Lyrics Bekliyorlar (Hicret) - Dursun Ali Erzincanlı
Yesrib′in
Medine-i
Münevvere
olmasına
çok
var
Daha
çok
var
Veda
tepelerinden
ayın
doğmasına
Bir
dağın
Uhud
adını
almasına
Medine'nin
hicret
yurdu
olmasına
daha
çok
var
Tüban
isimli
bir
hükümdar
Yesrib′e
saldırı
için
ordusunu
durdurur
Yanında
bulunan
Ehl-i
Kitap:
"Ey
hükümdar"
der
"Yalvarırız
dur
çünkü
burası
son
peygamberin
hicret
yurdudur
Bir
de
bize
izin
ver
O'nu
bekleyelim"
Ehl-i
Kitaptan
bu
dört
yüz
alim
Yesrib'de
kalır
Hükümdar
onlara
evler
yaptırır
Bir
ev
daha
eklenir
evlerine
ortasına
Hükümdarın
gözleri
nemli
ve
alevlidir
"Bu
ev"
der
"hicret
edecek
peygamberin
evidir"
Ve
bir
mektup
Tüban′dan
son
peygambere
"Ben
Hz.
Ahmed′in
gönderileceğine
inanıyorum
Eğer
ömrüm
O'nun
ömrünü
yakalarsa
O′nun
uğrunda
savaşır
kalbindeki
kederi
dağıtırım"
Bir
mektup
saklanır
çölde
Altın
mühürle
mühürlenmiş
Kem
göz
görmemiş,
el
değmemiş
Sır
gibi
saklanır
yedi
asır
Bir
mektup,
bir
ev,
Uhud
adında
bir
dağ
Yesrib
adında
diyar,
bekliyorlar...
Yedi
asır
sonra
Darun
Nedve'de
yeryüzünün
en
karanlık
evinde
İçerde
küfür,
içerde
nefret,
içerde
şeytan
ve
dilekleri
Dışarıda
iman,
dışarıda
selamet,
dışarıda
Hafaza
melekleri
Şeytan
Necitli
bir
ihtiyar
Ölümüne
konuşuyorlar,
ölümünü
konuşuyorlar
İlk
söz
alan
Ebu′l
Bahteri
bin
Hişam:
"O'nu
demir
bir
kafese
kilitleyin
ve
ölümünü
bekleyin"
Son
söz
alan
Ebu
Cehil
bin
Hişam:
"Her
kabileden
bir
yiğit
keskin
bir
kılıç
alsın,
aynı
anda
saldırsın"
Ebu
Cehil′in
bu
fikri
son
karar
Mekkeli
müşrikler
ve
Necitli
ihtiyar
bekliyorlar...
Bekliyorlar
nursuz,
onursuz
yüzler,
kılıçları
kınında
Nur
saçan
bir
evin
yakınında
Mızraklarının
ucuna
dokunuyor
ay
Gözlerinde
kin
sözlerinde
alay
Bunlar
zulmetin
çocukları,
bunlar
şeytanın
kulu
gibiler
Nefes
alıp
veriyorlar
ama
toprağın
üstünde
ölü
gibiler
Cehennem
çukurundan
çıkmışlar
sanki
akıl
yok,
kalp
yok,
deli
gibiler
Ancak
o
bir
peygamber,
göklerden
haber
habersiz
iner
Anlatır
Cebrail
olup
biteni
Peygamber
yatağında
Hz.
Ali
korkusuzca
uzanır
uykuya
dalar
Başlarına
toprak
saçılmış
adamlar
göremediler
aralarından
çıkıp
giden
Nebi'yi
Gözlerine
perde
gibi
inen
sureyi
duyamadılar
"Ya
Sin.
Hikmet
dolu
Kur'an
hakkı
için.
Sen
şüphesiz
peygamberlerdensin.
Doğru
yol
üzerindesin.
Önlerinden
bir
set
ve
arkalarından
bir
set
çektik.
Onları
kapattık.
Artık
göremezler.
Uyarsan
da
uyarmasan
da
onlar
için
birdir.
İnanmazlar."
Nur
saçan
bir
ev,
Sevr′e
doğru
yürüyen
Yâr
Yatağında
uyuyan
Haydar-ı
Kerrar,
bekliyorlar...
Sevr
mağarası
hicretin
çöle
açılan
kapısıydı
Geçince
o
kapıdan
iki
dost
Mağaranın
önünde
birdenbire
büyüyen
bir
ağaç
kaldı
geride
Ümmü
gaylan
ağacı
Ağacın
dalında
yuva
yapan
iki
dağ
güvercini
Bir
örümcek
ağı,
Resulullahın
muhafızları
Ve
Kabe-i
Muazzama,
Mekke-i
Mükerreme
geride
kaldı
Bir
hafta
süren
hicret
yolculuğu
Bir
hafta
süren
kum
rüzgarları
Kumları,
yolları,
dağları
okşayan
peygamber
nazarları
Ve
önce
Harre
mevkiinde
yiğitler
selamladı
O′nu
Ve
güneş
selamladı
Seretan
burcunda
23
derece
ve
6 dakikada
Ve
Kamer
selamladı
Esed
burcunda
6 derece
ve
35
dakikada
Sonra
Kuba,
ilk
mescid
ve
ilk
Cuma
Günlerdir
gözler
yollarda
Günlerdir
ağızlarda
yürekler
O'nu
sadece
Ensar
mı
bekler?
Bir
mektup,
bir
ev
Uhud
adında
bir
dağ,
Yesrib
adında
diyar
Bekliyorlar...
Vakit
ikindi
vakti
Yesrib′in
gözü
Veda
tepelerinde
Önce
bir
sessizlik,
sonra
bir
uğultu
Ve
haykırışlar
çınlıyor
çölde
Çünkü
Sevgili
görünüyor
ufukta
Yesrib
Medine-i
Münevvere
oluyor
Dolunay
doğuyor
Veda
tepelerinden
Gül
değil
canlar
atılıyor
yollara
İşte
geliyor,
Resulullah
geliyor
Medine-i
Münevvere
ağlıyor
Medine-i
Münevvere
gülüyor
İşte
Resulullah
geliyor
Ardından
Ebu
Bekir
İşte
Dost,
işte
Yâr
Ey
rüzgâr
al
Resulullah'ın
kokusunu
Uhud′a
götür
Bitsin
hasreti
Uhud'un
Ey
Ensar,
ey
şerefli
insanlar
Açın
Kasva′nın
yolunu,
nereye
çökeceği
ona
bildirilmiştir
Yetmez
mi
size
Resulullah'ın
komşuluğu?
Ey
Eba
Eyyubel
Ensari
sevin
Kasva'nın
çöktüğü
yere
en
yakın
senin
evin
Ama
bilir
misin
bu
ev
7 asır
önce
yapılan
401.
evdi
Bu
ev
zaten
Resulullah′ın
eviydi
Ey
Eyüp
Sultan
sevin
sonunda
geldi
ev
sahibin
Medine
mesud,
sevinçli
Uhud
Ev
şükrediyor
kendi
dilinde
Ve
mektup
şimdi
sahibinin
elinde
Ya
Resulullah
7 asır
önceden
seni
bekleyen
ev
gibi
kalplerimiz
Uhud′umuz
yok
ama
umudumuz
var
Geleceksin
değil
mi?
Bir
de
kardeşlerimiz
var
yeryüzünde
Her
biri
başka
bir
kapının
eşiğinde
Ama
değil
mi
ki
bütün
kapılar
senin?
Değil
mi
ki
üzerlerinde
gözlerin?
Onlar
hicret
niyetiyle
gezen
bugünün
Muhacirleri
Gittikleri
yerde
Ensar'dan
kalma
bir
ruh
var
mı
acaba?
Anadolu′daki
gibi
ezanların
okunmuyor
oralarda
Adın
yankılanmıyor
semalarında
Belki
bugün
okunur
diye
tutuyorlar
fecrin
elinden
Onlara
bir
sabah
vakti
Hz.
Bilal'i
gönderirsin
değil
mi?
Gittikleri
yer
Medine-i
Münevvere
değil
ama
Niyetleri
ilahi
rıza,
hicretleri
sana
Ya
Resulullah
Garip
bir
diyar,
bir
eş
ve
çocuklar
Bekliyorlar...
Attention! Feel free to leave feedback.