Paroles et traduction Altay Kenger feat. Hüseyin Ferhad - Şiirin ve Yüreğin Tarihini Yazmayı Deneyenlere
Şiirin ve Yüreğin Tarihini Yazmayı Deneyenlere
To Those Who Try to Write the History of Poetry and the Heart
Trabzanlara
yaslanıp
şarkı
söylüyor
bir
kadın
A
woman
is
singing,
leaning
against
the
Trabzon
mountains
Anlayamadığım
tuhaf
bir
dille
ve
ivmeyle
In
a
strange
language
I
don't
understand,
with
such
momentum
Kuru
yapraklar
savruluyor
ıssız
yamaçlara
yukarı
Dry
leaves
are
swirling
up
towards
the
deserted
slopes
Tansökümü
öpüşüyor
şehir
surlarıyla
ansızın
The
twilight
suddenly
kisses
the
city
walls
Ayaz
mı,
yoksa
ilkyaz
mı
içimi
acıtan
böyle
Is
it
frost,
or
is
it
early
summer
that
aches
my
heart
so?
Nedendir
şu
mememin
altındaki
anlamsız
ağrı?
Why
is
there
this
meaningless
pain
beneath
my
breast?
Kırgın,
minareye
tırmanan
bir
müezzin
gibi
dalgın
Hurt,
lost
in
thought
like
a
muezzin
climbing
a
minaret
Yürüyorum
gece
yarılarının
geç
hüznüyle
I
walk
with
the
late
sadness
of
the
night
Âh,
nerede
göğü
martılarla
dolu
limanı
aşkın
Oh,
where
is
the
harbor
of
love,
filled
with
gulls
in
the
sky?
Nerede
gençliğimi
evlâd
edinen
mahir
tanrı?
Where
is
the
skillful
god
who
adopted
my
youth?
Bir
kadın
şarkı
söylüyor
devşirip
rüzgârı
A
woman
is
singing,
gathering
the
wind
Farkında
olmadan
mülteci
yalnızlığıma
alnını
dayayıp
Unwittingly
pressing
her
forehead
against
my
refugee
loneliness
Sokaklar
bomboş,
terkedilmiş
tüm
mahalle
The
streets
are
empty,
all
the
neighborhoods
abandoned
Tedirginlik
sinmiş
evlere
o
keşiş
yüzüyle
Anxiety
has
crept
into
the
houses
with
that
monk's
face
Azizeler
koşarak
çıkıyor
merdivenlerini
eski
manastırın
The
holy
women
are
running
down
the
stairs
of
the
old
monastery
Avlusunda
yuvarlanışını
duyuyorum
bakır
çanının
I
hear
the
copper
bell
rolling
in
the
courtyard
Ufka
bir
yıldız
akıyor,
kirpiklerim
düğümleniyor
A
star
is
flowing
towards
the
horizon,
my
eyelashes
knotting
Şakaklarıma
sıvaşan
ışının
külleriyle
With
the
ashes
of
the
light
plastered
to
my
temples
İlâhiler
yankılanıyor
aklımda,
dualar
okunuyor
Hymns
echo
in
my
mind,
prayers
are
being
read
Ümmed
hıncıyla
yüreğime
gömüyor
hançeri
bâtın
Hope,
with
its
rage,
buries
its
dagger
in
my
heart
Bir
kadın
şarkı
söylüyor
yaralı
sesiyle
A
woman
is
singing
with
her
wounded
voice
Sesime
kazıyorum
kadını
Türk
dili
Fars
dili
Arap
diliyle
I
carve
her
into
my
voice,
with
the
Turkish
language,
the
Persian
language,
the
Arabic
language
Kitapların
balkonundan
başka
bir
şey
değilse
cennet
If
heaven
is
nothing
more
than
the
balcony
of
books
Ummanında
bencileyin
bir
muamma
var
elbet
Then
there
is
surely
a
riddle
in
its
depths
Kayalar
yuvarlanıyor,
çiriş
otları
gürültüyle
büyüyor
Rocks
are
rolling,
the
chickweed
is
growing
with
a
roar
Bir
cırcırböceği
önüme
düşüyor
omuzunda
liriyle
A
cricket
falls
in
front
of
me,
with
a
lyre
on
its
shoulder
Yağmur
başlıyor
birden,
org
melekleri
uçuşuyor
Rain
suddenly
starts,
angel
organs
are
flying
Ellerime
dokunuyor
sevda
remilli
bir
cinayet!
A
murder
touched
with
love
touches
my
hands!
Sular
aydınlanıyor
giderek,
epriyor
kutsal
yangın
The
waters
are
becoming
brighter,
the
holy
fire
is
fading
Keder,
örtüyor
günün
üzerini
imam
cübbesiyle
Grief
covers
the
day
with
the
imam's
robe
İnanla
ve
hicrânla
şarkı
söylüyor
bir
kadın
A
woman
is
singing
with
faith
and
longing
Telleri
birer
birer
kırılıyor
inleyen
kemanının
The
strings
of
her
moaning
violin
are
breaking
one
by
one
Yollar
puslanıyor,
ikona
kuşları
palazlanıyor
The
roads
are
fogged,
the
icon
birds
are
taking
flight
Mermer
kaldırımlar
buğulanıyor
çiy
taneleriyle
The
marble
sidewalks
are
steaming
with
dewdrops
Perdeler
çekilmiş,
kapılar
sürgülü,
bahçe
duvarları
yıkık
The
curtains
are
drawn,
the
doors
are
sliding,
the
garden
walls
are
crumbling
Soluk
alışı
duyuluyor
fidanlıktaki
sarnıcın
The
breathing
of
the
cistern
in
the
nursery
can
be
heard
Yürüyorum
nehir
boyunca
dudaklarımda
bir
ıslık
I
walk
along
the
river
with
a
whistle
on
my
lips
Sanki
alınyazım
beni
çağırıyor
kuğuran
sesiyle
It's
as
if
my
fate
is
calling
me
with
its
cooing
voice
İsa
mı
diriliyor?
Yoksa
Golgotha
o
yana
mı
devriliyor
Is
Jesus
rising?
Or
is
Golgotha
turning
over
there?
Birden
cümle
mumları
sönüyor
göksel
mihrabımın!
Suddenly,
all
the
candles
go
out
in
my
heavenly
sanctuary!
Samanyoluna
yaslanıp
şarkı
söylüyor
bir
kadın
A
woman
is
singing,
leaning
against
the
Milky
Way
Dul
bir
sevinçle
ve
gücenik
sevgiyle
With
a
widowed
joy
and
offended
love
Ay
doğuyor,
ümidin
yıkık
kuleleri
doğruluyor
The
moon
is
rising,
the
ruined
towers
of
hope
are
straightening
Mayın
tarlalarına
dönüşüyor
acının
sınırı
The
border
of
pain
is
turning
into
minefields
Bir
pembe
bulut
oluyor
zafer,
eğilip
yüzünü
yalıyor
Victory
becomes
a
pink
cloud,
bending
down
to
lick
the
face
Âşık
meydanlarında
terkedilen
yüce
sabrın
Of
the
great
patience
abandoned
in
the
squares
of
love
Bir
kadın
şarkı
söylüyor
dervişip
rüzgârı
A
woman
is
singing,
spinning
with
the
wind
Rüzgârlı
uçurumlardan
yalnızlığıma
alnını
dayayıp
Pressing
her
forehead
against
my
loneliness
from
the
windy
cliffs
Şiirinin
ve
yüreğinin
tarihini
yazmayı
deneyenleriyle
With
those
who
try
to
write
the
history
of
your
poetry
and
your
heart
Hayat
böyle
güleç
iken
ağlamak
gerçekten
ayıp!
While
life
is
so
laughing,
it's
really
a
shame
to
cry!
Évaluez la traduction
Seuls les utilisateurs enregistrés peuvent évaluer les traductions.
Writer(s): Altay Kenger, Hüseyin Ferhad
Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.