Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Eyov
kaptan!
Hey,
captain!
Arkamızdan
gülenler
için
mi
terkettik
güven
verici
güvertemizi?
Did
we
abandon
our
safe
deck
for
those
who
laughed
behind
us,
my
love?
Şimdi
fırtınaların
ortasında
tek
çaremiz
boyun
egmek
Now,
amidst
the
storms,
our
only
recourse
is
to
surrender
Metafiziksel
vandalizme
To
metaphysical
vandalism.
Tanrı'dan
saglam
bi
sandal
iste
Ask
God
for
a
sturdy
boat,
my
dear.
Gençligini
ele
veriyor
henüz
şehrin
tokadıyla
sarsılmamış
kibrin
My
youth
betrays
me,
a
pride
untouched
by
the
city's
harsh
slap.
Dilerdim
ki
yangınlarım
dinsin
ama
yanlışlarım
dipsiz
kuyu
I
wish
my
fires
would
die
down,
but
my
mistakes
are
a
bottomless
pit.
Yine
de
kalkmalısın
yerden
şiir!
Still,
you
must
rise
from
the
ground,
my
poetry!
Süt
beyaz
koridorların
sersemligi
yıpratırken
her
benligi
The
daze
of
milk-white
corridors
wears
down
every
soul.
Zihnimde
"yok
olmak
bu
saçmalıkla
ugraşmaktan
daha
iyidir"
tembelligi
In
my
mind,
the
laziness
of
"vanishing
is
better
than
dealing
with
this
nonsense."
Ve
hayat;
yarayı
açan
yalanların
yarayı
sarması
And
life;
the
lies
that
open
the
wound
also
bind
it.
Bu
yüzden
zor
degil
sana
inanması
That's
why
it's
not
hard
to
believe
you,
my
love.
Dedi
ki
"aklı
olan
parayı
kavrasın"
He
said,
"Let
the
sane
grasp
the
money."
Sarayın
lambası
altında
aglayan
panayar
cambazı
The
weeping
tightrope
walker
under
the
palace
lamp.
Ne
kadar
kaçarsan
The
more
you
run,
O
kadar
görüyorsun
The
more
you
see.
Ne
kadar
yaşarsan
The
more
you
live,
O
kadar
ölüyorsun
The
more
you
die.
Nedir
şu
midemi
dolduran
soguk
tedirginlik?
What
is
this
cold
anxiety
that
fills
my
stomach?
Zamana
yenildik
mi?
Have
we
succumbed
to
time?
Soguk
bi
kış
gününde
sıcak
tenine
varmak
için
ettigim
her
yemin
kirli
Every
oath
I
made
to
reach
your
warm
skin
on
a
cold
winter
day
is
broken.
Bu
derin
kibri
evim
bildim
I
called
this
deep
arrogance
my
home.
Zaman
yıktı
çatımı
başıma
Time
brought
my
roof
down
on
me.
Ne
sıkılı
yumruklarıma
baktı
ne
de
şu
çatılı
kaşıma
It
looked
neither
at
my
clenched
fists
nor
at
my
furrowed
brow.
Dedi
ki
"lanetin
hiç
yaşamadıgın
bir
günahın
yasını
taşımak."
It
said,
"The
curse
is
to
mourn
a
sin
you
never
committed."
Anladım
insanların
çıkarmadıgı
şu
maskeleri
I
understand
these
masks
that
people
don't
take
off.
Çok
ürkütücü
bu
rastgelelik
This
randomness
is
so
frightening.
Vakt-i
sermayesini
tüketmekte
en
tazesi
bile
Even
the
freshest
are
consuming
their
time-capital.
Her
çaresizin
kaçmaktır
meşgalesi
Every
desperate
soul's
occupation
is
escape.
Fakat
ne
kadar
gidersen
o
kadar
dönüyorsun
But
the
further
you
go,
the
more
you
return.
Ne
kadar
yanarsan
o
kadar
sönüyorsun
The
more
you
burn,
the
more
you
fade.
Ne
kadar
kazarsan
o
kadar
gömüyorsun
derinlere
The
more
you
dig,
the
deeper
you
bury
yourself.
Kendi
uykularını
bölüyorsun
You
disturb
your
own
sleep.
Ne
kadar
kaçarsan
The
more
you
run,
O
kadar
görüyorsun
The
more
you
see.
Ne
kadar
yaşarsan
The
more
you
live,
O
kadar
ölüyorsun
The
more
you
die.
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Sefa Kaya
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.