Добавлять перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Konsomatrisin Ninnisi
Lullaby of the Consort
Sen
kulaklarını
tıkarken
As
you
cover
your
ears,
Yagmur
fısıldar
The
rain
whispers
Kendine
bile
anlatamadığın
bi'şeyler
var
There
are
things
you
can't
even
explain
to
yourself
İçinde
çözemediğin
Inside
you,
unresolved,
Hiç
tanımadığın
Completely
unfamiliar,
Kendisinden
daha
da
kaybolmuşa
yol
soran
biz
We,
asking
for
directions
from
someone
even
more
lost
than
ourselves
Renkli
ışıklar
altında
yorgun
konsomatris
A
tired
consort
under
colorful
lights
Bi'
ninni
mırıldanır
saçları
ve
manzarası
dağınık
Hums
a
lullaby,
her
hair
and
scenery
disheveled
"Ah,
babam
sağ
olsaydı"
derken
Ankaralı
Namık
"Oh,
if
only
my
father
were
alive,"
says
Ankaralı
Namık
Bu
gece
45
yaşına
bastı
(ah,
babam
sağ
olsaydı)
Tonight,
she
turned
45
(oh,
if
only
my
father
were
alive)
45'lik
plaklarla
bi'
45'lik
devirmişti
With
45
rpm
records,
she
finished
another
45
Yalnız
kendiyle
savaşmış
kendine
yenilmişti
She
fought
only
herself
and
was
defeated
by
herself
Yalnız
kendiyle
konuşmuş
belki
de
delirmişti
She
talked
only
to
herself,
maybe
she
went
mad
Tenine
dokunmak
bi'
roman
okumak
gibiydi
Touching
her
skin
was
like
reading
a
novel
Her
izin
bir
hikayesi
ve
bir
de
söyleyecek
sözü
vardı
Every
mark
had
a
story
and
something
to
say
Ayazdan
çatlamış
dudaklarında
kalmamıştı
Nothing
remained
on
her
chapped
lips
from
the
cold
Dilenecek
bir
özür
artık
Not
an
apology
to
beg
for
anymore
Vatansız
yolculukların
birinde
kapın
çalsın
May
your
door
be
knocked
on
one
of
your
stateless
journeys
En
az
kıyametin
kadar
uzak
ve
yakın
şansın
Your
chance,
as
distant
and
close
as
the
apocalypse
Her
şeyi
unutsan
da
aklında
bir
satır
kalsın
Even
if
you
forget
everything,
may
one
line
remain
in
your
mind
Yaşarken
öğrenirsin,
ölürken
hatırlarsın
You
learn
while
living,
you
remember
while
dying
Оцените перевод
Оценивать перевод могут только зарегистрированные пользователи.
Авторы: Sefa Kaya
Внимание! Не стесняйтесь оставлять отзывы.