paroles de chanson Kaside-i Bürde - Dursun Ali Erzincanlı
Söz
taşıyıp
öc
alan
iki
yüzlü
şiir
ve
kabile
düşmanlarım
"Ey
Ebi
Sülma'nın
oğlu
sen
mahvoldun"
dediler
Suat'ın
derdi
bana
yetmezmiş
gibi
Ey
Ebi
Sülma'nın
oğlu
sen
kendini
ölmüş
bil
Ben
de
koştum
güvendiğim
dostlara
Kime
başvurdumsa,
"Biz
yokuz
bu
işte
Var
git
kendin
bak
başının
çaresine"
demezler
mi?
Ben
de
onlara
dedim
ki,
gidin
beni
yalnız
bırakın
Neye
hükmetmişse
o
olur,
hükmeden
o
Allah
ki
Yaşamak
dediğiniz
nedir,
bin
yıl
yaşansa
bile
Eninde
sonunda
insanoğlu
o
kambur
tahta
kutuya
girmeyecek,
binmeyecek
mi?
Haber
geldi,
peygamber
seni
öyle
bir
cezaya
çarptıracak
ki
"Siz
bilirsiniz,
hey
zavallılar!"
dedim
İşte
onun
kapısındayım,
yüreğimde
sonsuz
bağışlanma
ümidi
Ondan
özür
dilemeye
geldim,
af
istemeye
geldim
Çünkü
O
sırrını
bilendir,
kabul
edicidir
mazeretleri
O
affedenlerin
en
affedicisi
İçi
hidayet
öğüdü
en
yüce
gerçeklerle
dolu
Kur'an'ı
Sana
armağan
eden
Allah
için
ver
bana
bir
savunma
mühleti
Bakma
ve
zaten
bakmazsın
sözlerine
beni
kıskananların
Senin
hükmün
onlara
değil,
Hakk'a
ayarlı
Ve
ben
de
bir
parça
suçluyum
belki
Ama
senin
makamındayım,
fillerin
bile
titrediği
makamda
Bir
makam
ki,
titrerdi
bir
fil
benim
gördüklerimi
görse,
işitse
işittiklerimi
Burada
beni
ancak
Allah
buyruğuna
bağlı
Peygamber
affı
kurtarır
Bende
onun
öc
ve
adalet
eline
uzatıyorum,
işte
sağ
elimi
Beni
ancak
O
kurtarabilir
burda,
yalnız
O
Şimdi
söz
yalnız
O'nun
Ama
O
"Sen
suçlusun,
cezanı
çekeceksin
dese"
önünde
eğik
bulur
boynumu
adaletin
heybeti
En
heybetli
manzara
bu
olur
benim
için
Çünkü
içi
içe
açılan
sonsuz
arslan
yataklarının
içindeki
Muhteşem
yurdunda
hüküm
süren
arslanlar
başbuğudur
O
Bir
arslan
ki,
erkenden
ava
çıkar,
yavrularının
besini
insanoğlu,
insan
eti
Bir
arslan
ki,
savaş
alanında
kendi
düşmanı
dengi
Bırakmadan
çarpışmayı,
haram
sayarak
kendine
savaşı
terketmeyi
Heybetinden
kısılır
sesleri
yırtıcı
çöl
arslanlarının
Arslanlar
arasında
bile
o
dağıtır
adaleti
Parçalandı
silahları
ve
elbiseleri,
kurda
kuşa
yem
oldu
Bu
vadide
kendi
gücüne
bileğine
güvenen
nice
kişi
Şüphe
yok
ki,
Peygamber,
en
keskin
bir
kılıçtır,
kılıçlarından
Allah'ın
Sonsuz
bir
kurtuluşa,
nura
ve
hidayete
alıp
götüren
bizi
Ve
arkadaşları
O'nun,
Mekke
vâdisinde
İslâmı
kabul
eden
Kureyşin
en
ileri
gelenleri,
cömertlikte
ve
yiğitlikte
hiç
birinin
yok
dengi
İlk
günler
göçmek
gerekliydi,
hemen
göçtüler,
zerre
tereddüt
etmeden
Bırakarak
yurtlarını,
tüten
ocaklarını,
mal
ve
mülklerini
Yerlerinde
kalanlar
çarpışamıyacak
güçte
olanlardı
Onlar
da,
müdafaasız
ve
silahsız,
çepeçevre
küfürle
çevrili,
bugünü
hazırlamış
ve
beklemişlerdi
Evet,
bunlar,
başları
dimdik
gezen
yiğit
üstü
yiğit
Davud'a
mahsus
demir
gömlektir
zırh
diye
giydikleri
Zırhları
pırıl
pırıl,
upuzun
çelikten
Büklümleri
öyle
ki,
birbirine
geçip
kaynamış
bir
ayrık
otunun
halkaları
gibi
Mızrakları
düşmanı
devirse
yere,
gurur
nedir
bilmezler
Yenilirlerse
bilmezler
nedir
umut
kesme,
yok
ya
yenildikleri!
Ak
soy
develer
gibidir
gidişleri,
korunmaları
da
saldırış
Vurulunca
göğüslerinden
vurulurlar
Onlar
ürkmez,
onlardan
ürker
dev
dalgalı
ölüm
denizi
![Dursun Ali Erzincanlı - En Sevgiliye 4](https://pic.Lyrhub.com/img/9/v/w/n/wud_1unwv9.jpg)
1 Miraç
2 Gelseydin
3 Beni Yalnız Bırakma
4 Ben Böyle Olmamalıydım
5 Ey Can
6 Uhud
7 Kaside-i Bürde
8 Senin Gibi
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.