Текст и перевод песни Young Bego - Davalar
Götür
bizi
buralardan
(kaçır
kaçır
kaçır
kaçır)
Take
us
away
from
here
(run,
run,
run,
run)
Başımdaki
davalar
(dosyalarım
şişik
ha)
The
lawsuits
over
my
head
(my
files
are
swollen,
huh)
Götür
bizi
buralardan
(kaçır
götür
kaçır
götür)
Take
us
away
from
here
(take
us
away,
take
us
away)
Başımdaki
davalar
The
lawsuits
over
my
head
Önümdeki
engellere
bak
(engelleri
aşın)
Look
at
the
obstacles
ahead
of
me
(overcome
the
obstacles)
Acımasız
derim
bu
tuzak
(derim
amaç
için)
I
say
this
trap
is
ruthless
(I
mean
for
the
purpose)
Yolum
uzun
kafanlık
etraf
(karanlık
çöktü
çoktan)
My
road
is
long,
my
head's
spinning
(darkness
fell
long
ago)
Tanıdık
yok
hakimden
başka
(onlar
kimmiş
bilmiyom)
No
one
familiar
but
the
judge
(I
don't
know
who
they
are)
Parıldayan
altın
çocuklar
(altın
hepsi
baksan)
The
shining
golden
children
(they're
all
golden,
look)
Biziz
seni
aydınlatıcak
(aydınlatırız)
We
will
be
the
ones
to
enlighten
you
(we
will
enlighten
you)
Çoğuna
bu
ders
olacak
(çünkü
biziz
yaşayan)
This
will
be
a
lesson
for
most
(because
we
are
the
living)
Çoğu
bunu
silip
atıcak
(söyle
nasıl)
Most
will
erase
this
(tell
me
how)
Götür
bizi
buralardan
(kaçır
kaçır
kaçır)
Take
us
away
from
here
(run,
run,
run)
Başımdaki
davalar
(dosyalarım
şişik)
The
lawsuits
over
my
head
(my
files
are
swollen)
Düşünceler
hapsolucak
(hepsi
hapis
şimdi)
Thoughts
will
be
imprisoned
(all
imprisoned
now)
Uykumuzdan
derin
olucak
(derinlere
bak)
Our
sleep
will
be
deep
(look
into
the
depths)
Götür
bizi
buralardan
(kaçır
kaçır
kaçır)
Take
us
away
from
here
(run,
run,
run)
Peşimdeki
rahat
bozulcak
(rahatıma
bak)
The
peace
that
follows
me
will
be
disturbed
(look
at
my
peace)
Hayatına
bakılmayacak
(hiçbi'
zaman)
You
won't
be
able
to
look
at
your
life
(never)
Hayatına
tuzak
olacak
(tuzak
olur
bize)
Your
life
will
be
a
trap
(it
will
be
a
trap
for
us)
Bekleniyor
nihai
karar
(kararını
söyle)
The
final
decision
is
awaited
(give
your
decision)
Umudun
yok
şimdiden
ama
(şimdiden
de
düşsen)
You
have
no
hope
now,
but
(even
if
you
fall
now)
Bekleyişler
sonun
olacak
(sonun
olmaz
bunlar)
Waiting
will
be
your
end
(these
will
not
be
your
end)
Bekleyişin
sonu
acıtan
(sonu
acı
ama)
The
end
of
your
waiting
is
painful
(the
end
is
bitter,
but)
Götür
bizi
buralardan
(kaçır
kaçır
kaçır)
Take
us
away
from
here
(run,
run,
run)
Başımdaki
davalar
(davalara
bak)
The
lawsuits
over
my
head
(look
at
the
lawsuits)
Başımıza
dert
olacak
(hepsi
bize
ha)
It
will
be
a
problem
for
us
(all
for
us,
huh)
Uykumuzdan
alıkoyucak
(ooo)
It
will
keep
us
from
sleeping
(ooo)
Götür
bizi
buralardan
(kaçır
kaçır
kaçır)
Take
us
away
from
here
(run,
run,
run)
Başımdaki
davalar
(davalara
bak)
The
lawsuits
over
my
head
(look
at
the
lawsuits)
İstediğine
bakmıycak
(dosyalara
bakmaz)
It
won't
look
at
what
you
want
(it
won't
look
at
the
files)
İstediğini
uyguluycak
(hah
uygulama)
It
will
apply
what
it
wants
(huh,
application)
İstediğini
veremezsin
You
can't
give
what
he
wants
İstediği
bu
düzenin
ne
What
does
he
want
from
this
order?
İstediği
bu
rehin
düşünce
(rehin
hepsi
şimdi)
This
hostage
thought
he
wanted
(they
are
all
hostages
now)
İstediğini
gelir
alır,
ağlamaklı
yakınların
He
gets
what
he
wants,
your
loved
ones
are
crying
İstiyoken
bi'
gün
yeniden
(onlar
ne
yapsın)
While
you
want
one
day
again
(what
should
they
do?)
Biliyorum
bizi
delirten
(bizi
delirtcek
ama)
I
know
it's
driving
us
crazy
(but
it's
gonna
drive
us
crazy)
Kararıyo
hava
inceden
(inceden
çöküş)
The
air
is
getting
dark
slowly
(slowly
collapsing)
Bekliyolar
seni
yeniden
(yeniden
ama)
They
are
waiting
for
you
again
(again,
but)
Evin
yolu
bu
kez
gözükmez
(arka
koltuktan)
The
way
home
is
not
visible
this
time
(from
the
back
seat)
Yarım
kalır
cümlelerin
dinleyen
yok
hayır
hayır
Your
sentences
remain
half-finished,
no
one
is
listening,
no,
no
Kafan
yine
soğuk
kodese
(kilitler
seni)
Your
head
is
cold
again,
in
prison
(the
locks
lock
you
up)
Boşa
işliyoken
zaman
While
time
is
running
out
Tutunan
yok
darbelere
No
one
holding
on
to
the
blows
Eskileri
daha
derinde
(daha
derinde)
The
old
ones
are
deeper
(deeper)
Ara
beni
daha
derinde
(daha
derinde)
Look
for
me
deeper
(deeper)
Beynindeki
özgür
düşünce
(nerdeyiz
lan
biz?)
The
free
thought
in
your
mind
(where
are
we?)
Yitip
gider
boşa
beleşe
(gitti
hepsi
çöpe)
It
gets
lost
in
vain
(it
all
went
to
waste)
Kurtaran
yok
olur
cenaze
(cenazeme
gelme)
No
savior,
it
becomes
a
funeral
(don't
come
to
my
funeral)
Gidelim
bu
diyarlardan
(kaçır
kaçır
kaçır)
Let's
get
out
of
these
lands
(run,
run,
run)
Bize
göre
değil
buralar
(olmadı
da
asla)
This
place
is
not
for
us
(it
never
was)
Bizim
gibi
değil
çabalar
(olmadı
da
asla)
Efforts
are
not
like
us
(it
never
was)
Çırpınışın
boşa
çabalar
Your
struggle
is
a
waste
of
effort
Parıldayan
gökyüzüne
bak
(son
kez
bi'
daha)
Look
at
the
shining
sky
(one
last
time)
Onu
son
görüşün
olacak
(son
kez
bi'
daha)
It
will
be
your
last
sight
of
it
(one
last
time)
Bi'
tek
annem
beni
bağışlar
(anne
lütfen
affet)
Only
my
mother
forgives
me
(mom
please
forgive
me)
Tüm
bu
yasaların
dışında
Outside
all
these
laws
Götür
bizi
buralardan
Take
us
away
from
here
Başımdaki
davalar
The
lawsuits
over
my
head
Başımıza
dert
olacak
It
will
be
a
problem
for
us
Uykumuzdan
alıkoyucak
It
will
keep
us
from
sleeping
Götür
bizi
buralardan
Take
us
away
from
here
Başımdaki
davalar
The
lawsuits
over
my
head
İstediğine
bakmıycak
It
won't
look
at
what
you
want
İstediğini
uyguluycak
It
will
apply
what
it
wants
Götür
bizi
buralardan
Take
us
away
from
here
Başımdaki
davalar
The
lawsuits
over
my
head
Götür
bizi
buralardan
Take
us
away
from
here
Bize
göre
değil
buralardan
This
place
is
not
for
us
Götür
bizi
buralardan
Take
us
away
from
here
Bize
göre
değil
buralardan
This
place
is
not
for
us
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Ugur Bego, Kenan Oezcan
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.