
In
the
house
baby
In
the
house,
baby
9,
10
yaşım
sokakta
gevrek
9,
10
years
old,
selling
bagels
on
the
street
Sabah
4′te
uyanıp
işe
gitmek
Waking
up
at
4 am,
going
to
work
O
sıralar
öğrendim
kolay
değil
ekmek
Back
then
I
learned
bread
ain't
easy
Almak
için
koşmak
gerek
Gotta
run
to
get
it
Semt
toprak,
yağmurda
çamur
The
neighborhood's
dirt,
mud
in
the
rain
BİM'den
bir
kilo
un
üstüne
hamur
A
kilo
of
flour
from
BİM,
dough
on
top
Alamıyo′m
eti
rejim
etmem
kabul
Can't
afford
meat,
I
accept
the
diet
Bin
mülteci
dolu
habibi
bavul
A
thousand
refugees,
habibi,
suitcase
full
İstemiyo',
döner
ama
dönmi'cek
He
doesn't
want
to,
he'll
return
but
won't
come
back
Sevgiliye
hediye
de
kopan
çiçek
A
plucked
flower
as
a
gift
for
my
love
Kopup
gidek
üzenden
öncesi
Let's
escape,
before
the
sadness
Mutlu
etmeyen
de
meşgul
etmesin
Those
who
don't
make
you
happy
shouldn't
occupy
your
time
Artık
böyle
eski
şarkılar
Such
old
songs
now
Entele
modernlik,
bizlere
arabesk
Intellectual
modernism,
arabesque
for
us
Adın
tende
değil
bende
saklı
yâr
Your
name
is
hidden
in
me,
not
on
your
body,
love
Kimi
zaman
legal
kimi
protest
Sometimes
legal,
sometimes
protest
Elinde
tütününü
sarar
He
rolls
his
tobacco
in
his
hand
Gözünden
akan
yaşı
sarar
He
wipes
the
tears
from
his
eyes
Bi′
bank
üstünde
sabah
On
a
bench
in
the
morning
Edenin
mi
bu
günah?
Is
this
his
sin?
Elinde
tütününü
sarar
He
rolls
his
tobacco
in
his
hand
Gözünden
akan
yaşı
sarar
He
wipes
the
tears
from
his
eyes
Bi′
bank
üstünde
sabah
On
a
bench
in
the
morning
Edenin
mi
bu
günah?
Is
this
his
sin?
Greenpeace
gibiyim
yeşille
başladım
Like
Greenpeace,
I
started
with
green
Çalıştım
konfeksiyon
kotta
taşladım
I
worked
in
textiles,
stoned
on
denim
Votka'yla
Rusya′da
makarna
haşladım
I
boiled
pasta
in
Russia
with
vodka
Benim
kızım
"Baba"
dediğinde
30'du
yaşlarım
I
was
30
when
my
daughter
said
"Dad"
Yirmi
küsürlerimde
çatıktı
kaşlarım
In
my
early
twenties,
my
brows
were
furrowed
On
beşimde
hep
nasırla
dolu
avuçlarım
At
fifteen,
my
palms
were
full
of
calluses
Hayat
dediğin
filmi
oğlum
hep
karışladım
The
movie
called
life,
son,
I've
always
fast-forwarded
Sikenler
hep
tanışlarım,
bu
Rap′ler
haykırışlarım
The
ones
who
messed
up
are
all
my
acquaintances,
these
raps
are
my
screams
Bi'
kalk,
bi′
kalk,
bu
katlanışlarım
niye?
Get
up,
get
up,
why
am
I
putting
up
with
this?
Sordum
kendime
"Nedendir
saklanışlarım?"
I
asked
myself,
"Why
do
I
hide?"
Anti
deprasan
yoluyla
haplanışlarım
My
getting
high
through
antidepressants
Adım
Apo
diye
benim
de
hep
yasaklanışlarım
My
name
is
Apo,
so
I'm
always
banned
too
Dostlarından
yersin
oğlum
hep
kazıkları
You
get
screwed
by
your
friends,
son
Boğazında
düğümlensin
hep
rızıkları
May
your
sustenance
get
stuck
in
your
throat
Millet
toplar
bütünleri,
sen
bozukları
People
collect
the
whole
ones,
you
get
the
broken
ones
Bu
Yener
ve
Eypio
ve
çek
kılıçları
(Bitch!)
This
is
Yener
and
Eypio,
draw
your
swords
(Bitch!)
Elinde
tütününü
sarar
He
rolls
his
tobacco
in
his
hand
Gözünden
akan
yaşı
sarar
He
wipes
the
tears
from
his
eyes
Bi'
bank
üstünde
sabah
On
a
bench
in
the
morning
Edenin
mi
bu
günah?
Is
this
his
sin?
Elinde
tütününü
sarar
He
rolls
his
tobacco
in
his
hand
Gözünden
akan
yaşı
sarar
He
wipes
the
tears
from
his
eyes
Bi'
bank
üstünde
sabah
On
a
bench
in
the
morning
Edenin
mi
bu
günah?
Is
this
his
sin?
Bırakın
da
gülelim,
bi′
bitmedi
ki
hüküm
Let
us
laugh,
the
judgment
ain't
over
yet
Düşünmedik
üşenip
ve
tekmeledik
düşeni
We
didn't
bother
thinking
and
kicked
the
fallen
İstediğini
kazanınca
azaldı
mı
yükün?
Did
your
burden
lessen
when
you
got
what
you
wanted?
Bi′
duman
olup
doldu
geri
boğazından
içeri
It
filled
up
as
smoke
and
went
back
down
your
throat
Mideme
vuran
bu
şey
acıdan
da
beter
This
thing
hitting
my
stomach
is
worse
than
bitterness
Sekiz
metrekare
yerde
yaşanır
mı?
Yeter!
Can
you
live
in
eight
square
meters?
Enough!
Penceremde
duvar,
nefesimde
duman
A
wall
in
my
window,
smoke
in
my
breath
Umut
karın
doyurmaz
ama
ayakta
da
tutar
Hope
doesn't
fill
your
stomach
but
it
keeps
you
standing
Soğutmadan
uzat
bur'da
işler
hızlı
Pass
it
without
cooling,
things
are
fast
here
Başaramayanlar
İstanbul′a
kızdı
Those
who
couldn't
succeed
got
angry
at
Istanbul
Ne
bir
kadın,
ne
şiir,
ne
de
şarkı
Neither
a
woman,
nor
a
poem,
nor
a
song
Konuşulan
tek
şey
de
parasızlık
The
only
thing
talked
about
is
lack
of
money
O
da
yaşamak
için
eline
koz
That's
also
a
trump
card
in
your
hand
to
survive
Koluna
eş
satın
alır,
yanına
dost
He
buys
a
wife
for
his
arm,
a
friend
by
his
side
Ama
bu
ne
beni
güldürür,
ne
de
seni
But
this
neither
makes
me
laugh
nor
you
Boş
kafaların,
boş
fikirleri
Empty
heads,
empty
ideas
Elinde
tütününü
sarar
He
rolls
his
tobacco
in
his
hand
Gözünden
akan
yaşı
sarar
He
wipes
the
tears
from
his
eyes
Bi'
bank
üstünde
sabah
On
a
bench
in
the
morning
Edenin
mi
bu
günah?
Is
this
his
sin?
Elinde
tütününü
sarar
He
rolls
his
tobacco
in
his
hand
Gözünden
akan
yaşı
sarar
He
wipes
the
tears
from
his
eyes
Bi′
bank
üstünde
sabah
On
a
bench
in
the
morning
Edenin
mi
bu
günah?
Is
this
his
sin?
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Abdurrahim Akça, Aytuğ Tunal, Yasin Uslu, Yener Cevik
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.