Lyrics Koçero - Ahmet Kaya , Selda Bağcan
Kocunmayın
güzel
beyler,
hanımlar
Alınıp
incinmeyin
Silah
silah
çatmayın
o
güzel
kaşlarınızı,
İmdatlara
saldırmayın
Basmayın
düğmelere,
yüreklerı
hoplatmayın,
Güzel
beyler
hanınmlar.
Zor
ve
çetin
bir
ağıttır
koçero
Bir
gelin
ağlar
ona
ben
ağlayamam
Bıyıkları
çengel
çengel
bir
kardaş,
Ağlar
ona
ben
ağlayamam
Acılı
bir
bacı
ağlar,
bağrı
yanık
bir
ana,
ben
ağlayamam
Bir
elinde
kanlı
mendil,
bir
elinde
kara
mavzer
Kimse
bilmez
nerde,
nasıl,
taptaze
bir,
sımsıcak
bir,
gencecik
bır
ölüdür
o
Bir
selamdır
sımsacık
Varamamış
dostuna,
varamamış
koçero
Koçero
bir
dağ
çekirgesinin
gecede
irkilmesidir
Bir
kurdun
kaçmasıdır
kendi
karaltısından
Yamaçtan
bir
taşın
yuvarlanması
Bir
pınarın
durup
durup
akması
Bir
çift
gözün
karanlığa
bakması
Şimşeklerin
uzak
uzak
çakmasıdır
dağlarda
Bir
mavzerin
yanlışlıkla
patlamasıdır
Bir
geyiktir
koçero
Sekerken
taştan
taşa
kırılmış
bilekleri
Suçsuz
bir
geyik
Avcılar
yakalarsa
mezedir
eti
Köpekler
kovalarsa
diş
kirasıdır
Bir
okul
piyesidir
koçero
Açış
konuşmalıdır
ve
halaylı
türkülüdür
Müsamere
derler
adına
oralarda
Kaymakamlı
savcılı
ve
çavuşludur
Biletlidir
ve
yoksullar
yararınadır
Kocunmayın
güzel
beyler,
hanımlar
Alınıp
incinmeyin
Koçero
bir
oyundur
yazılır
yazılır
bitmez
Koçero
bir
oyundur
oynanır
oynanır
bitmez
Vurur
onu
Candarma,
Vurur
onu
Candarma,
durmadan
vurur
ama
bitmez
O
hep
öyle
durur
orda
Bıyıkları
kartallı
da
Göğsü
çapraz
fişeklikli
gözleri
5 yaşında
Bir
elinde
kanlı
mendil,
bir
elinde
kara
mavzer
Pır
pır
eder
bir
güvercin
namlusunun
ucunda
O
hep
öyle
durur
orda
taş
ardında
rüzgarda
Muhtara
sorarsanız
Bizim
serseri
veli
Marabaya
sorarsanız
İşini
bilmemiş
deli
Köylüye
sorarsanız
Ekmeksiz
garibin
teki
Çocuklara
sorarsanız
Yüce
dağlar
aslanı
Kimsesize
sorarsanız
Hükümet
bilir
onu
Candarmaya
sorarsanız
Devletin
dağlarda
silah
çatması
Vurguncuya
sorarsanız
Yolkesici
yağmacı
Soyguncuya
sorarsanız
Devletin
acizliği
Sağcıya
sorarsanız
Siktir
et
pezevengi
Solcuya
sorarsanız
"Ferman
padişahın
dağlar
bizimdir"
Erzurum'da
kol
başıdır
Erzincan'da
deli
daylak
Pir
sultan
yoldaşıdır
sivas'ta
Bir
"kılıcı
kanlı"
Van'da
Mardin'de
bir
Gözükanlı
kaçakçı
Kocunmayın
güzel
beyler,
hanımlar
Alınıp
incinmeyin
Patron
gazetelerinde
yüksek
bir
tirajdır
koçero
Hükümet
programında
bir
nakliyekün.
Kapitalist
dış
basında
Nobellik
roman
Politik
sürtüşmelerde
bir
yılan
hikayesi
Diplomata
sorarsanız
Turistik
bir
serüven
Kaymakama
sorarsanız
"Ahval-i
adiye"den
Sosyeteye
sorarsanız
Eğlenceli
bir
briç
Bezirgan
filimciye
Gişelik
bir
senaryo
Sorarsanız
bürokrata
Atatürk'ün
gardrobuna
Tükürmüş
biri
Hümaniste
sorarsanız
Fransızca
bilmeyen
Montenyi'den
anlamıyan
Mitologya
tragedya
Hümanizma
helenizma
Hiçbirinden
çakmayan
Bir
yörüktür
koçero
Ne
anlar
rönesanstan
Ne
anlar
restorasyondan
Bir
bazlama,
bir
uçkur,
Üç
telli
bir
zımbırtıdır
koçero
Müfrezeler
yürümüş
dağ
dağ
ve
dere
dere
Kesmiş
geçitleri
korkunun
silahları
Bir
tükenmez
sermayedir
koçero
haksız
yönetimlere
Paralar
girsin
diyedir
kalan
tor
kasalara
Toprak
sömürülsün
diyedir
orta
çağlarda
Işıksız
kalsın
diyedir
bir
koca
ülke
Karanlıkta
boğazlaşsın
diyedir
güzel
yüzlü
insanlar
Fabrikalar
işciyesin,
para
kussun
diyedir
Kıyılar
yağmalansın,
ormanlar
çiflikleşsin
Bankalar
yağ
bağlasın,
tekeller
et
bağlansın
Holdingler
palazlansın,
ortaklıklar
göbeklensin
Bu
rüzgar
böyle
essin
Bu
değirmen
böyle
dönsün
Bu
çuvallar
böyle
dolsun
diyedir
Koçeronun
dağlarda
medetsiz
yalnızlıgı
Kocunmayın
güzel
beyler,
hanımlar
Alınıp
incinmeyın
Yeni
değil
bu
hikaye,
bu
oyun
eski
oyun
Bır
akşam
birdenbire
bir
can
çıkar
dağlara
Bin
kardaş,
bin
bacı,
bin
ana,
Bin
kerpiç,
bin
harman,
bin
açlık,
Bin
yenge,
bin
emmi,
bin
dayı,
Bin
zulüm,
bin
acı
ve
bin
karanlık,
Bır
akşam
birdenbire
çıkar
dağlara
Bıyıkları
terlememiş
bin
çocuk
Bin
aşık,
bin
deli,
bin
mensup,
Bin
ekmeksiz,
bin
işsiz,
bin
suçsuz,
Kıl
şalvar,
kurtlu
çarık,
Bir
akşam
birdenbire
çıkar
dağlara
Yalnayaklar,
gömleksizler,
dayanıksızlar,
Munzurlar,
Cilolar,
Palandökenler
gelsinler
Tunceliler,
Bıngöller,
Tuncelide
mercanlar,
Ağrı
bereketleri
Tahtalılar,
Torslar
ve
Binboğalar
Bir
akşam
birdenbire
çıkar
dağlara
Bir
akşam
birdenbire
çıkar
dağlara
Bir
akşam
birdenbire
çıkar
dağlara
Bir
sürekli
çıplaklıktır
koçero,
Bir
sürekli
açlıktır,
Bir
sürekli
haksızlıktır
koçero,
Bir
sürekli
itilmişlik,
Koçero
bir
vazgeçişdir,
Koçero
bir
ilgisizlik,
Bin
yıllık
bir
yoldan
gelir,
Üstü
başı
kan
içinde,
Upuzun
bir
eyvahtır,
Upuzun
bir
pişmanlık,
Bir
ünlemdir
koçero,
Sığmaz
okul
kitaplarına,
Erzurum
Yaylasından,
Erzincan
Çukuruna,
Ve
Tecer
Dağlarından,
Harran
cenderesine,
Bir
uzun
masaldır
ki
koçero,
Dağların
dağlara
yaslandığı,
Geçitlerin
geçitlere
küstüğü,
Koyaklarda
anlatılır,
Bıçak
bıçak,
kurşun
kurşun
ve
türkü
türkü
anlatılır
Yatar
türkülerde
upuzun
Ağıtlarda
fidan
fidan
koçero
Kocunmayın
güzel
beyler,
hanımlar
Alınıp
incinmeyin
Koçero
bir
vatandır
yaşanır
boydan
boya
Koçero
bir
vatansızlık
Bir
dağlaşmış
yalnızlıktır
Mavzerleşmiş
bir
haksızlık
Yanıtsız
bir
dilekçe.
Attention! Feel free to leave feedback.