Paroles et traduction Altay Kenger feat. Hüseyin Nihal Atsız - Geri Gelen Mektup
Geri Gelen Mektup
The Returned Letter
Rûhun
mu
ateş,
yoksa
o
gözler
mi
alevden?
Is
it
your
soul
that
is
fire,
or
are
those
eyes
ablaze?
Bilmem,
bu
yanardağ
ne
biçim
korla
tutuştu?
I
don't
know,
how
this
volcano
erupted
with
such
fiery
passion?
Pervâne
olan
kendini
gizler
mi
alevden
Does
a
moth
hide
itself
from
the
flames?
Sen
istedin,
ondan
bu
gönül
zorla
tutuştu
You
desired
it,
and
from
that,
this
heart
was
ignited.
Gün
senden
ışık
alsa
da
bir
renge
bürünse
Even
if
the
day
takes
light
from
you
and
cloaks
itself
in
color,
Ay
secde
edip
çehrene
yerlerde
sürünse
And
the
moon
prostrates
itself
at
your
feet,
Her
şey
silinip
kayboluyorken
nazarımdan
As
everything
fades
from
my
sight,
Yalnız
o
yeşil
gözlerinin
nûru
görünse
Only
the
radiance
of
those
green
eyes
of
yours
shines
through.
Ey
sen
ki
kül
ettin
beni
onmaz
yakışınla
Oh,
you
who
have
reduced
me
to
ashes
with
your
incurable
beauty,
Ey
sen
ki
gönüller
tutuşur
her
bakışınla!
Oh,
you
who
set
hearts
ablaze
with
every
glance!
Hançer
gibi
keskin
ve
çiçekler
gibi
ince
Sharp
like
a
dagger
and
delicate
like
flowers,
Çehren
bana
uğrunda
ölüm
hazzı
verince
When
your
beauty
granted
me
the
pleasure
of
death,
Gönlümdeki
azgın
devi
rüzgârlara
attım
I
tossed
the
raging
beast
in
my
heart
to
the
winds,
Gözlerle
günâh
işlemenin
zevkinin
tattım
I
tasted
the
delight
of
sinning
with
my
eyes.
Gözler
ki
birer
parçasıdır
sende
İlâhın
Eyes
that
are
a
part
of
your
Divinity,
Gözler
ki
senin
en
katı
zulmün
ve
silâhın
Eyes
that
are
your
harshest
tyranny
and
weapon.
Vur
şanlı
silâhınla
gönül
mülkü
düzelsin
Strike
with
your
glorious
weapon,
may
the
realm
of
the
heart
be
corrected,
Sen
öldürüyorken
de,
vururken
de
güzelsin!
You
are
beautiful
even
in
killing,
even
in
striking!
Bir
başka
füsûn
fışkırıyor
sanki
yüzünden
Another
enchantment
seems
to
emanate
from
your
face,
Bir
yüz
ki
yapılmış
dişi
kaplanla
hüzünden
A
face
crafted
from
the
fierce
she-wolf
and
sorrow.
Hasret
sana
ey
yirmi
yılın
tâze
bahârı
My
longing
for
you,
oh,
fresh
spring
of
twenty
years,
Vaslınla
da
dinmez
yine
bağrımdaki
ağrı
Even
with
your
presence,
the
pain
in
my
chest
doesn't
subside.
Dinmez!
Gönülün,
tapmanın,
aşkın
sesidir
bu!
It
doesn't
subside!
This
is
the
voice
of
your
heart,
of
worship,
of
love!
Dinmez!
Ebedi
özleyişin
bestesidir
bu!
It
doesn't
subside!
This
is
the
melody
of
eternal
longing!
Hasret
çekerek
uğruna
ölmek
de
kolaydı
It
was
easy
to
die
for
you
in
longing,
Görmek
seni
ukbâdan
eğer
mümkün
olaydı
If
only
it
were
possible
to
see
you
from
the
afterlife.
Dünyayı
boğup
mahşere
döndürse
denizler
Even
if
the
seas
drowned
the
world
and
turned
it
into
the
Day
of
Judgment,
Tek
bendeki
volkanları
söndürse
denizler
Even
if
the
seas
extinguished
the
volcanoes
within
me
alone,
Hâlâ
yaşıyor
gizlenerek
ruhuma
"Kaabil"
Still,
"Caabil"
lives
on,
hidden
within
my
soul.
İmkânı
bulunsaydı,
bütün
ömre
mukâbil
If
only
it
were
possible,
in
exchange
for
my
entire
life,
Sırretmeye
elden
seni
bir
perde
olurdum
I
would
be
a
curtain
to
veil
you,
Toprak
gibi
her
çiğnediğin
yerde
olurdum
I
would
be
the
soil
beneath
your
every
step.
Mehtaplı
yüzün
Tanrı'yı
kıskanıyordur
Your
moonlit
face
makes
God
envious,
En
hisli
şiirden
de
örülmez
bu
güzellik
Even
the
most
heartfelt
poetry
cannot
weave
this
beauty.
Yaklaşması
güç,
senden
uzaklaşması
zordur
Difficult
to
approach,
impossible
to
leave,
Kalbin
işidir,
gözle
görülmez
bu
güzellik
This
beauty
is
a
matter
of
the
heart,
not
seen
by
the
eye.
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Osman Oztunc, Huseyin Nihal Atsiz
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.