Lyrics Ne Sandın - Murat İnce
Sabah
ezanı
kulaklarımda
Birazdan
güneş
doğacak
Bırakıp
giderken
hiç
düşündün
mü
benim
halim
n′olur?
Taş
mı
sandın
beni?
Taş
mı
sandın
beni?
Taş
mı
sandın
beni?
Terminalde
son
kez
yüzünü
gördüğümde,
Yanağın
otobüs
camına
yapışmış,
O
bakmaya
kıyamadığım
zerdali
gözlerinden,
Deniz
gözlerinden
sel
gibi
yaşlar
süzülüyor,
Hıçkırığın
her
yanda
yankılanıyordu.
Bir
gün
döneceğin
ümidiyle
yola
koymuştum,
Bir
gün
iki
satır
yazarsın
diye
razı
olmuştum.
Ey
sevgili!
En
güzel
sevgili!
Gül
beyazım,
papatyam,
ay
çekirdeğim,
yazım,
yazgım
Sıladan
bir
daha
dönmemecesine
mi
gittin?
Özlemediğim
doğru
değil,
Kan
kustuğum
yalan
değil.
Yokluğunda
yoksulun
teki,
Ne
yapacağını
şaşırmış,
Kelimelerini
sinmiş,
İsimsiz
kaldırımların
yetimiyim.
Şimdi
Ezan-ı
Muhammed'in
seher
vakti
Güneş
ufuktan
gülücek
"Merhaba"
diyecek
Leylim
ley.
Hava
soğuk,
sisli
ve
karanlık
Bir
farın
ışığı
kadar
aydınlığım
ancak
Biliyorum
ısıtmasa
da
seherde
doğacak
güneş,
Yine
umut,
umutlar
var.
Sabaha
doğacak
güneş.
Bu
şehirde
kapısını
çalabileceğim
bir
ışığım,
Dertlerimin
kayıklarını
yüzdürebileceğim,
Sığınabileceğim
bir
limanım
yok!
Yazdıklarımı,
anlattıklarımı
taşıyabilecek,
Omzuna
başımı
koyup
ağlayabileceğim,
Gözyaşlarımı
silebilecek
kimsem
kalmadı!
O
gül
beyaz
pırıl
pırıl
gelinliğinde
elimde
kaldı.
Yine
ışıkları
söndürdüm
Bugünün
ihanetlerini,
geleceğin
acılarını
duvarlara
karalıyorum.
Canımın
içi,
Ümitlerimi
tek
tek
sorguluyor;
Sana
beklentileri
olanları
idam
ediyorum.
Bilmelisin:
İçimdeki
seni
zorla
öldürüyorum!
Allah
aşkına.
Kapı
aralığından
sızan
fersiz
ışık
Bir
kerede
gün
ışığı
olsa
göz
aldanmalarına
inat!
Oy
gülüm
sebebim
sen
Duvarlarla
konuşan
ben
Oy
gülüm
kederim
sen
Kederlerle
boğulan
ben
Oy
gülüm
sebebim
sen
Duvarlarla
konuşan
ben
Oy
gülüm
kederim
sen
Kederlerle
boğulan
ben
Sen
beni
gamsız
mı
sandın?
Her
derde
çare
mi
sandın?
Bilmem
sen
beni
ne
sandın?
Laf
götürür
susar
mı
sandın?
Sen
beni
gamsız
mı
sandın?
Her
derde
çare
mi
sandın?
Bilmem
sen
beni
ne
sandın?
Laf
götürür
susar
mı
sandın?
Çok
özledim.
Gözlerim
benden
habersiz,
Sihirli
kutuya
kayıtsız
teslim
olmuş.
Şu
darmadağın
halimi
görmüyorlar.
Kulaklarım
sadece
sana
kesilmiş
Yüreğimin
yangınına
aldırış
etmiyorlar.
İyi
hissetmiyorum
kendimi
bir
tuhafım.
Ben
üşümem
bilirsin.
Peki,
neden
tutmuyor
ellerim,
ayaklarım?
Gözlerim
neden
mat
ve
donuk?
Neden
kilitlendi
kör
bakışlarım
boşluğa?
Neden
konuşmuyor
aynalar?
Neden
cevap
vermiyor
duvarlar?
Ey
sevgili!
En
güzel
sevgili!
Gül
beyazım.
Çok
özledim.
Gittiğin
yeri
mesken
mi
tuttun?
Dön,
dön
n′olursun
dön
artık!
Umutlarım
siyaha
çalmakta
kar
beyazım.
Yüreğim,
beynim,
bütün
bedenim
karaya
vurdu
vuracak.
Karayazım!
Taş
mı
sandın
beni?
Taş
mı
sandın
beni?
Taş
mı
sandın
beni?
Bak
şu
halime
uzat
artık
ellerini.
Un
ufak
oluyorum
görmüyor
musun?
Görmüyor
musun?
Çıldırmaktayım
gül
beyazım.
Sen
beni
gamsız
mı
sandın?
Her
derde
çare
mi
sandın?
Bilmem
sen
beni
ne
sandın?
Laf
götürür
susar
mı
sandın?
Sen
beni
gamsız
mı
sandın?
Her
derde
çare
mi
sandın?
Bilmem
sen
beni
ne
sandın?
Laf
götürür
susar
mı
sandın?
Attention! Feel free to leave feedback.