Muharrem Aslan - Sustum - traduction des paroles en anglais

Paroles et traduction Muharrem Aslan - Sustum




Sustum
I'm Silent
Ey sevgili! Hangi söz anlatır efkârımı
My love! What words can express my sorrow
Kırılmış bir yağmurun gözlerini silerek.
As I wipe away the tears of a shattered rain.
Hangi söz haklı kılar hasreti inkârımı
What words can justify my denial of longing
Olmadığın her yerde an be an eksilerek.
As I slowly diminish in every place you're not.
Hangi saat, hangi an vurulur benim gibi
What hour, what moment is struck like me
Başka bir maşuk aşkı içerken saçlarından.
As another lover drinks love from your hair.
Hangi söz, hangi yemin yorulur benim gibi
What words, what oaths grow weary like me
Sevda çekip giderken kentin yamaçlarından.
As love fades away on the city's slopes.
Kim anlar gözlerimin kurumayan nemini
Who can understand the constant moisture of my eyes
Ezberlenmiş hayaller bu kadar yüreksizken.
When memorized dreams are so heartless.
Kim bilir yelkovanın akrebe özlemini
Who knows the longing of the second hand for the minute hand
Saatin kaç olduğu bu kadar gereksizken.
When the time of the clock is so irrelevant.
Kimse bilmez; yâr gider, yerine hüsran girer
No one knows that when a lover leaves, disappointment sets in
Sevda kokan şiirler susar sözlerim gibi.
And love-scented poems fall silent like my words.
Terk eder hayatımı takvimler birer birer
Calendars abandon my life one by one
Mevsimsiz sağanaklar susar gözlerim gibi.
And unseasonal downpours fall silent like my eyes.
İçimde kalır yine kendime dargınlığım
What remains within me is my resentment towards myself
Eyvahımı sesime susarım duyan olmaz.
I hush my lamentations, no one hears me.
Hiç kimse bilmez canan, kime bu kırgınlığım
No one knows, my beloved, at whom my resentment lies
Küfrümü nefesime susarım duyan olmaz.
I hush my blasphemy in my breath, no one hears me.
Çünkü ne bir sevda var, ne aşk kaldı riyasız
Because there is no true love, no genuine love left
Kırıldı tüm kalemler dilimi bağlayarak.
All the pens have broken, tying my tongue.
Penceremde ışık yok, gökkuşağı ziyasız
There is no light in my window, no rainbow's glow
Bu yüzden sustum işte içime ağlayarak.
That is why I have fallen silent, weeping within.
Sustum, hiçbir sebebin anlamını sormadan
I am silent, asking no reason for any cause
Özlediğim her şeyi sustum fısıldayarak.
I have silenced everything I miss, whispering it all.
Sustum, hayrı hayırsız düşleri hiç yormadan
I am silent, never tiring of good and evil dreams
Sabaha teslim olmuş geceyi kâr sayarak.
Counting the night surrendered to dawn as profit.
Sustum, suskunluğumu karanlığa haykırıp
I am silent, shouting my silence to the darkness
Gözyaşımla ağladı penceremdeki buğu.
And the steam on my window cries with my tears.
Sustum, suskunluğumun zincirlerini kırıp
I am silent, breaking the chains of my silence
Gömdüm, ismi aşk olan katledilmiş çocuğu.
I have buried love, the murdered child.
Söz: Yavuz DOĞAN
Words: Yavuz DOĞAN





Writer(s): Muharrem Aslan


Attention! N'hésitez pas à laisser des commentaires.